Medya

"Erdoğan babamız olmak istiyor; bütün ihtiyacımız, Tunus’taki gibi diktatörün devrilmesine yol açan asi bir evlattır"

Cumhuriyet yazarı Kadri Gürsel, "Kötü bir baba ise sigaradan daha da zararlıdır" diye yazdı

12 Temmuz 2016 14:52

Cumhuriyet yazarı Kadri Gürsel, Cumurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Bulgar bakana sigarayı bıraktırmasına dair haberi yorumladı. Erdoğan'ın buna benzer hareketlerini "Erdoğan zorla babamız olmak istiyor" diuyerek yorumlayan Gürsel, "Erdoğan’ın bir babaya dönüşmesini önlemenin tek yolu onun babalığını reddetmektir. O halde Türkiye’nin bütün ihtiyacı, Tunus’taki diktatörün devrilmesine yol açan kıvılcımı çakan Muhammed Buazizi gibi asi bir evlattır. Yanlış anlaşılmasın, Buazizi gibi kendisini yaksın demiyorum, bir sigara yaksın ve yeter ki söndürmesin. Sigara sağlığa zararlı bir alışkanlıktır; kötü bir baba ise sigaradan daha da zararlıdır" diye yazdı.

Kadri Gürsel'in Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (12 Temmuz 2016) nüshasında yayımlanan 'Erdoğan babamız olmak istiyor' başlıklı yazısı şöyle:

Ben yıllardır boşuna yazıp söylemiyorum, “Erdoğan’ın iç politikası neyse dış politikası da odur, bu ikisinin arasında bir fark yoktur” diye... Hatta, “Erdoğan’ın iç politikası, dış politikasını rehin almıştır; dış politika, iç politika için yapılır hale gelmiştir” de diyorum. 

İşte, içi dışı birbirine geçmiş bir politikanın son örneği... 

Medyadan aktarıyorum. Kaynak hürriyet.com.tr... 

Başlık: “Erdoğan, Bulgar bakana sigarayı bıraktırdı”. 

Olay, 9 Temmuz’da NATO Zirvesi’nin yapıldığı Varşova’da geçiyor. Erdoğan, fuayede Bulgaristan Dışişleri Bakanı Daniel Mitov’u sigara içerken görmüş. 

Haber şöyle: “Sigara içme kabinindeki Mitov’un yanına giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bulgar bakana sigarayı bıraktırdı. Mitov da sigara paketini imzalayarak,Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdi.” 

Erdoğan’ın kendi memleketinde sigara içerken gördüğü vatandaşlarına müdahale edip, ellerindeki sigaraya ve üzerlerindeki pakete el koyması yıllardır vaka-i adiyeden sayılır olmuştu.

“Sigarayı bıraktım de bakayım” diye mübalağalı biçimde yüklendiği vatandaşa, adı, soyadı ve telefon numarasını el koyduğu paketin üzerine yazdırıp, konunun takipçisi olacağı hakkında her seferinde gözdağı verdiğini de görüyoruz. 

Bunun benzerini, yabancı bir ülkenin hükümet üyesine ilk kez doğrudan tatbik etmiş oluyor. 

Daha önce 2010’da Almanya Başbakanı Merkel’in hayretten fal taşı gibi açılmış gözlerinin önünde yapmıştı ama mekân İstanbul’du, mağduru da kendi vatandaşıydı... 

Türk-Alman Ekonomi Forumu’nda, bir genç görevlinin sigarasını alıp kırmıştı. 

Şimdi, Bulgar Bakan Mitov’a yaptıklarından, Erdoğan’ın bu otoriter sigara karşıtlığına kendisini fena kaptırdığını anlıyoruz. Ülkesindeyken bulunduğu ortamda kimin elinde sigara görse müdahale ediyor ya... “İçeride şahin, dışarıda güvercin” demesinler diye midir nedir, uluslararası toplantılarda da böyle bakanların, başbakanların elindeki sigarayı toplamaya devam ederse, önüne bu Mitov gibi kibar insanlar çıkmayabilir her zaman ve sert kayaya toslayabilir. Bizden söylemesi... 

Bir de Erdoğan’ın bu sigara karşıtlığını provokatif amaçla kullanacaklar da olabilir elbette. 

Her neyse, Erdoğan’ın nefret ettiği her şeyi yasaklama eğiliminde olduğunun farkındayız. 

İşte, sigaradan da nefret ediyor. 

Bu nefret, bir noktaya kadar mazur görülebilir. Sigara kanserin bir numaralı nedeni; bunu herkes biliyor. Üstelik kokusu da berbat. 

Lakin Erdoğan’ın sigara nefretinin, el koymak, imha etmek ve sigarayı bırakma sözü almak gibi reaksiyonlar şeklindeki tezahüründe ise toplum sağlığını koruma kaygısının ötesine geçen bir saik var. 

Erdoğan’ınki politik bir eylem. 

Sigarayı bıraktırma bahanesiyle, ceberut iktidarının üzerimize basarak yükselen sütunlarını tahkim ediyor. 

Erdoğan babamız olmak istiyor. 

“Ben sizin babanızım. Tabii ki babanızın yanında sigara içemezsiniz. Babalar çocuklarını içerken yakaladığında, elinden sigarayı alır” demiş oluyor. 

Erdoğan’ın bu totaliter ruh ve zihin dünyası, bizleri Türkiye Cumhuriyeti’nin özgür, eşit ve reşit vatandaşları olarak görmesine engeldir. İdealindeki koyu istibdat düzenine, biz çocuk olarak kalmaya devam ettikçe ya da çocuklaştıkça varacak. O da bunu bildiğinden kerli ferli insanlara çocuk muamelesi yapıyor. En çok da maiyetindekilere... 

20 Nisan’da, 40’ıncı İktisatçılar Haftası’nın bir panelinde Bülent Somay’ın söyledikleri, Erdoğan’ın Türkiye’nin babası olma sevdası ile sigara eylemleri arasındaki rabıtayı kurmakta bana ilham kaynağı oldu. Somay, “baba figürünün istisnai durumlar tarafından üretildiğini” söylemiş ve Erdoğan’ın da baba olmak için içeride ve dışarıda savaş üreterek, istisnai durum yaratmaya çalıştığından bahsetmişti. Evet, Erdoğan “baba adayı”dır. 

Erdoğan’ın bir babaya dönüşmesini önlemenin tek yolu onun babalığını reddetmektir. 

Madem Erdoğan zorla babamız olmak istiyor, o halde Türkiye’nin bütün ihtiyacı, Tunus’taki diktatörün devrilmesine yol açan kıvılcımı çakan Muhammed Buazizi gibi asi bir evlattır. 

Yanlış anlaşılmasın, Buazizi gibi kendisini yaksın demiyorum, bir sigara yaksın ve yeter ki söndürmesin. 

Sigara sağlığa zararlı bir alışkanlıktır; kötü bir baba ise sigaradan daha da zararlıdır.

Not: Bayramda yazdım, tatil sırası bana geldi. 22’sine kadar ara veriyorum.