-ERDOĞAN: ASTIKLARI ASTIK, KESTİKLERİ KESTİK ANKARA (A.A) - 10.09.2010 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "YARSAV türü kuruluşlar halka hesap vermeyi bilenler değil. Bunlar hayatlarında halka hesap vermemişler. Astıkları astık, kestikleri kestik, böyle yürümüşler ama biz halkımıza her an hesap veren bir siyaset kurumuyuz" dedi. CNN Türk'ün canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, anayasa değişikliğinin halk oylamasında kabul edilmesi halinde HSYK'nın yapısının değişeceği ancak Adalet Bakanlığı yetkilerinin bir süre devredilmeyerek ''yargısal darbe'' yapılacağı iddialarını yanıtladı. Halk oylamasının sonrasına ilişkin bütün hazırlıkları yaptıklarını belirten Erdoğan, ''Evet çıkması halinde süratle bu hazırlıklarımızı Bakanlar Kuruluna sevk ederek, bir an önce bunu neticelendirip, vaat ettiğimiz uygulamaya geçme gayreti içindeyiz'' dedi. Erdoğan, 3 ay, 6 ay, 1 sene beklemeyi asla düşünmediklerini vurgulayarak, şöyle konuştu: ''Çünkü o zaman biz vaadimizde halkımıza karşı yalancı duruma düşeriz, güvenilirliğimizi kaybederiz. 10 ay sonra milletvekili seçimi var. Ben halkımın karşısına yine çıkacağım. YARSAV türü kuruluşlar halka hesap vermeyi bilenler değil. Bunlar hayatlarında halka hesap vermemişler. Astıkları astık, kestikleri kestik, böyle yürümüşler ama biz halkımıza her an hesap veren bir siyaset kurumuyuz. Burada vaadini yerine getirmeyen bir iktidar, milletvekili seçiminde halkının karşısına nasıl çıkacak? O zaman muhalefet gümbür gümbür gelip 'kadrolaşmalarını yapıyorlar' derse haklı olur. Kusura bakmasınlar biz onları haklı çıkarmayız.'' Erdoğan, anayasa değişikliği paketindeki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısına ilişkin değişiklikleri anlatarak, kurulda işlerin ağırlıklı olarak dairelerde görüleceğini, Adalet Bakanı'nın daire çalışmalarına katılamayacağını söyledi. Adalet Bakanı'nın, HSYK Genel Kurulunun başkanlığını yapacağının ve hakimlerin atama ve nakillerinde hiçbir rolü kalmayacağının altını çizen Erdoğan, ''Yürütme, buradan adeta kendini çekiyor'' dedi. -''PARLAMENTO KÜLTÜRÜNÜ OTURTACAĞIZ''- Başbakan Erdoğan, Anayasa Mahkemesi için de aynı endişelerin söz konusu olduğunun hatırlatılması üzerine, ''Bunlar bazen çok komik geliyor'' karşılığını verdi. Anayasa Mahkemesinin mevcut üyelerinin 65 yaşına kadar görevde kalacağını belirten Erdoğan, değişikliğin kabul edilmesi halinde seçilecek 2 üyenin görev süresinin 12 yılla sınırlı olacağını kaydetti. Erdoğan, ''Biz burada bir hinlik düşünseydik, 65 yaşı yine korurduk. 40 yaşında bir insanı atayacaksınız, 25 yıl Anayasa Mahkemesinin üyesi olarak çalışacak'' diye konuştu. TBMM'nin, Türkiye Barolar Birliği ve Sayıştayın göstereceği 3'er aday arasından Anayasa Mahkemesi üyeliğine tercih yapacağına dikkati çeken Erdoğan, ''Şu andaki tabloya bakıp da olayı niçin karalıyoruz? Bugün bu tablo böyledir, yarın çok daha farklı olabilir. Onun tayinini belirlemek halkımındır. O nasıl belirlerse öyle olur. Ona da herkesin saygı duymaktan başka seçeneği yoktur'' dedi. TBMM'nin üye seçiminde uzlaşma arayışı içinde olmayı arzu edeceklerini anlatan Erdoğan, ancak, bugüne kadar Sayıştay seçimlerinde dahi Parlamentoda uzlaşma sağlanamadığını söyledi. Erdoğan, ''Biz bu mücadeleyi vererek, inşallah batıda olduğu gibi bu ülkede de Parlamento kültürünü oturtacağız. Buna mecburuz, bunu başarmamız lazım'' dedi. -''CHP, UZLAŞMA TARAFTARI OLMADIĞI İÇİN...''