Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "bazı çevrelerin kendisi ile Abdullah Gül ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu birbirine düşürmek istediğini" öne sürerek "Boşuna uğraşmayın, başaramazsınız. Bunlar boş, nafile şeyler. Aramızdaki muhabbet bozulmaz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale ziyaretinin ardından dün geldiği Balıkesir’de ‘Ekonomi Ödülleri: 2015’ törenine katıldı, ardından Kuva-i Milliye Meydanı’ndaki toplu açılış etkinliğinde konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
'Kürt sorunu yok'
“Filanca köşe yazarlarını yazdıkları yazı ve yazılar bizim aramızdaki muhabbeti ortadan kaldırmaz. Boşuna uğraşmayın, başaramazsınız. Bunlar boş, nafile şeyler. Eğer üreteceğiniz bir şey varsa, gelin bu yarışta yerinizi alın. Ama 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta çıkmaz. Karşımızda tüm umudunu sokağa, vandalların eylemlerine, çözüm sürecinin başarısızlığa uğramasına bağlamış bir hastalıklı zihniyet var. Hâlâ bakıyorsunuz, varsa-yoksa Kürt sorunu. Kardeşim ne Kürt sorunu, artık böyle bir şey yok! 2005’te Diyarbakır'da bunu açıkladım. Ne dedim? Bu ülkede her etnik unsurun kendine has sorunları var. Roman kardeşlerimin de Türk’ün de sorunu var, Laz’ın da Abaza’nın da Boşnak’ın da sorunu var. Bu sorunları gidermek kimin görevi, şüphesiz ki hükümetlerin. Bunları yapıyor muyuz, yapıyoruz.”
Kardeşim neyin eksik?
“Kardeşim neyin eksik senin? Bir Kürt olarak sen bu ülkede cumhurbaşkanı oldun mu, oldun. Başbakan çıkardın mı, çıkardın. Bakan çıkardın mı, çıkardın. Devletin en üst kademelerine yönetici gönderdin mi, gönderiyor musun, var. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde var mısın, varsın. Ne istiyorsun daha? Allah aşkına bizden farklı neyiniz var? Her şeye sahipsiniz. Yolunuz yoktu yaptık, havaalanı yapıyoruz Hakkari’ye, havalanı yaptırmıyorlar. Bunları biz yaptık. İşadamlarının, müteahhitlerin makinelerini yakıyorlar. Niye yakıyorsun. Hani hizmet istiyordun! Iğdır’a, Ağrı’ya, Kars’a havalimanları yaptık, bir ayrım olmadan. Batıya ne yapıldıysa doğuya da aynısı yapılıyor. Ama bunların derdi başka.”
1940 model arabaya tur bindiriyorlar
Erdoğan, 27 Mayıs-12 Eylül darbelerinin üretimi mevcut anayasayla Türkiye’nin ilerleyemeyeceğini vurguladı. Bu sistemde ısrar etmenin millete haksızlık olacağını ifade eden Erdoğan, “Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz” dedi. ABD’nin parlamenter demokrasiyle başladığını, fakat yürümediğini, yürümeyince başkanlık sistemine geçtiğini hatırlatan Erdoğan, başkanlık sistemine geçtikten sonra sıçrama yaptığını, Fransa’nın da öyle olduğunu kaydetti. “Şimdi yeni Türkiye’yi inşa etme zamanı” diyen Erdoğan, 80 yılda yapılanları 12 yılda 3’e katladıklarına ancak daha hızlı karar alma ve bunları uygulama ihtiyacının bulunduğuna işaret etti. Erdoğan, “Şu anki durumumuz neye benziyor biliyor musunuz? Bilgisayar çağında hâlâ kağıt kalemle 10 haneli, 20 haneli rakamları çarpmaya, bölmeye, toplamaya çalışıyoruz. Elbette sonunda, iyi kötü işlemi bitiriyoruz ama bu arada atı alan da Üsküdar’ı geçiyor. 1940 model arabayla 2015 model arabaların yarışındayız. Evet, arabamızın antika değeri var ama yarışta bize tur üstüne tur bindiriyorlar. Ben diyorum ki gelin bu yorgun sistemi değiştirelim. Yeni Türkiye yolunda kendimize önce yeni bir anayasa hazırlayalım. Bu anayasa ile birlikte de başkanlık sistemine geçelim” diye konuştu.
Parti kapatma tarih olsun
Partileri kapatmayı Meclis onayına bağlayan teklifin Genel Kurul’da kabul edildiğini hatırlatan Erdoğan, 2010’daki referandum öncesi benzer maddeye destek vermeyen muhalefetin samimi davranmadığını kaydetti. Son tasarının Meclis’te kabulü sonrası Türkiye’de parti kapatmanın tarih olacağını umduğunu belirten Erdoğan, “Partiler, madem ki tüzel kişiliktir, gerçek kişi ile tüzel kişiliği birbirine karıştırmayalım. ‘Bir siyasi partinin kapatılması teklif dahi edilemez’ diye bir hükmün oraya gelmesi lazım. Ancak suçu işleyen kimse onlar bu işin bedelini öder. Aynı şeyi ben vakıflar, dernekler için de söylüyorum. Tabelayı cezalandırmakla bir yere varamazsın” dedi.
Hedef biziz
Dünyanın yaşadığı dönüşümün sancıları içinde kıvrananların Türkiye’yi takip ettiğini, rehber olarak gördüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz nereye yönelirsek, onlar da aynı tarafa yöneliyor, yönelmek istiyorlar. Bu büyük medeniyetin günümüzdeki temsilcisi, varisi olarak gördükleri Türkiye’nin kendilerini içinde bulunduğu belirsizlikten kurtaracağına inanıyorlar. Bu insanları hayal kırıklığına uğratamayız. Böyle bir vebali asla üstlenemeyiz. Bölgemizde yaşanan müessif olaylar, dünyanın kalanı nezdinde tüm Müslümanları töhmet altında bırakan, tüm Müslümanları terörist olarak gösteren kötü bir dönemin kapılarını aralıyor. Batı nezdinde Müslüman zannetmeyin ki Afrika çöllerinde devesini güden gariptir. Batı nezdinde Müslüman evvela biziz, bu ülkedir. Dolayısıyla Müslümanlara yönelik her hareketin, her tepkinin ilk hedefi de biz oluyoruz” dedi. Hiçbir Müslümanın masumları öldüremeyeceğini belirten Erdoğan, “Bizim medeniyetimizin olduğu hiçbir yerde DEAŞ olamaz, Boko Haram olamaz, ırkçılık da olamaz, soykırım da olamaz, mezhepçilik de olamaz” diye konuştu.
23-24 beddua seansı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pensilvanya’da her akşam saat 23-24 arası ‘beddua seansları’ düzenlendiği bilgisini verdi. Balıkesir’deki miting alanında “Aldığın oylarla güldürdün bizleri / Pensilvanya ağladı çılgınlar gibi / Erdoğan, Erdoğan, Tayyip Erdoğan” sloganları üzerine Erdoğan, “Her akşam 23-24 seansında beddua seansları yapıyorlarmış. Ama bizim böyle bir derdimiz yok değil mi? Biz insanların hidayetiyle görevliyiz. Bizim görevimiz bu, biz buna devam edeceğiz” dedi.
