Politika

Erdoğan: Batı terörü ve darbeleri destekliyor; 15 Temmuz'dan sonra ziyaretimize gelen olmadı

"Sadece MİT yok, emniyet istihbarat, jandarma istihbarat, bu istihbarat kurumları hiçbir merciiyi uyarmadığı gibi düşmanlık yapmıştır"

02 Ağustos 2016 17:52

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz darbe gişirimi sonrası Batı'yı, Türkiye'nin yanında yer almamakla suçladı. "Şu ana kadar Batı'dan hiçbir temsilci ziyaretimize gelmedi" diyen Erdoğan, "Maalesef bu Batı teröre destek veriyor ve darbeleri destekliyor" görüşünü savundu. Erdoğan, "Bu darbe girişiminin arkasında da Türkiye'nin yükselişini hazmedemeyenlerin olduğunu biliyoruz. Bu olay içeride aktörleri olan ama senaryosu dışarıda yazılan bir darbe hareketidir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, istihbarat zaafına ilşkin olarak, "Biliyorsunuz sadece MİT yok, emniyet istihbarat, jandarma istihbarat, bu istihbarat kurumları hiçbir merciiyi uyarmadığı gibi düşmanlık yapmıştır" ifadelerini kullandı. Erdoğan, kamudaki tasfiye ve görevden almalara yönelik eleştirilere de tepki göstererek, "Bazı siyasiler çok acele edildi diyebilir. Siz hazır değilseniz biz ne yapalım kardeşim. Biz zate bunlara hazır bir hareketiz. Siyasetçi eğer bu tür hazırlıklarını yapamazsa, bu siyaset zayıftır. TİB’i kapatacağız. Bütün pisliklerin olduğu yerlerden birisi de burası. Burayı kapattıktan sonra orada çalışanların hepsi hakkında hazırlığımızı yaptık, gereğini yapacağız.  TİB BTK'ya devredilmek suretiyle, BTK gereken adımları atacak" diye konuştu.

Erdoğan, Köln'de gerçekleşen 'darbeye hayır' mitinginde video konferansla katılmasına izin verilememesine ilişkin olarak, "Orada 'Darbelere Hayır' mitinginde benim bağlanmamı hazmedemediler. Belediye her türlü aksiliği yaptı, yerel mahkeme hayır dedi. Anında AYM de hayır kararını verdi. Yahu 4 bin terörist dosyası verdiğimizde karar veremediniz ama bu konuda 2 saatte karar verdiniz. Amaç; Erdoğan video konferansta konuşmasın" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen Yüksek Düzeyli Ekonomi Toplantısı'nda konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: 

Türkiye 15 Temmuz akşamı tarihinin en hain, en alçak darbe girişimine maruz kalmıştır. Şüphesiz her darbe girişimi kötüdür. Ama 15 Temmuz doğrudan milleti hedef alması sebebiyle herpsinden kötü olması itibarıyla hafızalarımıza kazınmıştır. Darbe girişimi gecesinde bombalanan dört yer var. TBMM'de başbakanların kullandığı makam odası ve bahçe bombalanmış ve ateş altına alınmıştır. Bu iki kurumun özelliği doğrudan milletin oyuyla iş başına gelenlerin makamları olmasıdır. Dünya otoriter, demokratik bir rejimlerle yönetilen bir yapı içerisindedir ağırlıkta. Batı ülkelerin tamamı demokratik rejimlerdir. Sadece Fransa'nın yarı başkanlık sistemini bir kenara koyarsak hepsi demokratik sistemlerdir. Şu ana kadar Batı'dan hiçbir temsilci ziyaretimize gelmedi. Fakat Belçika'da terör eylemleri olduğunda oralara nasıl gidildiğini biliyoruz. Bazı ülkeler Türkiye'ye gitmeyin, Türkiye'ye gidişiniz Erdoğan'ı güçlendirir.

"Ben askeri darbe ile iş başına gelmiş bir lider değilim. Türkiye'de özellikle bu işin ekonomide en güvenilir ülkelerden birisi olduğunu sizler gördünüz. Bu darbe girişiminin arkasında da Türkiye'nin bu yükselişini  hazmedemeyenlerin olduğunu biliyoruz. Bu olay içeride aktörleri olan ama senaryosu dışarıda yazılan bir darbe hareketidir.

