Politika

ERDOĞAN: ARTIK ANAYASA MAHKEMESİNE GİDECEĞİZ İSTANBUL (A.A)

11 Eylül 2010 23:34

-ERDOĞAN: ARTIK ANAYASA MAHKEMESİNE GİDECEĞİZ İSTANBUL (A.A) - 11.09.2010 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni anayasa değişikliğiyle artık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) değil, Anayasa Mahkemesi'ne gidileceğini belirterek, ''Yani Türkiye İnsan Hakları Mahkemesi. İşi burada bitireceğiz. Artık parası olanın Avrupa yollarına düştüğü dönemden, olan olmayan fark etmeyecek, herkesin rahatlıkla gidebileceği bir süreci başlatıyoruz. AİHM'de nelerin olduğu malum'' dedi. Erdoğan, Bahçelievler'de parti otobüsünden halka hitaben yaptığı konuşmada, 24 Temmuzda Bingöl'den yola çıktıklarını, finali de İstanbul milletvekili ve İstanbul'da 4,5 yıl belediye başkanlığı yapan biri olarak İstanbul'da ilçe ilçe dolaşıp, bayramlaşarak yapmak istediklerini söyledi. Anayasa değişikliği paketiyle gerçekleşecek yenilikleri anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Kadınların, özürlülerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin haklarını, çocukların istismarının önlenmesini, işçilerin aynı anda iki ayrı sendikaya üye olmasını, memurların toplu sözleşme hakkını anayasal güvence altına alıyoruz. Toplu sözleşmelerde son noktayı Bakanlar Kurulu koyuyordu. Bakanlar Kurulu'nu devreden çıkarıyoruz. Hakemler Kurulu'nun verdiği karar nihai karar olacak. Artık AİHM'e gitmeyeceğiz, Anayasa Mahkemesi'ne gideceğiz. Yani Türkiye İnsan Hakları Mahkemesi. İşi burada bitireceğiz. Artık parası olanın Avrupa yollarına düştüğü dönemden, olan olmayan fark etmeyecek, herkesin rahatlıkla gidebileceği bir süreci başlatıyoruz. AİHM'de nelerin olduğu malum. Diyoruz ki artık bu işleri bitirelim.'' -''12 EYLÜL İLE BİZ YÜZLEŞİYORSAK...''- Ana muhalefet partisinin Anayasa Mahkemesi'nin yapısından şikayetçi olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti: ''Niye şikayetçi? Halbuki şu an 11 üyesi var, 4 de yedeği var etti 15. Biz buna dokunmuyoruz. 65 yaşına kadar bu 15 kişi görevine devam edecek. Cumhurbaşkanımız tarafından iki hukukçu atanacak. Bu beyleri rahatsız etti'' dedi. ''Ayaklarımızda prangalar var, istiyoruz ki bu prangaları çözelim, kıralım. Kıralım ki Türkiye, milletim sıçrasın, bunu istiyoruz'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:  ''Yargı mensubu arkadaşlarımız o tür kürsülerde siyasi mesajları vereceklerine, cübbeyi çıkarıp da şu meydanlara gelseler, meydanlarda siyasi mesajları verseler daha iyi olmaz mı? Diyorlar ki, 'Bize hakaret ediyorsunuz'. Niye hakaret? Biz bu ülkede yürütmeyiz. Yasama organının, yürütme organının hakkını alırsın, yerindelik hakkıma varıncaya kadar elimizden alırsınız, ama biz size bir eleştiri gönderdiğimiz zaman rahatsız olursunuz. Kusura bakmayın, zaten buralara gelirken belli şeyleri ödeyerek geldik. Eğer 12 Eylül ile biz yüzleşiyorsak, 26 maddelik bu anayasa paketiyle biz yüzleşiyorsak, gelecek kuşaklar yeniden bu tür çirkinliklerle karşı karşıya kalmasın, yavrularımıza böyle bir memleket bırakmayalım istiyoruz. Bu ülkede bir Başbakanın 27 Mayıs'ta suçu neydi? Bir gerekçesi var mıydı? Açıklayamadılar. Ne dediler biliyor musun? 'Bizi buraya gönderen irade böyle istediği için idam ettik' dediler.'' CHP lideri Kemal Kılıçdardoğlu'nun, 'Başörtü meselesini ben hallederim' sözünü hatırlatan Erdoğan, başörtülü kızların eğitim özgürlüğü konusunda MHP ile Meclis'te yaptıkları işbirliğini anımsattı.  Anayasa değişikliğini 411 oyla gerçekleştirdiklerini, ancak CHP, DSP ve bazı bağımsız milletvekillerinin bunu Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğünü belirten Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bunun altında CHP'nin eski ve yeni genel başkanının imzası var mıydı? O zaman aklın neredeydi senin? O zaman demokrat ve özgürlükçü değildin, şimdi bugün özgürlükçü oldun öyle mi? Velev ki olduğunu kabul edelim, bugünden tezi yok 110 imza ile pazartesi günü Meclis Başkanlığı'na bunu götürmeye var mısın? Bunu Meclis Başkanlığı'na götür, biz de seni destekleyelim. 2011'e bunu bırakma. 2011'e bunu bırakırsan bunun adı rüşveti kelam olur. Zira senin eski genel başkanın benim çarşaflı kardeşlerime Gazi Mahallesi'nde rozet taktı, bir hafta sürmedi otobüsten tekme tokat çarşaflı kardeşimi attı. Biz bunların karakterini, cibilliyetini biliriz. Bunlar bu ülkede bu işe tahammül edemezler.''