Politika

Erdoğan: Başta müfredat, eğitimi nitelik ve kalite olarak arzu ettiğimiz seviyeye taşıyacağız

"FETÖ'cülerle ilgili bildiklerimi söyleyemeyeceğim, ama bir gün kitap yazabilirim"

24 Kasım 2016 14:26

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, eğitim sistemiyle ilgili olarak "Önümüzdeki dönemde tüm mesaimizi, eğitimi nitelik ve kalite olarak da arzu ettiğimiz seviyeye taşımaya çalışacağız" dedi. "Müfredat başta olmak üzere sistemdeki güncellemeleri süratle yaparak yolumuza devam edeceğiz" ifadesi kullanan Erdoğan "Dünya siyasetinde önemli bir yere gelmek istiyorsak, zamanın ötesinde olan bir eğitim sistemine sahip olmak zorundayız" diye konuştu. 

Erdoğan, darbe girişiminin ardından başlatılan 'FETÖ' soruşturmalarıyla ilgili olarak bir gün kitap yazabileceğini söyledi. Erdoğan, "Silahlı kuvvetlerimize sızmış olan bir grup FETÖ'cü terörist, şimdi de bunların hesabını ödüyorlar. İhraç ediliyorlar, tutuklanıyorlar. Onları görevden alacağız ama istiyoruz ki at izi it izine karışmasın. Ama bu kadar da olur, çünkü A'dan Z'ye kendilerini saklıyorlar. Şu an bildiklerimi söyleyemeyeceğim ama günü geldiğinde belki kitaba yazabilirim. Çünkü her bildiği her zaman söyleyemeyebilirsiniz" dedi. 

24 Kasım Öğretmenler Günü sebebiyle Beştepe'de düzenlenen etkinlikte "unutamadığı öğretmenini" anlatan Erdoğan, "Mesela benim bir hocam vardı ki, Allah rahmet eylesin, biz cumartesi de okuyorduk. O bizi her cumartesi ders bitince üst düzey profesör hocamızla Boğaz'a nazır sohbet yapardık. Ben o hocayı unutabilir miyim, öldü, ama unutamıyorum. O bizi, haftasonunda da adeta bir nakkaş gibi işliyordu. İşte o rol modeldi, örnek oluyordu. Böyle öğretmenler öğrencilerinin hayata bakış açısını da etkiliyor" diye konuştu.

Beştepe'de düzenlenen Öğretmenler Günü etkinliğinde konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Değerli velilerimiz, eğitim öğretim camiamızın kıymetli mensupları, hanımefendiler, beyefendiler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum.

"Bu anlamlı gün vesilesiyle yurt içinde ve yurt dışında görev yapan öğretmenlerimize şahsım, ülkem adına bir kez daha teşekkür ediyorum. Görevi esnasında şehit edilenler başta olmak üzere hayatını kaybetmiş tüm öğretmenlerimize cenabı Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Özellikle 15 Temmuz gecesi, göğsünü darbecilere siper eden öğretmenlerimize minnet duyuyorum. Uzun yıllar ülkemize hizmet edip başarılı öğrenciler yetiştirdikten sonra emeklilik günlerini geçiren öğretmenlerimize de hayırlı ömürler diliyorum. Her birinize hizmetleriniz, emekleriniz, engin sabırlarınız için özellikle teşekkür ediyorum. Kutlu vazifelerinizde Rabbimden muvaffakiyetler diliyorum. Öğretmenlerimizi her daim anacağız, hiçbir zaman unutmayacağız. Onlar bizim varlık nedenimizdir.

