Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği ile ilişkilerde gelinen nokta hakkında "Müzakere sürecinde biz ilerleme kaydedilim diye çırpınırken AB her şeyden önce Avrupa kıtası için debeleniyor" dedi. "Şu anda Avrupa kıtasında olmayan ülkelerin AB'de olduğunu görüyoruz" diyen Erdoğan, "Türkiye hem Asya ve Avrupa'nın ülkesi. AB'nin Türkiye'ye her zamandan daha çok ihtiyacı vardır. Tamamen siyasi, tamamen keyfi nedenlerle fasıllar açılmıyor. Görüştüğüm tüm Avrupa ülkeleri ‘haklısınız, bunu en kısa zamanda sonuçlandıracağız’ dediler" ifadesini kullandı.
Erdoğan, Wyndham Grand Hotel'de düzenlenen İktisadi Kalkınma Vakfi'nın "50.Yılında Türkiye-AB ilişkileri" programında konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Türkiye'nin AB yolunda 4 önemli eşiği bulunuyor. Biz müzakerelerimizi devam ettirmekte kararlıyız. Biz gerekirse Kopenhag siyasi kriterlerinin adını Ankara siyasi kriterleri olarak değiştiririz dedik.
‘Avrupa kıtası içinde olmayan ülkelerin AB'de olduğunu görüyoruz’
Müzakere sürecinde biz ilerleme kaydedilim diye çırpınırken AB her şeyden önce Avrupa kıtası için debeleniyor. Şu anda Avrupa kıtasında olmayan ülkelerin AB'de olduğunu görüyoruz. Türkiye hem Asya ve Avrupa'nın ülkesi.
Katılım sürecinin omurgasını teşkil eden fasıllar siyasi reform süreciyle doğrudan ilgilidir. Bir yandan Türkiye'yi eleştiriyorlar bir yandan da bu fasılların açılmasını engelliyorlar. Bir an önce fasılları aç ki Türkiye ile müzakereler bu yönde gelişebilsin.
‘Enerji faslının açılmamasını anlamakta zorlanıyoruz’
Enerji faslının açılmamasını anlamakta zorlanıyoruz. Güney akıma AB üyesi bir ülke hayır dedi. Rusya bu işi bizimle konuştu. Bizler de değerlendirebiliriz dedik ve görüşüyoruz.
Bütün bu tavırlar AB'nin samimiyetinin halisane olup olmadığının sorgulanmasına yol açıyor. Türkiye'nin AB'ye üyeliği artık daha farklı bir şekilde ele alınması gerekiyor.
’AB'nin Türkiye'ye her zamandan daha çok ihtiyacı vardır’
Bölgemizde cereyan eden hadiseler karşısında Türkiye ve AB beraber hareket etme ehliyetindedir. Bunun başka çaresi yoktur. AB'nin Türkiye'ye her zamandan daha çok ihtiyacı vardır.
'Tamamen siyasi ve keyfi...'
Türkiye’nin önünü kesmek için olmadık yollara başvurdular. Neler demediler ki? İmtiyazlı ortaklık, Türkiye’nin inancı bizimle uyumlu değil… AB hyer şeyden önce Avrupa kıtası içindir dediler. Şu anda Avrupa kıtasında olmayan ülkelerin AB üyesi olduğunu görüyoruz. Türkiye ise iki kıtanın ülkesidir. Türkiye’nin böyle bir zenginliği var. Türkler küçük Asya’dalar şeklinde işi yokuşa sürenler oldu. Yabancı düşmanı, göç karşıtı parti ve çevreleri dahil ettiğimizde karşımıza bir başka manzara çıkıyor. Tamamen siyasi, tamamen keyfi nedenlerle açılmayan fasıllar. Görüştüğüm tüm Avrupa ülkeleri ‘haklısınız, bunu en kısa zamanda sonuçlandıracağız’ dediler. 24. Fasıl öncelikle açılacak ve son kapanacak fasıl olarak söylediler.
Madem bu kadar önem veriyorsunuz. Bir an önce fasılları aç ki Türkiye bu yönde bir dönüşüm gerçekleştirsin. 17 nolu fasıl da halen müzakereye açılmadı. 15 nolu enerji faslının açılmamış olmasını da anlamakta zorlanıyoruz. Ankara’da Nabucco ile ilgili sözleşmeleri imzaladık. İmzalamış olmamıza rağmen iktisadi olarak parasal sorunu çözmesi gereken AB. Bu sorunu çözememiştir.
Siz ne yaptınız? Ne para, ne tedarikçi, ne tüketici… Nabucco’da bu adımı atamadılar. Arkadan TANAP geldi, bu adımı attı. Şimdi süratle bu iş yürüyor. İhaleler her şey yapıldı, dozerler çalışmaya başladı. Yeni bir adım daha gelişiyor. O da Türk akımı. Güney akımı AB üyesi bir ülke hayır dedi. Hayır deyince Rusya Federasyonu geldi bizimle oturdu bu işi konuştu. Biz de görüşebiliriz dedik ve görüşüyoruz. 31 nolu faslın açılmamış olmasını da makul bulmuyoruz. Niçin engelliyorsunuz? Karar vermekte zorlanıyorlar. Bütün bu tavırlar hem bizim hem de milletimizin nezdinde AB’nin samimiyetinin sorgulanmasına yol açıyor.
Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin daha farklı şekilde ele alınması gerekiyor. Giderek büyüyen bölgesel tehditler karşısında Türkiye ve AB beraber hareket etmek zorundadır. AB’nin Türkiye’ye her zamandan daha fazla ihtiyacı var. Türkiye ekonomik ve siyasi istikrarı bakımından huzur abidesi durumunda. Komşularında yaşanan bunca sıkıntıya rağmen büyümesini devam ettiren bir ülkeyiz. Dün Mart sanayi üretimi rakamları açıklandı.
AB ise sürekli kan kaybediyor. Genişleme müzakerelerini tutarlı bir şekilde yürütmesi gerekiyor. Yeni Türkiye hedefimiz asla AB hedefinden bağımsız değildir. Yeni Türkiye hedefimize AB tam üyeliğimizle daha hızlı ulaşabileceğimize inanıyoruz. Türkiye-AB ilişkilerini kazan-kazan stratejisi ile bugünlere getirdik.
Avrupa’nın güvenliği bizim Batı değil Doğu sınırlarımızda başlıyor. Türkiye, AB’nin sadece siyasi değil ekonomik istikrarının da anahtarıdır. İlerde bir eser kaleme aldığımızda oraya bunları dökeceğiz. Neler yaşadık, nasıl sıkıntılar yaşadık. Dış ticaretimizin yaklaşık yüzde 40’ını AB üyesi ülkelerle gerçekleştiriyoruz.
Bundan sonraki yol haritamızı da milletimiz çizecektir. Müzakere sürecimizi başka bir boyuta taşımak istiyoruz.
Eski korkuların, kısır tartışmaların AB ile ilişkilerimizi esir almasına izin veremeyiz.
12 yıl önce hiçbir fasıl neredeyse açılmamıştı. Ve hiçbir fasıl açılmadığı halde bir mücadele başlattık. O zamanlar 15 üyeydi. Sonra 13 üye alındı. Bunların hiçbirinin de Türkiye ile mukayese edilecek hiçbir yanı yoktur. Tamamen bu alınanlar siyasi kararla alınmışlardır. Biz alındık alınmadık bunlara bakmadık. Bunlar bize gereklidir dedik ve biz her an bunlara hazır olalım.