Politika

ERDOĞAN BDP'YE YÜKLENDİ TBMM (A.A)

04 Ocak 2011 15:37

-ERDOĞAN BDP'YE YÜKLENDİ TBMM (A.A) - 04.01.2011 - AK Parti Genel Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''BDP'nin sorunun var ettiği, sorunun ortaya çıkardığı bir siyasi yapı'' olduğunu ifade ederek, ''BDP'nin attığı adımlar ne hak arayışıdır ne de sorunların çözümüne ilişkin bir katkıdır. Tam tersine süreci bulandıracak adımlar atarak çözümü engellemek niyetinde olduğunu göstermiştir'' dedi.  Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, inandıklarını söylemeye devam edeceklerinin belirterek, ''etnik milliyetçilik yapmayacaklarını'' söylediklerini kaydetti. ''Tüm etnik unsurları birer alt kimlik olduğunu'' anlatan Erdoğan, bunları birer zenginlik olarak gördüklerini dile getirdi.  Başbakan Erdoğan, yola çıkarken ''tek bayrak, tek millet ve tek vatan'' dediklerini belirterek, ''Bugün gene aynı şeyi söylüyoruz. Bunun kimseyi rahatsız etmemesi lazım. Birileri rahatsız olursa aynaya baksınlar ama ben inanıyorum ki milletimin kahir ekseriyeti bu kavramdan rahatsız olmuyor. Çünkü bu kavramın kucaklayıcı manasını birileri ya anlamıyor ya da işine gelmediği için anlamak istemiyor'' şeklinde konuştu. Erdoğan, ''Milleti; ortak hedefler, ortak idealler etrafında toplanmış, ortak bir kaderi paylaşan üst kimlik olarak algıladıklarını'' her zaman ifade ettiklerini söyledi.  ''Bu ülkenin bazı anneleri kendi dilinde, ana dilinde konuşamıyordu'' diyen Erdoğan, farklı dil ve lehçelerin serbestçe konuşulması, korunması için çok büyük adımlar attıklarını, anlamsız yasakları kaldırdıklarını, kursları serbest bıraktıklarını, devlet televizyonundan 24 saat Kürtçe  ve Arapça yayına başlandığını, üniversitelerde enstitülerin kurulmasının önünü açtıklarını, 24 saat yayınla TRT Avaz'ı kurduklarını kaydetti. Erdoğan, şöyle konuştu:  ''Doğu Güneydoğu illerinde 'arama yapılacak' haberi geldiğinde genç kızlar ve erkekler ellerindeki müzik kasetlerini korkuyla tandırlara atıyor, imha ediyorlardı. Biz bu trajikomik sahnelerin hepsine son verdik. Biz ne şiş yansın ne kebap diyenlerden değiliz. Asla olmadık ve olmayacağız. Doğu'ya ayrı, Batı'ya ayrı, Kuzeye ayrı, Güneye ayrı bir dille konuşanlardan değiliz, asla olmayacağız. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi iki yıldır tüm boyutlarıyla konuşuluyor ve tartışılıyor. Ama bizim iki yıldır üstüne basa basa söylediğimiz şudur: Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni ideolojilerden, gündelik politik çıkarlardan, oy hesabından, reyting kaygısından bağımsız düşünmediğiniz müddetçe anlayamaz ve anlamlandıramazsınız.''  Birilerinin ''Milli Birlik Kardeşlik Projesi'nin tutmadığı'' görüşünü savunmayı sürdürdüğünü anlatan Erdoğan, ''Sen zaten başından beri böyle düşünenlerdensin. Biz bunun neticesini alacağız ve bunu da göreceğiz inşallah. Eğer bu sürece vicdanınızı koymazsanız, eğer bu süreci anlamak için vicdanınızın sesine kulak vermezseniz hiçbir sonuç alamaz, hiçbir şey de anlayamazsınız'' dedi.  -''ONLAR İSTİSMARDAN MEDET UMUYOR''- Erdoğan, birilerinin gözlerini seçim sandıklarına diktiğini ifade ederek, şöyle konuştu:  ''Onlar istismardan medet umuyor. Biz yapmanın, onarmanın, tamir etmenin, telafi etmenin mücadelesini verirken birileri bozmanın, kırmanın, tahrip etmenin, kışkırtmanın mücadelesini veriyor.  İşte şu son haftalarda BDP'nin asıl niyeti şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ortaya çıkmıştır. BDP, sorunun var ettiği, sorunun ortaya çıkardığı bir siyasi yapıdır aslında. Dolayısıyla sorunun çözümünden de hazzetmeyecek, bunu kabullenmeyecek... Böyle bir siyasi yapıdır. Çünkü sorun çözüldüğü anda, biliyor ki oy noktasında bitmiştir. Olay budur ve bunu da açık, net olarak ortaya koymuştur. Sorun çözüldükçe istismar vasıtalarının kaybolduğunu gören BDP sorunun çözülmemesi için elinden gelen kışkırtmayı ortaya koymaktadır. BDP'nin attığı adımlar ne hak arayışıdır ne de sorunların çözümüne ilişkin bir katkıdır. Tam tersine süreci bulandıracak adımlar atarak çözümü engellemek niyetinde olduğunu göstermiştir. Açık söylüyorum, bu tavır annelerin gözyaşından, babaların yürek sızısından, gençlerin kanından rant elde etme tavrıdır. Bu kadar açık söylüyorum. Bu tavır kardeşliği, birlikteliği, dayanışmayı güçlendirme tavrı değil nifak tohumlarını filizlendirme tavrıdır. Bu tavır ülkeye, millete maliyeti ne olursa olsun AK Parti'yi seçimler öncesinde güya yıpratma tavrıdır. Buna biz asla izin vermeyeceğiz. İnanıyorum ki milletim de izin vermeyecektir.  Şunu da aziz milletimin özellikle bilmesini istiyorum. Ne BDP ne de onun sırtını dayadığı mahfiller hiçbir zaman benim Kürt kökenli kardeşlerimin asla temsilcisi değildir. BDP'nin kendi kışkırtıcı ve istismarcı taleplerinin sanki tüm Kürt kardeşlerimin talebiymiş gibi lanse etmesi son derece yanlıştır. Aynı şekilde bu taleplerin ülkenin farklı kesimlerinde böyle algılanması da yanıltıcıdır.  Bakın, Doğu ve Güneydoğuyu BDP üzerinden izleyenler yanılırlar. Doğu ve Güneydoğu'yu resin bütününü göremeyen medya üzerinden izlemekle yetinenler yanılırlar. Gidin ve oradaki atmosferin ne kadar farklı olduğunu, oradaki tablonun ne kadar farklı olduğunu, nasıl olduğunu, orada nasıl bir kardeşlik ve huzur iklimi olduğunu yerinde görürsünüz. Bölge çok hızlı değişiyor, çok hızlı biçimde dönüşüyor.''