"Kutsal olduğu kadar mesuliyeti ağır bir mesleği icra ediyorsunuz. Sizler, ailelerin şahsınıza emanet ettiği çocukları adeta bir nakkaş titizliğiyle işliyor, onlara bilginizle birlikte kişiliğinizi de katıyorsunuz. Öğretmenlik mesleği sadece eğitim - öğretim sürecinde sınıfta aktarmak değil, öğretmenlik bilginin yanında irfanla geleceğe hazırlama mesleğidir. Eğitim sistemimizin temel yapı taşları ve istikbalimizin de mimarıdır. Muallimlerine gerekli hürmeti sunmayan, ahde vefa göstermeyen bir ülke yerinde saymaya mahkumdur. Öğretmenlerini yokluğa, yoksulluğa, çaresizliğe sevk eden zihniyetin geleceği karanlıktır. Biz medeniyetlere beşiklik yapmış, her bir şehri açık hava müzesi olan bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu topraklarda bırakın devlet olarak gelişmeyi, mevcudiyetini korumak için bile büyük bedeller ödemeyi göze almanız gerekir. Nitekim Anadolu'nun kapılarını açtığımız 1071'den beri çetin mücadeleler yürütüyoruz. Bu mücadele yalnızca cenk meydanlarında verilmedi, sadece siyasette yaşanmadı. Esas mücadele bilimde, eğitimde gerçekleşti.

"Temenni ederim ki, inşallah Milli Eğitim Bakanlığımız buralara özel ziyaretler düzenlemek suretiyle, sadece kitabi olarak değil, ayn el-yaki olarak da yerinde incelemek suretiyle adımlar atmasının hayırlı olacağını düşünüyorum.

"Ecdadımız sadece iftihar edilecek yapılar inşaa etmekle kalmadı, güçlü ekonomisi, adil yönetimi ile büyük bir medeniyet de kurdu. 7 iklimde yükselen medreseler ecdadımızın eğitime, dine, bilime verdiği önemin en büyük göstergesidir. Şifahanelerde dönemin en ileri tıp hizmetleri veriliyor.

"Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Mimar Sinan, Hazerfan Çelebi gibi pınarlar işte bu medreselerden çıkmıştı. Bu sabah bir televizyon kanalında, bugüne denk herhalde bir şey gördüm;

"Fatih Sultan Mehmet'in istanbul'a girişiyle alakalı özellikle Bizans'ın kadınlarının Fatih'e çiçekler atarken bir demet de geldi Akşemseddin hazretlerine vermeye yöneldi. Akşemseddin Fatih'i işaret etti, Fatih de dedi ki; "Hocama gülü vereceksin, bu fetihin sahibi odur" Buradan iş bu şekilde buraya geldi, dolayısıyla fetihin görünmeyen ama gerçek sahibi de o hocaydı. Yavuz'da da bu örneğini yine gösterdiler. Yavuz ve hocası atlarıyla yan yana giderken Belgrad'da atının ayağındaki çamur Yavuz'un kaftanına sıçrıyor, hocası atından inip yanına geliyor. Silmeye teşebbüs edince Yavuz diyor ki "Hayır, o benim kaftanımın şerefidir. Öldükten sonra kabrime örtün" diyor. Biz böyle ecdadın çocuklarıyız. Hocasına el kaldıran değil, hocasına bu saygıyı gösteren bir millet...

"Değerli kardeşlerim; bizim tarihimizde kılıçla kalem hep birlikte yer almıştır. Mazisini kavrayamayan istikbale yürüyemez. Kökü mazide olan, ati bir milletiz. Bizi böyle tanımlıyorlar. Bu şuurla hareket eden bizlerin bilhassa da siz değerli öğretmenlerimizin, muallimlerimizin, bu zorlu coğrafyada nasıl ayakta kaldığımızı öğrencilerinize iyi öğretmeniz gerekiyor. Gerilememiz, çöküşümüz, hangi alanda başladıysa gelişmemiz, dirilişimiz de orada olacaktır. İlim ve bilgide üstünlüğü kaybeden bir milletin ileriye gitmesi imkansızdır. Hele hele kendini tekrar eden bir ülkenin içinde bulunduğumuz bu coğrafyada ayakta kalması bile mümkün değildir. Burada yıkılmakla eş değerdir. Bizim iki günümüz birbirine eşit olmayacak, olursa zarar ederiz. Bu millet zarar eden değil, sürekli kar eden bir millet olacak Atalarımız hem kendi ferdi hayatlarına hem de vazifelerine bu bilinçle yaklaştıkları için hemen her alanda çığır açan işlere imza atmışlardır.

