Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bayram namazının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ankara Valiliği'nin 29 Ekim'deki yasak kararıyla ilgili olarak, " Ankara'da sivil toplum örgütlerinin düzenlemek istediği "29 ekim seferberlik yürüyüşü"ne valilik izin vermedi. Nedeni valiliğin aldığı istihbarat. Valilik üzerine düşeni yaptı" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı namazını kıldığı Ataşehir'deki Mimar Sinan Camisi'nden ayrılırken gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin "TBMM Başkanı Cemil Çiçek, BDP'lilerle yaptığı görüşmeye ilişkin sorular üzerine 'Meclis'teki bir partiyi yok farz ederek hareket edemem' dedi. Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
"Meclis Başkanımızın açıklaması doğal bir açıklamadır. Bundan daha tabiisi olamaz. Meclis'in Başkanı'dır. Meclis Başkanı olarak olaya böyle bakması doğaldır. Siyasi partiler olarak bizim bakış açımız daha farklıdır. Bizler orada, politikalarımızı tamamiyle ters düşen, yansıtmayan şeyler olduğu zaman; diğer bir çok konularda siyasi partilerin birbirleriyle anlaşamadığı yerler, anlaştığı yerler vardır. Bu da yine anlaşamadığımız konular vardır, anlaşacağımız konular vardır. Yani illa her konuda anlaşmak gibi bir mecburiyet söz konusu değildir.
Bizim her zaman söylediğimiz bir söz var; biz güçlü demokrasi, ileri demokrasi için, aslında ileri demokrasiyi güçlü kılacak güçlü muhalefet istiyoruz. Güçlü muhalefet olursa o demokrasimizi daha güçlü hale getirir. Biz de ileri demokrasiyi çok daha farklı bir şekilde yakalarız. Şu anda Türkiye'de bizim sıkıntımız, güçlü demokrasinin en önemli unsuru olan muhalefetin şu anda ortada olmayışıdır. Çünkü muhalefet beyaza siyah, siyaha beyaz demek değildir.
Muhalefet, doğruyu gördüğü zaman buna 'doğru' diyebilmelidir, o erdemi ortaya koyabilmelidir. O erdemi ortaya koyamıyorsa kazanamayacaktır, yine kaybeden olacaktır. Biz şimdi doğruları yeri geldiği zaman alkışlamasını biliyoruz, takdir etmesini biliyoruz. Aynı şeyi muhalefetten de bekliyoruz.
Bunu da beklemek bizim en doğal, en tabii hakkımızdır. Bu ülkede 10 yıl içinde hiç yapılmış doğrular yok mu? Halk bunu tercih ettiği için 34'ten 50'ye bizi çıkarmış. Bu muhalefeti yönetenler maalesef bugüne kadar hangi konuşmaları dinleseniz, 'Bu ülkede taş üstüne taş konmadı' derler."
'İstihbaratı doğrulayacak adımların atılması yanlıştır'
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin "Muhalefetle Ankara Valiliği arasında 29 Ekim kutlamalarına ilişkin tartışma yaşanıyor. Bu tartışmayı nasıl yorumluyorsunuz?" sorusunu, şöyle yanıtladı: "Valilik şu anda kendi aldığı istihbaratlarla üzerine düşen görevi yapmıştır. Çünkü bu tür bayramlarımızı, milli duygular içerisinde birlikte yaşamamız lazım. Bunu farklı saplantılar içerisine sokar da farklı gelen istihbaratlarla bu olay çok daha çirkin istikametlere taşınırsa, buna da valiliğin müsaade etmemesi en doğal, tabii hakkıdır. O gün hep birlikte gideceğiz Anıtkabir'de görevimizi yapacağız, buyursunlar hep birlikte Hipodrom'da görev yapılacak. Oralarda da bunu yapma şansları var. Bunu muhalefet partileri kendilerince yapıyorlarsa, buyursunlar belediyelerinde de aynı şeyleri yapabilirler. Ama şimdi özellikle Ankara'da, Hipodrom'da zaten devlet-milletiyle kaynaşıyor. Buyursunlar orada hep birlikte kaynaşarak bunu yapalım. Ayrıca bir programlama yapmak suretiyle, orada valiliğin de aldığı istihbaratı doğrulayacak adımların atılması herhalde yanlıştır."
Girişimlerimiz devam ediyor
Başbakan Erdoğan, "Esed rejiminin bayram döneminde ateşkesi kabul ettiği dile getirildi. Bu konudaki görüşünüz nedir? Ayrıca Suriye'de tutuklu bulunan gazeteciler Cüneyt Ünal ve Filistinli Başar Fehmi Kadumi'nin serbest bırakılması için girişim var mı?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bu konu ile ilgili girişimlerimiz devam ediyor, yani takipçisiyiz. Diğer konu ile ilgili Bakü'deki Ekonomi Zirvesi'nde bir çağrımız olmuştu. Oradaki çağrımızda İran ve Türkiye olarak, eş zamanlı Beşşar Esed ve muhalif güçlere, 'Gelin bayram boyunca ateşkesi ilan edin, bir kişinin kaybını bile önemsiyoruz, bir kişi o gün eksik ölse o insanlık için büyük bir kazanımdır' diye bir mesaj verdik. Temennim o dur ki, o mesajın neticesidir. Ben haberi aldım. Özel temsilcinin girişimleri de oldu. Farklı konuda bazı girişimcilerin de gayretleri oldu. Bu netice herhalde yansımasını buldu. Öyle zannediyorum ki, dün akşam aldığımız haberler de bu istikametteydi. Bugün de yine Beşşar Esed böyle bir açıklama yaptı ve yapacak."
Bir gazetecinin "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında gazetecilerin de bulunduğu 9 kişi için mahkemeyi yanıltıp, farklı kimlik bilgileriyle dinleme kararı aldıkları iddia edilen MİT görevlileri hakkında soruşturma başlatılması amacıyla Başbakanlık'tan izin istedi. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine "O konu ile ilgili detaylar müsteşarımdan bana yansımış değil, bilmiyorum" dedi. Başbakan Erdoğan, "Kurban Bayramı tatilinde İstanbul'da mı olacaksınız?" sorusuna "Türkiye'deyim" yanıtını verdi.