Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Çanakkale 100. Yıl Barış Zirvesi Yüksek Düzeyli Oturumu"nda konuşuyortu.
Çanakkale Savaşı'nın kazananları ve kaybedenleri olarak savaşa katılan bütün ülkelerden temsilcilerin bir araya gelmesine dikkat çeken Erdoğan, üzerinde durulması gereken noktanın, bir daha benzeri şeylerin yaşanmaması olduğunu söyledi.
Birinci Dünya Savaşı'nın etkilerinin hala ettiğine değinen Erdoğan, "Bu savaş sonrası tesis edilen düzen doğal mecrasına uygun değildir. Cetvelle çizilen sunu sınırlarlar çözüm değil, sorun kaynağı haline dönüştü" dedi.
Ermenistan'ın 1915 olaylarına dair yaptığı açıklamalara da değinen Erdoğan, Türkiye'de 40 bin Ermeni'nin T. C. vatandaşı olduğuna dikkat çekerek, "Ermeni diasporası Türkiye'de yaşanan 40 bin Ermeni vatandaşına sorsun Türkiye'de size karşı zulüm var mı diye" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şu şekilde:
-Askerler hangi safta bulunursa bulunsun takdirle anılmayı hak ediyor. Kazanı ve kaybedeni ile Çanakkale savaşının tüm tarafları olarak bugün bir aradayız. Geniş katılımla bir araya gelerek verdiğimiz mesajı çok önemli görüyorum.
-Yöneticiler olarak üzerinde durmamız gereken husus ülkelerimizi bu tür yıkımlara sürülemeden nasıl kurtarabiliriz olmalı.Kriz bölgelerinde başlayan nüfus hareketi tüm dünyaya yayılıyor. siyasi sorunlara arkasını dönenler kendilerini kandırıyor.
'Tüm dünya iki ülkenin dudağı arasına mahkum edilemez'
-Buradan bir kez daha diyorum 'Dünya 5'ten büyüktür' Tüm dünya iki ülkenin dudağı arasına mahkum edilemez. Zalim ile mazlumun ayrımını yapmayan bir sistem insanlık vicdanında asla meşruiyet kazanamaz.
-Birinci Dünya Savaşı örtülü olarak halen sürüyor. Bu savaş sonrası tesis edilen düzen doğal mecrasına uygun değildir. Cetvelle çizilen sunu sınırlarlar çözüm değil, sorun kaynağı haline dönüştü. 1. Dünya Savaşı'nın ardından kurulan statünün sürdürülemez haline geldiğini kabul etmemiz gerekiyor.
-Dünyanın kadim medeniyetlerine ev sahipliği yapmış Ortadoğu'nun içinde bulunduğu durum vahim. Akdeniz'de Ege'de botlarla kaçanlar boğuluyor. Bunlar insan değil mi? Nerede kaldı insan hakları evrensel beyannamesi?Hiçbir siyasi denge bahanesi bunca masumun kanının dökülmesini haklı gösteremez.
'Başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurulana kadar...'
-İsrail-Filistin ihtilafı ortadoğu'da barışın önünde büyük bir engeldir. Başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurulana kadar bu sorunun çözümü mümkün değildir.
-Hiçbir siyasi denge konjonktür bahanesi bunca masumun kanının dökülmesini mazur gösteremez. Suriye'de yaşanan hadiselere karşı sesini yükseltmeyen herkes bu felaketin sorumluluğuna ortaktır.
IŞİD'in İslamla uzaktan yakından alakası yoktur Çünkü bizim dinimiz barış dinidir.Bizim dinimizde bir insanın öldürülmesi tüm insanlığın öldürülmesi gibidir.Bu dinin mensubu olduğunu söyleyenler kadınları çocukları kör bıçakla kesemez
-Yemen'deki sorunların barışçıl yollarla çözülmesi için desteğimizi sürdüreceğiz.
-Ukrayna'da yaşananlar, Kırım'ın işgalini tasvip etmemiz mümkün değildir. Avrupa Birliği içinde giderek yayılan ırkçılık ve İslamofobi gibi akımlar barış projelerini imkansız hale getiriyor. Kendi sorunlarını çözemeyen AB küresel meseleler konusunda etkili olabileceğini düşünmüyorum.
'Diaspora, zulüm iddialarını vatandaşımız olan Ermenilere sorsun'
-Çanakkale ile birlikte bir düzine cephede savaşan ülkenin kendi içinde asayiş sorunu yaşanması kaçınılmazdır. 1915 olayları konusundaki Ermeni iddialarının hepsi dayanaksızdır, mesnetsizdir. 1915'te yaşanan Ermeni nüfusunun ülkenin güney kesimlerine göç ettirilmesidir. Yaşanan sıkıntılar arşivlerimizdedir.
Biz arşivlerimizi açmaya hazırız. Ermenilerin arşivlerinde varsa onlarda açsınlar. Biz askeri arşivlerimize açmaya hazırız. Biz kendimize güveniyor ve inanıyoruz. Ermeni diasporası Türkiye'de yaşanan 40 bin Ermeni vatandaşına sorsun Türkiye'de size karşı zulüm var mı diye.
Yaşanan hiç bir acıyı yok saymadığımız gibi acıların yarıştırılmasına da rıza göstermeyiz. Hayatını kaybeden Ermeniler Osmanlı vatandaşıydı.Tarihi kin ve nefret aracı haline getirmenin başta Ermeni toplumuna bir faydası yoktur.
'İddiaları soruşturmak siyasetçilerin işi değildir. Bu tarihçilerin meselesidir'
-Yarın Çanakkale'de vereceğimiz barış mesajı ne kadar doğruysa, dünyanın çeşitli yerlerinde Ermeni iddialarıyla ilgili verilerek düşmanlık mesajı da o derecede yanlıştır. Maalesef uzattığımız hep havada kaldı. Maalesef bu konuda iddialarda bulunan ülkelerin hiçbiri Türkiye kadar masum ve temiz değildir. Bu iddiaları soruşturmak siyasetçilerin ya da parlamentoların işi değildir. Bu tarihçilerin meselesidir. Aynı dönemde hayatını kaybeden 4 milyonun üzerindeki kardeşimin acısını paylaşmalarını tavsiye ediyorum. Ermeni saldırılarında hayatını kaybeden 40'ı aşkın diplomatımızın ailelerinin acısını paylaşmalarını tavsiye ediyorum.
ASALA yine tehdit savuruyor. 'Ya Ermenistan'a geleceksizin ya da akıbetinizi bilemeiyoruz' diyor. Şuna bakın. Bizim Ermeni toplumuyla sorunumuz yok. Sorun nerede biliyor musunuz? Sorun istismar peşindeki Ermeni diasporasıyla. Yarın Ermeni Patrikhanesi'nde bir tören var. AB Bakanı katılacak. Ben de mesajımla katılacağım. Yabancı değiliz. Bu noktada mesafeli de değiliz.
-Biz yaşanan hiçbir acıyı yok saymadığımız gibi acıların yarıştırılmasına da rıza göstermeyiz. Balkanlar'dan, Kafkasya'dan ve çevremizdeki tüm bölgelerden Anadolu'ya göçler sırasında ölen 4 milyonu aşkın Müslüman için ne kadar üzüntü yaşamışsak, hayatlarını kaybeden Ermeniler için de o derece üzüntülüyüz. Bizim anlayışımız bu.