"İkinci etap çift değil, tek tedrisata doğru yürüyeceğiz"

Son 14 yılda hem ülkemizi ileri taşımaya çalıştık, hem de geçmişin sıkıntılarını çözme gayretinde olduk. Göreve geldiğimizde eğitim alt yapısı gerçekten çok kötüydü. Ben öğrenciliğimi hatırlıyorum, bizim sınıfımızdaki öğrenci sayısı 75'ti, bizim için hatta şartları iyiydi. Ben öyle sınıflar hatırlıyorum ki, 100'ün üzerinde öğrencisi olan sınıflar vardı. Bunu da çift sistemle yapan okullar vardı. Başbakanlığım döneminde kesinlikle 30'un altına inecek dedim. İkinci etap çift değil, tek tedrisata doğru yürüyeceğiz. Er veya geç bunu da başaracağız. Başka çaremiz yok, saygı değer hocalarımdan bir şey istirham edeceğim; "İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir" bunu başarmamız lazım.

"Hedefimizi belirledik, birinci sıraya eğimi, ikiye sağlık, üç adalet, dört güvenlik, emniyet dedik. Yola böyle çıktık. Onun için de yatırımlar yaptık,milli eğitime atama yapacağız. Öğretmen açığımız büyük dedik, bunu gidereceğiz dedik. Biz göreve geldiğimizde Osmanlı döneminden kalanlarla birlikte 346 bin derslik yapılmıştı, biz 270 bin daha ekledik. 900 bin öğretmen şu an okullarımızda eğitim veriyor. Eksiklerimiz var mı var, bunları da aşacağız. Kitapları ücretsiz dağıtarak ailelerimizin üzerindeki yükü kaldırdık. Burs ve kredileri imkanlarını geliştirerek okumak isteyen evlatlarımıza destek olduk. Bu süreçte öğretmenlerimizi güçlendirmeliyiz, ülkemizin şartları genişledikçe, imkanlarımız arttıkça öncelikle öğretmenlerimizin istifadesine sunmalıyız. Ne yaparsak yapalım sizlerin emeğinin maddiyatla ölçülemeyeceğinin farkındayız.

"Ben o hocayı unutabilir miyim, öldü, ama unutamıyorum"

"Öğretmenlerimiz sadece öğrencilerinin akıllarına, beyinlerine hitap etmiyor, aynı zamanda duygularına da hitap ediyor. Gönülden gönüle iletişim... Hepimizin tarihinde aklımızda kalan hocalarımız vardır öyle değil mi. O kalanlara baktığınız zaman işte onlar gönlünüze hitap etmişlerdir. Mesela benim bir hocam vardı ki, Allah rahmet eylesin, biz cumartesi de okuyorduk. O bizi her cumartesi ders bitince üst düzey profesör hocamızla Boğaz'a nazır sohbet yapardık. Ben o hocayı unutabilir miyim, öldü, ama unutamıyorum. O bizi, haftasonunda da adeta bir nakkaş gibi işliyordu. İşte o rol modeldi, örnek oluyordu. Böyle öğretmenler öğrencilerinin hayata bakış açısını da etkiliyor.

"Bizler, Batı'ya kendi milletinden tiksinen, sömürge ajanlarından değil, medeniyet değerlerini özümsemiş fikir işçileri yetiştirmeyi hedefliyoruz. Marjinal ideolojilerin kalıplarına sıkışmış, at gözlüğüyle bakan gençlerin ülkemize sunacağı bir katkı yoktur.

"Şu külliyenin çevresinde 29 şehidimiz var" 

"Bu ülkenin yüzlerce yıllık birikimine yabancı eğitim politikaları hastalıklı kişilerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Özellikle FETO, zamanın gerisinde kalan, jakoben, baskıcı bir eğitim politikasının ürünüdür. Sorgulayan bir nesil değil, acze düşen ve çok enteresandır. Sıfatı profesör ama ne diyor, 'O bize şah damarımızdan daha yakındır' ya senin her yerin profesör olsa ne yazar. Sen kalkıp da Pensilvanya'dakini şah damarından daha yakın görüyorsan sen zaten Müslüman olamazsın. Bizim dinimize göre kim ki Allah'tan başka bir gücü şah damarından daha yakın ilan ederse o küfürdedir, o şirktir. Biz buna evet diyemeyiz. 12 Eylül darbesinden sonra, 28 Şubat'ın akabinde milletimizin zeki ve başarılı evlatları adeta bu örgütün kollarına itilmiştir. Kopya, kopyacılık, işte hepsi bunlarda var. Hepsi tek tek ortaya çıkıyor. Bunlar kopyacı bir nesli devletin belli makamlarına yerleştirerek bir işgal hareketini gerçekleştirdiler. Devletimizin imkanıyla okumuş binlerce FETÖ militanı, yurt dışında edinmiş oldukları becerilerini Türkiye'yi karalamak için kullanıyor. F-16 uçaklarıyla bu milleti bombalayanlar, bunun eğitimini mi aldılar? Şu külliyenin çevresinde 29 şehidimiz var.