"Dışarıdaki ve içerideki bu darbenin aktörleri bu milletin kendisini hesap edemediler. Bu milletin evlatlarının tankların altına yatabileceğini hissedemediler. Bir bayan kardeşimin başı koparak oranın çatısından onu aldık. Bu darbe hareketini yapanlar acaba hangi vicdanla bunu yaptılar? Hangi insani anlayış uçaktan kendi halkına bombalar yağdırarak bu vahşeti işleyebilir? 238 şehit verdik şu ana kadar. 2200'e yakın hastanelerde yaralılarımız var.

"Telefonda konuşurken sanki kolunu kaybeden Sabri'ye hiçbir şey olmamış. 'Bana Reis'im sen iyi misin' diye soruyor. Bu inanç oldukça bu millete darbeler hiçbir şey yapamayacaktır. Bir albayımız da vücuduna 7 mermi almış ama hâlâ bizi düşünüyor. 'Bu FETÖ'nün takımına karşı aman dikkatli olalım' diyor. Biz kendisine sen kendine dikkat et nasihatında bulunduk.

 

"Batı terörü ve darbeleri destekliyor; 15 Temmuz'dan sonra ziyaretimize gelen olmadı"

 

"Bu milletle ne kadar iftihar etsek azdır. Evelallah bu millet yoluna durmadan kararlılıkla yürüyecektir. 1980'li yılların ortasından beri silahlı terör örgütlerinin saldırısına maruz kaldık hep. PKK, DHKP-C, son yıllarda DAEŞ... Zaman zaman yaşadığımız ekonomik ve sosyal taarruzların da bunlardan bağımsız olmadığını düşünüyoruz. Yabancı yatırımcılar bu ülkeden endişelenmemeli. Bu ülke güvenli bir ülke. Bu istisnalar dışında eğer biz bu hassasiyetleri gösterirsek, teröre karşı eğer uluslararası camia bir mutabakat ortaya koyamıyorsa bumerang gibi kendilerini vurur bir gün. Belçika'ya biz istihbarat vermiştik. Almanya'ya dört bin dosya verdik biz. Teröristlerle ve derneklerle ilgili dosyalar verdik ama hiçbir bize dönmedi bunların. Orada darbelere hayır mitinginde benim bağlanmamı hazmedemediler. Belediye her türlü aksiliği yaptı, yerel mahkeme hayır dedi. Anında AYM de hayır kararını verdiler. Yahu 4 bin terörist; niye çalışmıyor yargınız. Ama burada yargı hemen 2 saatte karar veriyor. Amaç ne; Erdoğan video konferansta konuşmasın. Batı şimdi burada teröre destek veriyor mu vermiyor mu? Maalesef bu Batı teröre destek veriyor ve darbeleri destekliyor.

 

"Özdemir Sabancı'nın katili elini kolunu sallayarak dolaşmıyor mu?"

 

"Fransa, Almanya, Belçika aynı. Özdemir Sabancı'nın katili elini kolunu sallayarak dolaşmıyor mu? Evet. Kusura bakmayın, açık sözlü olalım, doğru olalım, yürekli olalım. Bugün bize olan bu darbe hareketi başka ülkelerde de olabilir. 15 Temmuz darbe girişimi bana geldi oradaki arkadaşımız; 'Türk adaları, Yunan adalarına götürebiliriz' dedi. Dedim 'olur mu öyle şey yahu' Ben halkımın yanında onların arasında olmalıyım. Sağ olsun pilotum cesur ve yürekliydi Dalaman'a ulaştık. Son ana kadar nereye gideceğimiz belli değildi. Ve İstanbul'a indiğimiz anda da üzerimizde F-16'lar dolaşıyordu. Bunların hepsi öyle veya böyle atlatıldı. Bu tabii sistematik bir süreçti. İşimiz bitmedi, daha yapacaklarımız var ama normalleşme sürecine giriyoruz.

 

"OHAL ilan edildiğinde millet marketlere hücum ederdi, şimdi meydanlara koşuyor"

 

"Türkiye darbe girişimi sırasında ve sonrasında dostlarımızdan beklediğimiz desteği alamadğımızı da açıkça söylemek zorundayım. Bir gün dostlarımızın bizi anlayacağını çok iyi biliyoruz. Temennimiz onların da benzer acıları yaşamadan bu noktaya gelmeleridir. Uzun süre burada yaşamış olan herkes Türkiye'ni çok farklı olduğunu kabul edecektir. Ülkemizde terör olayları yaşanıyor olabilir. Ama bu diğer yerlerde sosyal ve kültürel yaşantıya mani değildir. Ülkemiz bir darbe girişimi yaşamış olabilir ama bu durum hayatın normal akışında devam ettiği gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Ekonomide hızlı düzelmeler devam ediyor. Dolar 3 liranın altına indi. Yılın ilk çeyreğindeki yüzde 4'lük oranı koruyacağımızı ümit ediyorum. Eskiden OHAL ilan edildiğinde millet marketlere hücum ederdi, şimdi meydanlara koşuyor. Darbe girişimi başkadır. Türkiye'nin ekonomisinin kesintiye uğramayacağı bir gerçektir.

