Politika

Erdoğan'dan "İslam düşmanlığı" açıklaması: Batı dünyası zehirli bir sarmaşık gibi büyüyen tehdit karşısında önlem almıyor

06 Şubat 2021 19:35

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Uluslararası Demokratlar Birliği'nde yaptığı konuşmada, "Müslümanların mukaddes değerlerine yönelik saldırılar fikir özgürlüğü parantezine alınarak ısrarla görmezden geliniyor. Eş zamanlı olarak Avrupa İslam'ı, Fransa İslam'ı, Avusturya İslam'ı gibi projelerle Müslümanlar çift yönlü bir cendereye alınıyor. Aşırılıkla mücadele bu kılıf altında sunulan bu projelerin amacı Avrupalı Müslümanların anavatanlarıyla ve İslam ümmetiyle bağlarını koparmaktır" dedi. Erdoğan, "Batı dünyası zehirli bir sarmaşık gibi günden günde büyüyen bu tehdit karşısında önlem almamakta inat ediyor" ifadesini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Demokratlar Birliği'ni kabul etti. Beşiktaş'ta bulunan Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'ndeki kabulde bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değişim, kadrolarımız açısında yaprak dökümüne dönüşüyorsa orada çok ciddi sorun var demektir. Daha önce bir şekilde bizimle irtibatı olmuş fakat şimdi aramızda olmayan arkadaşlarımızla bağımızı yenilemeliyiz. Meselesi millet ve memleket olan insanlara kapımız her zaman açık. Bu noktada AK Parti bünyesinde geçen seneden beri sürdürdüğümüz yeni üye seferberliği çok önem arz ediyor" dedi.

"Neonazi teröründen Müslümanlarla birlikte olan diğer kesimler de olumsuz etkileniyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

“Son yıllarda ekonomi ve terör başta olmak üzere ülkemizi hedef alan saldırılardan hiç biri unutmayın ki tesadüfü değildir. Türkiye'nin Libya'da, Suriye'de Ege'de, Doğu Akdeniz'de, en son Dağlık Karabağ'da bileğini bükemeyenler asimetrik yöntemlerle, asılsız iddia ve ithamlarla çelme takmaya çalışmaktadır. Avrupa'da Koronavirüs salgınıyla beraber artık iyice ayyuka çık Türk ve Müslüman düşmanlığının sebeplerinde biri de işte budur.

Neredeyse her gün sırf Türk ve Müslüman olduğu için saldırıya uğrayan, hakları gasp edilen bir insanımızın haberini alıyoruz. Neonazi teröründen Müslümanlarla birlikte etnik kimliği, görünüşü, dini aidiyeti farklı olan diğer kesimler de olumsuz etkileniyor.

Özellikle camilere iş yerlerine, derneklere, okullara, bütün bunlara yönelik eylemler akıl almaz boyutlara ulaşmıştır. İsveç'te Kuran yakılması, Norveç'te Kuran'ın yırtılması, basın özgürlüğü asına Hz. Peygamberi tahkir eden karikatürlerin teşvik edilmesi kutsallarımıza yönelik saldırılarda sadece birkaçıdır. Ancak Batı dünyası zehirli bir sarmaşık gibi günden günde büyüyen bu tehdit karşısında önlem almamakta inat ediyor.

Müslümanların mukaddes değerlerine yönelik saldırılar fikir özgürlüğü parantezine alınarak ısrarla görmezden geliniyor. Eş zamanlı olarak Avrupa İslam'ı, Fransa İslam'ı, Avusturya İslam'ı gibi projelerle Müslümanlar çift yönlü bir cendereye alınıyor. Aşırılıkla mücadele bu kılıf altında sunulan bu projelerin amacı Avrupalı Müslümanların anavatanlarıyla ve İslam ümmetiyle bağlarını koparmaktır.

"Asimilasyona karşı en büyük silahımız çocuklarımıza ana dillerini ve dinlerini öğretmektir"

"Her ne kadar farklı ambalajlar olsa da bu bir asimilasyon projesidir. İnce bir siyasetle hayata geçirilen ve giderek yaygınlaş bu projeye karşı hep birlikte mücadele etmemiz şarttır. Bunu da kendimizi süreçlerden yalıtarak değil, muhataplarımızla tezlerimiz güçlü şekilde savunarak gerçekleştirebiliriz.

Türklerin veya Müslümanların konumuyla ilgili herhangi bir meselede başta sizler olmak üzere tüm kurumlarımız aktif sorumluluk üstlenmelidir. Diğer Türk sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte kanun ve nizam çerçevesinde yeni medya araçlarından da istifade ederek bu mücadeleyi yürütmelisiniz. Bulunduğunuz ülkenin siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve bilimsel hayatına daha fazla katılım sağlamalısınız.

Sizlerden ricamız vatandaşlarımıza yönelik ırkçı, ayrımcı, İslam düşmanı muamelelerin büyükelçilik ve başkonsolosluklarımıza derhal bildirilmesidir. Oluşturduğumuz veri tabanıyla önümüzdeki dönemde nefret suçlarını daha yakından takip edecek, sizlerin meselesini daha fazla gündeme taşıyacağız.

Asimilasyona karşı en büyük silahımız çocuklarımıza ana dillerini ve dinlerini en iyi şekilde öğretmektir. Özellikle gençlerimizin yaşadıkları ülkelerde yüksek öğrenime devam etmelerini, çalışma hayatında en üst mertebelere gelmelerini önemsiyoruz.

İlgili tüm kurumlarımız özellikle eğitim ve din hizmetleri alanında şüphesiz üzerlerine düşenleri yapıyor. Bununla birlikte bu alanda halen ciddi eksiklerimizin olduğunu biliyoruz. Sizlerin de eğitim çalışmalarına dahil olmanızda bu bakımdan büyük fayda görüyorum."