"Tabii ki silahlı kuvvetlerimize sızmış olan bir grup FETÖ'cü terörist, şimdi de bunların hesabını ödüyorlar. İhraç ediliyorlar, tutuklanıyorlar. Onları görevden alacağız ama istiyoruz ki at izi it izine karışmasın. Ama bu kadar da olur, çünkü A'dan Z'ye kendilerini saklıyorlar. Şu an bildiklerimi söyleyemeyeceğim ama günü geldiğinde belki kitaba yazabilirim. Çünkü her bildiği her zaman söyleyemeyebilirsiniz. Şu gerçeğin farkına hep birlikte varmalıyız, teröristle mücadele güvenlik birimlerinin, terörle mücadele tüm toplumunun görevidir. Hiçbir evladımızın kaybolmasına, vatanına, milletine ihanet etmesine gönlümüz razı değil. Bu şer odaklarına karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz. Öğretmenlerimiz, bu mücadelenin en ön saflarında yer almalıdır, zaten alıyorlar.

"Bizim öğretmenlerimiz, başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere neyin mücadelesini verdiler?"

"Genç, yeni öğretmen olmuş birçok kardeşimizin o dağlık bölgelerde öğretmenlik yaptığını biliyorum. Hatta ve hatta anneler de kızlarıyla beraber onlara eşlik edenleri de biliyorum. Bu millet böyle de cefakar bir millettir. Çünkü Güneydoğu'da, Doğu'da hep bu tablolarla karşı karşıya kalmışımdır. Hamd olsun dolaşmadığım ilim, ilçem yoktur. İşte bunu dolaştığınız zaman onlarla muhatap oluyorsunuz. Farklı örgütlerin dağ kadrolarına militan kazandıran MEB personeli yok mu? Bu tarz hainler diğer kurumlarımızda da var. Bunlar, kimliklerinde ne yazarsa yazsın öğretmen değildir. Olsa olsa öğretmen kılığındaki teröristlerdir. Bizim öğretmenlerimiz, başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere neyin mücadelesini verdiler? Bu toprakların vatan kılınmasının mücadelesini verdiler. Bizim buralardan bir şey almamız gerekmez mi?

"Ülkemizin belli bölgelerinde zaman zaman paçavralarla yürüyenler çıkıyor. Şimdi bize AB adı altında görüntü verenler, PKK'yı terör örgütü ilan edenler, bu örgütten olduğunu belli edenlere Avrupa'nın ortasında gösteri yapmalarına izin veriyorlar. Almanya gibi bir ülke, orada yapılan eyleme görüntülü olarak katılmama izin vermiyorlar. Sene 2012, Kandil'deki terör örgütü liderlerinden bir tanesine video konferansla konuşma yaptırıyorlar. Bana ret veren ülke, bakıyorsunuz Kandil'deki teröristlere konferansla konuşma yaptırıyorlar. Bunlar terörün, yardım yataklık yapan uzuvlarıdır. Bunu böyle bilin. Kmse bize kalkıp da şöyle böyle demesin. Bu can bu tende olduğu sürece hakkı her yerde söylemeye devam edeceğiz. Değerli kardeşlerim, bunları asla affetmeyeceğiz. Terör örgütleri ile mücadelemizi hep birlikte devam ettireceğiz. Önümüzdeki dönemde tüm mesaimizi, eğitimi nitelik ve kalite olarak da arzu ettiğimiz seviyeye taşımaya çalışacağız

"Müfredat başta olmak üzere sistemdeki güncellemeleri süratle yaparak yolumuza devam edeceğiz. Dünya siyasetinde önemli bir yere gelmek istiyorsak, zamanın ötesinde olan bir eğitim sistemine sahip olmak zorundayız."