"Türkiye büyük hedefleri olan bir ülkedir. Türkiye 14 yılda pek çok saldırıya maruz kalmasına asıl hedeflerinden vazgeçmemiştir. Yavuz Sultan Selim Köprüsü durdu mu? Avrasya Tüneli durdu mu? Şimdi 26 Ağustos'ta Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açıyoruz. Bunun yanında Avrasya Tüneli 20 Aralık'ta açılacak şekilde devam ediyor. Şimdi Kanal İstanbul ve Çanakkale Köprüsü'nün ihalesi yapılacak. 14 yıldır bizimle birlikte yol yürüyen hibir uluslararası yatırımcı kaybetmedi. Tam tersi kazanmaya devam edecektir. Bu ifadem ülkemin genelinedir; iki şeyi gerçekleştirmek zorundayız. Bir, bu OHAL neye yaramıştır? devletin işleyişini hızlandırmak. İki, TSK'nın yeniden yapılandırılması sürecini başlattık. Bu adımı atmazsak işte bu FETÖ'cüler TSK'yı işgal eder. Bu adımı atmak zorundayız. Üzülerek hâlâ bunda tereddüt edenleri gördükçe ne zaman olacak? Bu adımı atmak zorundayız. Bir daha bu olaylar yaşanmasın bu adımları atalım ki...

Atılan her adım anayasa ve yasalara uygun gerçekleştirilmiş, meclis ve hükümet çalışmalarına ara vermeden devam etmiştir. Ekonominin işleyişine en küçük bir şekilde müdahale edilmemiştir.  Biz şu anda biliyorsunuz 3 aylık bir OHAL ilan ettik. Hemen birileri, dışarıdan, olur mu, darbeye karşı takdir ediyoruz ama gelişmelerden endişeliyiz. Bu kadar kişinin tutuklanması, açığa alınması falan filan. Tavsiye ediyorum, Doğu Almanya, Batı Almanya, ne kadar kişi açığa alınmış, içeri alınmış. Nasihat etmeye kalkan Almanlar baksınlar, görsünler. Biz darbe girişimi gibi çok daha ağır bir saldırıya maruz kalmamıza rağmen pek çok AB ülkesindeki OHAL’den daha yumuşak bir uygulamadayız. Fransa 1 yıllık OHAL kararı aldı. Hop, 5-10 terörist orada bir ölüm uygulaması yapıyor, 1 yıllık OHAL ilan ediyor. Benim ülkemde darbe oluyor, darbe. 238 şehidim, 2200’e yakın yaralım var, hala kalkıp endişeliyiz diyorsun. Bunun faillerine nasıl sen hala şefkat eli uzatırsın. 

Asla attığımız adımlardan taviz vermeyeceğiz. Bu sokakta milyonlarca kişinin iniş sebeplerini ortadan kaldırmak için biz adımlarımızı kararlı bir şekilde atacağız. Her kim ki yaşanan sıkıntılara bakarak Türkiye’yi küresel gündemden kopan bir ülke olarak görüyorsa hatalı analiz yaptığını bilmelidir. ABD’de yaşayan zat, o FETÖ denen zat, bu işin faili midir, bilmiyoruz diyecek kadar ne yazık ki dünyadan bihaber olanlar var. Bütün deliller, belgeler her şey ortada. Gönderdiğimiz kendilerine bilgiler var. MGK’lar en üst güvenlik kuruludur, tavsiye kararı alır, Bakanlar Kurulu bu kararları kalkar, uygulamaya koyar. Bunlar yapılmış, Amerika’ya gönderildi. Bizzat konuştum. Bizden bunca terörist istediniz, biz belge istemedik. Biz dedik ki, Amerika bizden bu teröristi istiyorsa, içeride yatıyorsa verelim gitsin deriz. 

Biz senden ülkem adına MGK Strateji belgesi içine girmiş, siz hala saklamaya, barındırmaya devam ediyorsunuz. En önemli maddi kaynakları Amerika. Charter School’larla yılda 200-300 milyon dolar sadece o okullardan elde ettiği gelirleri var. Bunları görmeyecek kadar siyasetten uzak yaşamak mümkün mü?

