Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maryland'de 16. yüzyıl Osmanlı mimarisiyle yapılmış ABD'nin en büyük camisi bulunan Amerika Diyanet Merkezi'nin açılışında konuştu. Erdoğan, "11 Eylül'de bir avuç teröristtin ABD'ye yaşattığı acının tüm Müslümanlara fatura edilmesi asla kabul edilemez. Bu üzücü olayın ardından Müslüman toplumlara ve bireylere karşı olan tutum kabul edilemez. Brüksel'de, Paris'te terör var. Unutmayın Türkiye'de terör bunlarla mukayese edilemeyecek kadar var. Lütfen bunları görelim. Ve biz 35 yıldır terörizmle mücadele ediyoruz. Teröre verdiğimiz kurban sayısı 40 bini buldu" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Bu arazi veya arsayla tanışmam oğlumun buradaki eğitim öğretim yıllarında bir Amerika seyahatinde ramazan iftarında olmuştu. Bundan yaklaşık 3 yıl önce buranın temelini atmıştık. Ve temelini attığımız gün o tabloları izlediğimde bugünü düşünmüştüm. Artık tablolardan gerçeğine gelmiş olduk. O gün bize burada yardımcı olan buranın belediye başkanına teşekkür ediyorum. Şimdi görevde değil. Bizleri karşılayan belediye başkanına da bizlere yardımcı olduğu için teşekkür ediyorum. Bu medeniyetler arası bir çatışma değil bir ittifaktır. O gün konuşurken bu merkeze verdiğim önemden bahsettim. Bugün karşımda muhteşem bir külliyeyi eseri görüyorum. Emeği geçen Diyanet İşleri ve teşkilatımız, mimarı projeyi hazırlayan üstadlarımıza, işçilerimize teşekkür ediyorum.
"Özellikle Osmanlı mimarisine uygun yapılan ve 750 kişilik kapasiteli bu eser bize Türkiye'deymişiz gibi bir hissi veriyor. Merkezimiz sosyal alandaki tüm ihtiyaçları da karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. Merkezimizin mimarı güzelliği elbette takdire şayandır. Ama asıl önemli yanı Amerika'daki Müslüman kardeşlerime vereceği manevi huzurdur. Bu binalara hayat verecek olan sizlerin çalışmaları olacaktır.
"Dünyada ve ABD'de Müslümanlara karşı hoşgörüsüzlüğün yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Onun için bu merkez büyük önem taşıyor. Bugün ABD'de yaşayan ve burada olan Müslüman kardeşlerimin 11 Eylül saldırılarından sonra yaşanan o olumsuz havayı dağıtmak için mücadele ettiğinden eminim.
terörizmin dini, milliyeti, ırkı, kökeni kesinlikle yoktur. 11 Eylül'de bir avuç teröristtin ABD'ye yaşattığı acının tüm Müslümanlara fatura edilmesi asla kabul edilemez. Bu üzücü olayın ardından Müslüman toplumlara ve bireylere karşı olan tutum kabul edilemez. Brüksel'de, Paris'te terör var. Unutmayın Türkiye'de terör bunlarla mukayese edilemeyecek kadar var. Lütfen bunları görelim. Ve biz 35 yıldır terörizmle mücadele ediyoruz. Teröre verdiğimiz kurban sayısı 40 bini buldu. Fakat biz bütün bunlara rağmen şuanda Batı'da Türkiye'den kaçan teröristleri istediğimiz zaman bunları bize iade etmiyorlar.
"Brüksel olayının faili kendilerine haber verdiğimiz bir teröristti. Brüksel yönetimine bunu bildirdik. Belki de yönetim bundan bir şey yok dedi ve bomba patladı. Kim samimi? Biz dürüstüz dayanışmaya paylaşmaya açığız. Halen Müslümanları bir terörist olarak lanse edenler ortada dolaşıyor. ABD'de devam eden başkanlık yarışında bazı adayların bu görüşü savunuyor olmalarını hayret ve şaşkınlıkla izliyorum. Oysa Müslümanlar bu ülkenin asli kesimi arasında yer alıyor. Müslümanlar da ABD'nin gelişimine katkı veriyor. Sayın Başkan Obama'nın yakın zamanda yaptığı bir konuşmada değindiği gibi Müslümanlar bir seçime zorlanamaz.
"Bunların başında DAİŞ, Boko Haram, El Kaide gibi örgütler yer alıyor. Ülkemizde ise PKK, DHKP-C, Suriye'nin kuzeyinde PYD, YPG yer alıyor. Ama bir de ne yazık ki dindar gözükmeye çalışan paralel yapı var. Sadece Türkiye'deki terör örgütleri değil Ermeni Asala örgütleri de oradaydı. İşte aldığım bir haber Ermenistan-Azerbaycan sınırında çatışmalar sürüyor ve her iki taraf ciddi zayiat veriyor. Az önce bir Azeri televizyonu önümü kesti. Onun gözlerinde gözyaşı gördüm. Acaba bizim ülkemizdeki medyanın gözlerinde de bu göz yaşını görebilecek miyiz? Mehmedim, polisim, köy korucum Güneydoğu'da bir huzuru sağlamak için canlarını veriyor. Ama bazıları öyle başlıklar atıyorlar ki biz hangi ülkenin evladıyız, bunlar hangi ülkenin evladı sorusunu soruyor insan.
"Aynı şeyi Irak'ta, Suriye'de farklı şekilde yaşadık. Öldüren de ölen de Allah-u Ekber diyor. Müslümanlar olarak dinimizin ismini lekeleyen bu isimlerle gruplarla mücadele etmeli, doğruları anlatarak onları ıslah etmeliyiz. Bu merkezleri bu hassasiyetlerin temel taşı olarak görüyoruz. Farklı inançlara mensup ABD'lilerle birlik olarak nefrete karşı birlikte mücadele etmeliyiz. İslam'ın almaktan çok vermeyi, öldürmeyi değil yaşatmayı emreden tarafını göstermeliyiz."