Politika

ERDOĞAN: BU ALÇAKLIĞA KATLANMAYIZ DÜZCE (A.A)

07 Mayıs 2011 18:14

-ERDOĞAN: BU ALÇAKLIĞA KATLANMAYIZ DÜZCE (A.A) - 07.05.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Siirt'teki konuşmasına ilişkin, ''Siirt'teki konuşmasında dengeyi kaybetti. Maalesef orada kullandığı ifade hem çok çirkin. Şahsımıza hakarete katlandık da ama bu saygısızlığa, bu hakarete, bu alçaklığa katlanmamız mümkün değil'' dedi.  Düzce'nin Yığılca ilçesinde düzenlenen mitingde halka hitap eden Erdoğan, eğitimde ve sağlık alanında yapılan çalışmalara değinerek, Türkiye'nin 16 noktasında 18 hava ambulansı bulunduğunu, ayrıca 2 adet olan jet ambulans sayısını da 5'e çıkaracaklarını söyledi.  Kanuni Sultan Süleyman'ın ''Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi'' sözünü anımsatan Erdoğan, ''Biz bu sözle yola çıktık. Çünkü biz Kanuni'den bu dersi aldık. Yani bir sağlıklı nefese devleti feda eden bir anlayış. Adalet, emniyet, ulaşım, enerji, biz bunları yoğun bir şekilde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Değerli kardeşlerim bir şeyi bilmenizi istiyorum. O da şu; bir olalım, beraber olalım, iyi olalım, diri olalım. Bu çetelere, mafyaya ülkemizi kaptırmayalım. Teröre, teröriste ülkemizi evelallah kaptırmayacağız, kaptırmıyoruz'' diye konuştu. Erdoğan, iktidarı, MHP'den, ''CHP'nin yavrusu DSP''den, ANAP'tan aldıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:  ''IMF'nin kapısından ayrılmıyordu MHP. 30 milyar dolar borçlandı. Biz geldik 23.5 milyar dolarla devraldık. Ödedik, ödedik, ödedik. Şu anda 5 milyar dolar borcumuz var. Geldiğimizde koskoca Merkez Bankası'nın kasasında 27.5 milyar dolar vardı. Yarısı da işçi dövizi; yurt dışındaki işçilerimizin dövizi. Şimdi Merkez Bankası'nın kasasında 93 milyar dolar var. Halep oradaysa arşın Yığılca'da. Şimdi bakıyorsunuz, çıkıyor, sağda solda sayın Bahçeli diyor ki; yok şuydu, yok buydu. Kardeşim işte hesap ortada. Yolsuzluklar, her şey döneminizden bize miras kaldı. Şimdi biz ödüyoruz, biz kapatıyoruz. Bütün bunlarla beraber, dikkat ederseniz bu attığımız adımlarla Türkiye bir değişim yaşıyor; dünyada bir itibar kazanıyor. NATO'nun içerisinde Türkiye'nin ayrı bir yeri var; BM'de ayrı bir yeri var; OECD'de ayrı bir yeri var. Bütün bu uluslararası kuruluşların içerisinde artık Türkiye'nin farklı bir konumu, farklı bir yeri var. Artık gündemi belirlenen bir Türkiye yok, gündem belirleyen bir Türkiye var.'' CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Siirt'teki konuşmasına da değinen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Geçenlerde sayın Kılıçdaroğlu benim kayın pederimin memleketine gitti. Siirt'te konuşma yapıyor. Siirt'teki konuşmasında dengeyi kaybetti. Ne diyor? Diyor ki; 'statükonun Allah'ı Ankara'dır.' Şimdi manevra yapmaya başladı. Diyor ki, 'Başbakan da Allah'ın kuruşuna ihtiyacımız yok, dedi.' Benzetmeye bak. Bir defa Allah mekandan münezzehtir. Allah'a mekan tayin edemezsin ama bu adamın bu tür bir anlayışı yok ki. Neyi, nasıl, niçin kullanacağını bilmiyor. Geliyor Şeb-i Aruz'a orada başka konuşuyor, Kutlu Doğuma geliyor başka konuşuyor. Orada bakıyorsunuz bu işi bayağı iyi hazırlayıp, önüne koymuşlar, oradan okuyor ama kağıtları önünden aldığın zaman, dağıtıveriyor. Geçen Samsun'da, 'bu ezan, CHP sayesinde okunuyor' diyor. 1941'de bu ülkede, bizim dedelerimiz, büyüklerimiz iyi bilir, 'Tanrı uludur, Tanrı uludur' diye ezan okuttular. İnönü'nün dönemi. Bunları yaşadık değil mi? Allah rahmet eylesin, Menderes geldi. Merhum Menderes kaldırdı ve aslına döndürdü. Niçin Allah-u ekber. Çünkü dünyanın neresine gidersen git, tüm İslam ülkelerinde ezan uluslararası evrensel bir mesajdır. Onun için değiştirilemez. Özelliği buradadır. İngiltere'ye gittiğinde İngilizce, Almanya'ya gittiğinde Almanca olmaz. Çünkü o dili bilmeyen anlamayabilir ama evrensel olduğu için, nereye gidersen git aynı mesajı duyarsınız.'' Projelerini açıkladıklarını, açıklamaya da devam ettiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: ''Çünkü çok daha farklı bir Türkiye'yi, daha modern bir Türkiye'yi, inşallah benim insanımın çok daha insanca, çok daha refah, huzur, mutluluk içerisinde yaşadığı bir Türkiye'yi sizlere hazırlamanın gayreti içerisinde olacağız. Çünkü biz milletimize efendi olmaya değil, biz milletimize hizmetkar olmaya geldik. Çünkü biz halka hizmeti Hak'ka hizmet olarak gören bir medeniyetin çocuklarıyız. Bu yola biz böyle çıktık. Er ya da geç öleceğiz. Öyle mi? Kimsenin kalması, hiçbir canlının kalması mümkün mü? Ama CHP'li bir milletvekili adayı, hem de koskoca bir profesör, İstanbul'un Zincirlikuyu Mezarlığı'nın girişinde eskiden 'ruhuna fatiha' yazıyormuş da o pek rahatsız etmiyormuş ama şimdi orada, 'her nefis ölümü tadacaktır' ifadesini görünce, bu diyor 'sinir bozucu' diyor. Sevgili kardeşlerim herhalde Allah'ın ayeti olduğunu bilmiyor profesör. Bunlar, profesörler her şeyi bilen zannediyorlar. İlim sahibi olmak yetmez irfan sahibi olmak yeter. İrfan sahibi olmak nedir? Yunus güzel söylüyor; 'ilim, ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir, ya kendin bilmezsen nice okumaktır' diyor. Arif, bilmediğini bilen insandır ama bunlar bilmediklerini bilmiyorlar. Değil profesör, ordinaryüs profesör olsa ilim deryasından ancak bir kova su alırsın. İşte Zincirlikuyu Mezarlığının kapısındaki, 'her nefis mutlaka ölümü tadacaktır' ayetini bilmiyorsun, 'sinir bozucu' diyorsun. Ölmeyecek misin? Her gün yüzlerce, binlerce insanın öldüğü şu vatanımızda hoca efendinin önündeki tabutun üzerindeki yeşil örtüde, ne yazıyor? O yazıyor orada ama bunların bundan haberi yok. Haberi olsa bu yanlışı yapmaz. İşte CHP zihniyeti bu, anlayış bu. 12 Haziran'da bunları sandığa gömmeye hazır mıyız? Onun için 35 günde çok çalışmamız lazım. Kapı kapı, köy köy dolaşacağız, gidilmedik yer bırakmayacağız.''