Alman Welt am Sonntag gazetesinin yazarı Boris Kalnoky, son yayınlanan makalesinde Türkiye’yi ağır sözlerle eleştirdi. Makalede Türkiye'nin dünyada güven kaybına uğradığı ifade edilirken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın BM Konseyi’ndeki konuşmasıyla ilgili de “Geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler Konseyi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan boş salona hitap etti. Çünkü kimse artık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajlarını dinlemek istemiyor” denildi.
Yazıda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın isteseydi Türkiye’yi uyum ve başarıyla batıya entegre edebileceği ama bunu istemediği belirtildi. Yazıda Erdoğan’ın Eski İran İslam Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad’a benzetilerek, “Eski İran İslam Cumhurbaşkanı Ahmedinejat’ın Amerika, Avrupa ve İsrail’e olan tepkilerin yerini şimdi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aldı” ifadelerine yer verildi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Welt am Sonntag gazetesinden Boris Kalnoky'in makalesinin bi kısmı şöyle:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan Batı'yı tercih etmedi. Bazen insanlar güvendiği kişilerden beklediğini alamayınca hayal kırıklığına uğrar. Türkiye de Batı ve müttefiklerini hayal kırıklığına uğrattı. Türkiye isteseydi Müslüman ülkelere örnek olurdu. Demokrasi ve hürriyeti getirebilirdi. Amerika, Avrupa herkes Türkiye’ye güvendi. Ama beklenen olmadı. Türkiye herkesi şaşırttı. Geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler Konseyi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan boş salona hitap etti. Çünkü kimse artık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajlarını dinlemek istemiyor. Kendi ülkesinde muhalefet partisini ateist ve terörist ilan ederken Batı'yı şerefsiz, ırkçı olarak suçlaması her şeyi ortaya koyuyor. Radikal İslamcı gruplara karşı, radikal İslam’ın olmadığını, sadece İslam olarak değerlendiriyor. 11 Eylül 2001’de Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan seri saldırıların ardından dünya barışçı iyi bir İslam ülkesiyle çalışabiliriz özlemi arayışındaydı. 2004 yılında Avrupa Birliği (AB) adayı ilan edilen Türkiye dünyada barışı sağlama rolünde herkes tarafından örnek İslam ülkesi gösterildi. Herkes sevindi, 'iyi ki Türkiye var' dedi. Beklenen olmadı. Türkiye’de AKP hükümeti ve başındakiler sözleriyle, mesajlarıyla Avrupa ve Amerika’yı şaşırttı. AKP kariyerini radikal İslamcıların hedef aldığı Avrupa ve Amerika’ya karşı tavrıyla başlattı. Bu tavır siyasetçilerde hayal kırıklığı yaşattı. Irak ve Suriye’de yaşanan IŞİD terörüne karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Batı'yı düşman göstermesi Erdoğan’ı raydan çıkan trene benzetti.”
‘Ahmedinejad’ı aratmıyor’
“Eski İran İslam Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın Amerika, Avrupa ve İsrail’e olan tepkilerin yerini şimdi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aldı. Hükümdar rolüne soyunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın savaş alanında dünya düzeninde adaletsizliğe karşı başta İsrail’i soykırımcı, diktatör Hitler’den daha kötü olarak tanımlaması Müslümanları palazlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri Avrupa’da yaşayan Türk toplumu ve diğer Müslümanları olumsuz etkiliyor. Türkiye’de 2004-2007 yılları arasında demokrasi reformlarıyla popülizmi artan Cumhurbaşkanı Erdoğan isteseydi Türkiye’yi Batı'ya yönlendirebilirdi. Erdoğan Batı'yı tercih etmedi. İstemedi. AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ülkede İslamlaştırma politikası ağır bastı.”
‘IŞİD terörüne en çok katılım Türkiye’den’
“IŞİD terör örgütüne dışarıdan katılan ikinci büyük kontenjan Türkiye oldu. Radikal İslami gruplara Türkiye büyük destek verdi ve yaşanan iç savaşın kanamasına neden oldu. Hedefte Esad’ın devrilmesiyle, bölgede Türkiye’nin hakimiyeti söz konusuydu. Ama planlar altüst oldu. On yıl önce Avrupa ve Amerika Türkiye’ye güveniyordu. Şimdi ise güven ortadan kalktı. Artık Türkiye Batı'nın itibar ve güvenini yitirdi. Şimdi sadece Türkiye’nin düşman bir ülke olmaması için çalışılıyor.”