-ERDOĞAN: ATAMALARI HSYK İLE BİRLİKTE YAPACAĞIZ ANKARA (A.A) - 09.01.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''(İstinaf Mahkemeleri) Niçin geciktiği ortada, fakat şu anda öyle zannediyorum ki artık sona doğru yaklaşıyoruz. İstinaf mahkemeleriyle ilgili olarak zaten fiziki şartları bitirmiş vaziyetteyiz. Bunun atamalarını da HSYK ile birlikte gerçekleştirecekler, burada bizim daha başka herhalde bir sıkıntımız kalmadı'' dedi. Erdoğan, Kuveyt'e hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, ziyaretine ilişkin bilgi verdi, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin ''Tutukluluk süreleriyle ilgili tartışma hala sürüyor. Yeni açıklamalar oldu. Yargıtay Başkanı İstinaf Mahkemelerinin yargıdaki yükün hafifletilmesi açısından bir an önce kurulması gerektiğini söylemişti. Adalet Bakanı da bunun tek başına çözüm olmayacağını ama radikal önlemler alınacağını ifade etmişti. Siz bu tartışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz, bu radikal önlemler ne olabilir?'' şeklindeki sorusu üzerine, ''Bu konularla alakalı gerek Adalet Bakanım, gerek Başbakan Yardımcım zaten çok geniş açıklamalar yaptılar. İlk defa, bir iki bu açıklamalar yapılıyor. Fakat nedense hala bazı konularda ısrarlar var'' dedi. İstinaf mahkemeleriyle ilgili kanaatlerinin, düşüncelerinin belli olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Niçin geciktiği, bu da ortada, fakat şu anda öyle zannediyorum ki artık sona doğru yaklaşıyoruz. İstinaf mahkemeleriyle ilgili olarak zaten fiziki şartları bitirmiş vaziyetteyiz. Sadece bu konularla ilgili atama safhasında Adalet Bakanlığımız. Bunun atamalarını da HSYK ile birlikte gerçekleştirecekler, burada bizim daha başka herhalde bir sıkıntımız kalmadı. Diğer hususlarda ise şu anda yine arkadaşlarımız gerek Cemil bey, gerekse Sadullah bey gerekli olan açıklamaları yaptılar. İnanıyorum ki burada yargının şu anda üzerinde toparlanan o ağır iş yükünü nasıl siyasi kanada yıkacağım buna benzer bazı yaklaşım tarzları var, bunlar da şık olmuyor. Bir defa tamamıyla yargının kendi akışı içerisindedir, bunun siyaset mekanizmasıyla yakından uzaktan bir alakası yoktur. Yani yargıya düşmüş olanları herhalde biz o dosyaları incelemiyoruz. Dosyaları inceleyen merci bellidir. Eğer siz bunları incelemekte mahir değilseniz, zamanı iyi değerlendirmiyorsanız bunu kalkıp da siz siyasetçiye yıkamazsanız. Siyasetçinin görevi, görev alanı bellidir. Hatta hatta yargıya bir defa müdahale etmemek gibi gerek anayasadan, gerekse yasalardan hükmünü alan, bu noktada bize engeller getiren biliyorsunuz yasal düzenlemeler var. Onun için kimse kalkıp da siyasetçiyi ve siyaseti burada yargılamaya girmesin ve herkes görevini bilsin. Bakın şu anda öyle daire başkanları var ki 'ben bitirdim bütün işlerimi, önümde herhangi bir dosya yok ve süratle de işlerimi takip ediyorum' diyor. Ama edemeyenler de var herhalde onlar da başka işlerle meşgul oluyorlar.'' -YUNANİSTAN BAŞBAKANI PAPANDREU'NUN SÖZLERİ- Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu'nun Erzurum'daki konuşmasında Kıbrıs ve hava sahasına ilişkin sözleri hatırlatılarak, ''Kendisinden böyle bir açıklama bekliyor muydunuz?'' sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Öncelikle ikili görüşmelerimizde çok çok verimli görüşmeler yaptık. Daha sonra Dışişleri Bakanlarımızı da toplantıya kattık. Onlarla olan görüşmelerimiz de çok çok verimli geçti. Akabinde toplu açılış töreninde Sayın Yorgo'nun yaptığı konuşma gayet güzel, toparlayıcı bir konuşmaydı. Türkiye-Yunanistan arasında birlik, beraberlik mesajları içeren bir konuşmaydı. Fakat Büyükelçiler toplantısındaki konuşma doğrusu benim de beklediğim konuşma değildi. Fakat daha sonra kendisiyle yaptığımız görüşmede de kendisinin aslında böyle anlaşılmak istenmediğini söyledi. Bunu da basın toplantısında gördüğünüz gibi telafi etti. Tabii burada 'ben ne diyorum' bu değil, 'karşımızdakiler ne anlıyor' bu çok önemli. Burada böyle bir incelik vardı. Bu inceliği zannediyorum orada kaçırdılar, ondan dolayı orası biraz şık olmadı. Biz de konuşmamızda zaten ev sahipliği nezaketi içerisinde öyle zannediyorum ki gerekli şekilde, gerekli değerlendirmeyi orada yaptık. Çünkü biz söylemlerimizle Türkiye-Yunanistan ilişkilerini germeye değil, yine de toparlamaya gayret etmeliyiz. bunun gayreti içerisinde olmalıyız. Zira Türkiye büyük bir devlet, güçlü bir devlet. Bu güçlü devlet, büyük devlet kendine yakışır şekilde tavırlarını ortaya koyarsa bölge barışına çok daha büyük katkıda bulunacaktır diye düşünüyorum.'' -''KILIÇDAROĞLU, NEREDEN NE KAPARIMIN PEŞİNDE'' Başbakan Erdoğan, ''Papandreu'nun açıklamasının ardından sizin yaptığınız açıklama muhalefeti ikiye böldü. Sayın Bahçeli desteklerken, Sayın Kılıçdaroğlu'nun aksi yönde bir açıklaması oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu yanıtlarken de şunları söyledi: ''Sayın Kılıçdaroğlu, artık şu anda acaba ben nereden ne kaparım bunun gayreti içerisinde. Sayın Kılıçdaroğlu'nun böyle bir dış politika anlayışı veya dış politikada nasıl bir tavır takınacağım böyle bir yaklaşım tarzı yok, olamaz. Daha bu işe yavaş yavaş belli bir zaman içerisinde alışacak. Öyle düşünüyorum. Ama Sayın Bahçeli'ye de yaklaşımı sebebiyle özellikle teşekkür ediyorum. Milli birlik budur. Burada kişisellik aslında söz konusu olamaz. Milli menfaatlerin gerektirdiği yerde her şey geride kalır, milli menfaatler en öne çıkar ve bunu hep birlikte başarmalıyız diye düşünüyorum.''