- Erdoğan, artan siyasi tansiyon ve kutuplaşma konusunda ise şu değerlendirmelerde bulundu: ''İşin İttihat ve Terakki'den bu yana değerlendirmesini yaptığımızda, malum İttihat ve Terakki, CHP zihniyetinin temsilcisidir, daha sonra CHP olarak süregelmiştir. Zaten CHP'nin liderleri, temsilcileri konuştukları zaman 'biz Cumhuriyetin kuruluşundan daha eskiyiz' derler. Yani 'Cumhuriyeti biz kurduk' havasına girerler. Bu ülkede hizmet halkalarına baktığınız zaman dikkat edin hizmet halkalarında hep başı sağ kesim teşkil etmiştir. Hizmet Menderes'te vardır, hizmet kısmen Demirel de vardır, dünyaya açılım Özal da var. Bizim döneme bakıyorsunuz hizmette ciddi bir sıçrama var ama CHP'nin gerilim politikaları hiç değişmemiştir. Çünkü CHP uzlaşma taraftarı olmadığı için benim halkım CHP'yi hiçbir zaman tek başına iktidar yapmamıştır.'' Benzer bir tablonun Sezen Aksu'nun adının İzmir'de bir sokağa verilmesi olayında yaşandığını anlatan Erdoğan, CHP Parti Meclisi'ne giren bir anayasa hukukçusunun önce çirkin bir yaklaşımda bulunduğunu, sonra da özür dilediğini belirtti. Erdoğan, ''Söz öyledir ki ağzınızdan çıktı mı ona mahkum olursunuz. En azından bir büyük ayıptır'' dedi. Başbakan Erdoğan, ''Sizin de insan olarak 'şu sözü söylemeseydim' dediğiniz oldu mu?'' sorusunu, ''Olmaz olur mu, oluyor. Bazen çok gerilim anına giriyorsun. Öyle şeyler oluyor ki inanın hizmeti verdiğiniz yerde size çok ters bir hareket yapıyorlar. Ona bile belki sabretmemiz lazım'' diye konuştu. -SEÇİMDEN SONRA YENİ ANAYASA HAZIRLIĞI- Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra yapılması muhtemel yeni anayasa çalışmasında CHP, MHP ve BDP ile görüşmeler yapacaklarını belirtti. Önceki anayasa çalışmasında muhalefet ile uzlaşma sağlanamadığını anımsatan Erdoğan, ''Biz istiyoruz ki netice alalım. Azami gayret gösteriyoruz ama karşımızda asgari gayret var'' dedi. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Yeni dönemde inanıyorum ki bu tablo çok daha farklı olabilir. Şu anda mevcut hazırlıklarımız, birikimlerimiz var. Biz şimdi hemen bu seçimden sonra parti olarak kendi çalışmamızı yapacağız. Hazırlıklı gitmemiz lazım. Seçimlerden sonra davetimizi yapıp kimler gelecekse hepsiyle bunu yapacağız. İstiyoruz ki 73 milyonun 'benim anayasam' dediği bir anayasa çıkaralım. Buna akademisyenleri, medyayı, sivil toplum örgütlerini, Parlamento dışı kalan siyasi partileri davet edelim ve hep birlikte bir konsensüs oluşsun. Bu, 2011 sonrasında atılacak adım. Şu anda parti olarak bizim kendi hazırlığımızı yapmamız lazım. Bunu açıklamamız da ilk etapta belki şart değil. Meclis Başkanı'na 'siz çağrınızı yapın, müşterek bir anayasa uzlaşma komisyonu kuralım, bu komisyonun ilkeleri olsun ve bu ilkeler çerçevesinde siz bu işe müzaheret edin, böylece parlamento olarak bu işi bitirelim' deriz.'' -''KALDIRALIM BU YÖK SİSTEMİNİ''- Başbakan Erdoğan, yeni anayasada YÖK ile ilgili düzenlemelere de yer verebileceklerini belirterek, ''YÖK ile ilgili Sayın Baykal ile görüşmem olmuştu. Görüşmede aynen kullandığı ifade şudur; 'YÖK meselesi rejim meselesidir' demişti. Onlar zannettiler ki YÖK hep böyle gidecek. Gitmeyince şimdi 'gelin hemen YÖK'ü değiştirelim' demeye başladılar'' dedi. Kendisinin de YÖK'ün mevcut sisteminin değiştirilmesinden yana olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Niçin üniversiteler kendi öğrenci alımlarını yapmasın? Niçin böyle merkeziyetçi bir sistem? Kaldıralım bu sistemi. Oturalım, bunun üzerinde konuşalım. Devlet üniversitelerinin bir kısmı bu işi kendi içinde merkezi sistem yapabilir mi, bunu da değerlendirelim. Bana kalsa, her üniversite kendi seçimini kendi yapsa, kendi öğrencisini imtihanla kendisi alsa. Bu çok daha rahatlatacaktır. O zaman yüzbinlerce insan, milyonlarca kişi üniversitenin kapısında kuyruk olacak değil'' diye konuştu.