İngiltere parlamentosunda birisinin de bunlardan ne kadar para aldığı medyada falan var. Adamlar böyle çalışıyor. Bu ne demektir, bu siyasetin satın alma operasyonudur. Bunları önlerine koyduğunuz zaman hemen savunma haklılık psikozu içinde bunu böyle yerine getirmenin gayreti içine giriyorlar. 

Türkiye’nin ayrıca takdir edilmesi gereken bir özelliği de var. 3 milyon Suriyeli ve Iraklı mülteciyi ülkemizde barındırmak suretiyle Avrupa’yı biz koruduk ya. Avrupa verdiği sözleri şu ana kadar tutmadı. Hala yerine getirmedi. 3 milyar Avro, bu parayı bize vermeyecek. Suriyeliler için Iraklılar için harcanacak bu para hala bize gelmiş değil. Vize meselesi... Hani bitecekti haziran başında. Bizden hemen kalkıp edimleri yerimize getirmemizi istiyorlar. Bunlar eş zamanlı olacak, sen görevini yapacaksın, ben de görevimi yapacağım. Bunları birlikte yapacağız. Bizler böyle dediğimiz için beyefendiler rahatsız oluyor. Kusura bakma, karşınızda emir kulu bir ülke yok.

Biz şu ana kadar STK’larla birlikte 20 milyar doları aşmış vaziyette. Sadece devlet bütçesinden 12,5 milyar dolara çıktı. Biz bu adımları atacağız, siz görevlerinizi yerine getirmeyeceksiniz. Hatta şimdi ayrı bir çalışma yapıyoruz. Kamplarda kalan mülteciler için de ilgili bakanlıklarımız çalışmalarını yapıyor. Suriyelilere, Iraklılara gerekirse vatandaşlık vereceğiz. 

Kendi yaşamlarını onlar kendileri devam ettirsin. Ne siyasi, ne ekonomik olarak ciddi bir kazanç sağladığımıza inanıyorum. 2023’te 25 bin dolar kişi başına düşen gelir hedefleyen bir ülkeyiz. 

 

"MİT, emniyet ve jandarma istihbarat hiçbir merciiyi uyarmadığı gibi düşmanlık yapmıştır"

 

Adalet sisteminin kendi işine odaklanan personel tarafından işleyişi yavaşlatmaz, tam aksine hızlandırır. Şu anda hiçbir açık söz konusu değil. Adalet mekanizmasının zaten sıkıntısı, 17-25 Aralık  sürecini başlatmıştır.

Biliyorsunuz sadece MİT yok, emniyet istihbarat, jandarma istihbarat, bu istihbarat kurumları hiçbir merciiyi uyarmadığı gibi düşmanlık yapmıştır.

Bazı siyasiler çok acele edildi diyebilir. Siz hazır değilseniz biz ne yapalım kardeşim. Biz zate bunlara hazır bir hareketiz. Siyasetçi eğer bu tür hazırlıklarını yapamazsa, bu siyaset zayıftır. TİB’i kapatacağız. Bütün pisliklerin olduğu yerlerden birisi de burası. Burayı kapattıktan sonra orada çalışanların hepsi hakkında hazırlığımızı yaptık, gereğini yapacağız.  TİB BTK'ya devredilmek suretiyle, BTK gereken adımları atacak.

 

"İşkence yok, arbede sırasında kafalarına gözlerine tekme tokat gelmiş olabilir!"

 

Af Örgütü, kalkmış, bizde işkenceye sıfır tolerans. Orada arbede sırasında kafasına gözüne tekme tokat yemiş olabilir.

Bunlar er değil, erbaş değil. Bu devlet bu adamların yetişmesine milyonlarca lira harcamış. Yurt dışına göndermiş, özel eğitim aldırmış. Bunlar kendi ülkelerinin cumhurbaşkanı olarak beni yakalamaya geliyorlar. 15 dakika geç kalsam beni yakalayacaklar. 2 polisimi şehit ettiler, 2 bayan polisi tartakladılar. Ofis olarak kullandığımız odayı tarıyorlar. Boş odayı niye tarıyorsun.

Zerre kadar sizde haysiyet varsa önce gelirsiniz, parlamentoyu gezersiniz, meclisi dolaşırsınız, emniyete gidersiniz, buraya gelirsiniz, gazileri dolaşırsınız, o zaman kim kime ne yapmış görürsünüz.