T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçim anketlerindeki son duruma ilişkin olarak, ''Partimizle alakalı şu anda 45-50 aralığında neticeler geliyor. CHP ile ilgili 25-30 aralığında neticeler geliyor, MHP ile ilgili ise adeta bir baraj noktasında 10-12 arasında bir durumu söz konusu'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Samanyolu TV'de "Özel Gündem' adlı canlı yayında Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve Samanyolu Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu'nun sorularını yanıtladı. "Meydanların diliyle medyanın dilini nasıl karşılıyorsunuz?" şeklindeki soruya Erdoğan, meydanların dili ile medyanın dilinin bugüne kadar örtüşmediği gibi bugün de örtüşmediğini ifade ederek, görsel medyanın yanıltıcı, yazılı medyanın da istismara açık olduğunu söyledi.
Her zaman karşılarında bir medyanın olacağını da ifade eden Erdoğan, "Bugün aklı selim ile hareket eden bir medya da var. Onlarla çalışmalarımızı yapıyoruz. Gerçekleri görmeyen, saptıran, yaptığınız yatırımlardan rahatsız olanlar var" diye konuştu.
Erdoğan, "garip" dediği malum medyanın BDP'ye destek verdiğini de ifade ederek, "Nasıl BDP'ye destek verirsin? Bunların Güneydoğu'da, Doğu'da yaptıkları ortada. Bunların bu ülkeye ne sağlayacağı açık, net ortada. Terör örgütünden gücünü alarak, güya demokrasi, güya özgürlük çağrısı yapan bu insanları artık tanımıyor muyuz? Demokrasi, özgürlük diyen imam kaçırır, imamı sabah namazından çıkışında öldürür mü?" diye konuştu.
Cizre'de imam hatipli çocukların kaldığı bir yurda molotofkokteyli ile saldırıldığını, üç gencin yaralandığını, ikisinin iyi olduğunu, üçüncüyü Ankara'ya getirttiklerini anlatan Erdoğan, "Bunlar bu kadar azıtmış durumda. İstanbul'da Levent'te köprünün altında sekiz kişi yaralandı. Bir hanım kardeşimizin bacağı kesilmek durumda kaldı. Bu ne insafsızlıktır. Bu ne alçaklıktır. Bunu neyle izah edeceksiniz?" dedi.
"AK Parti karşısında bir statüko ittifakından bahsediyorsunuz. Burada kimleri kast ediyorsunuz?" şeklindeki bir soru üzerine de Erdoğan, "Güneydoğu'da ağırlıklı olarak BDP ile CHP'nin ittifakını görüyorsunuz" dedi.
'BDP'li eline Türk bayrağı almaz'Partisinin Hakkari mitinginde dükkanların kepenklerinin kapatıldığını, hem esnafın hem halkın tehdit edildiğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Benden sonra oraya Kılıçdaroğlu gitti. Hakkari'de CHP'nin aldığı oy 157. Kılıçdaroğlu'nun gidişinde orada sadece CHP bayrağı var, Türk Bayrağı yok. Çünkü BDP'li eline Türk Bayrağı'nı almaz. Ona onu veremediler. Hiç rahatsızlık duydu mu? Ne CHP rahatsızlık duydu ne MHP rahatsızlık duydu. MHP'den de bir ses çıkmadı. Orada bir de yerel özerklikten bahsetti. Bunu da getirdi Avrupa Yerel özerklik Şartı'na dayadı."
Bu şarta ilişkin muhalefet şerhlerini kendilerinin kaldırdığını anımsatan Erdoğan, yerel yönetimlerin yeniden yapılandırılmasına yönelik parti olarak çalışmalarının olduğunu dile getirdi.
Özellikle 12 Eylül travmasını bunlar hala hazmedemiyorlar. Bunlar, 12 Eylül'ün intikamını nasıl alırız onun gayreti içindeler. 12 Eylül'deki yirmi altı maddelik Anayasa paketi bunlara gerçekten çok oturdu. Orada bir bariyer oluşturdular. CHP, MHP, BDP, TKP, TKİP, terör örgütleri hepsi omuz omuza verdiler yüzde 58 'Evet' çıktı. Şimdi 'ne yapıp, yapalım' diyorlar, 'bu işi tersine çevirelim' diyorlar.
Bütün bunlara rağmen, bu kurdukları ittifakı milletim nasıl 12 Eylül'de bozduysa, 12 Haziran'da da bozacak. Çünkü milletim, Kandil'di, Ergenekon'du, Ankara üçgeni gibi organizasyona prim vermeyecek."
'İmralı ile görüşmeyi yapan hükümet değildir'Gazetelere Kandil'in ve İmralı'nın düşüncelerinin de yansıdığını ifade eden Erdoğan, şunları anlattı:
"İmralı ile görüşmeyi yapan hükümet değildir. İmralı ile görüşmeyi devlet yapar. Bizden önce de yapılmıştır. Bizden önceki iktidarların hepsinde yapılmıştır. Bu dönemde de yapılır. Gerektiği ana kadar yapılır. Öyle bir an gelir ki yapılmaz. Bunlar yapılıyorsa da devlet 'buradan acaba ülkenin birliği beraberliği için bir netice alır mıyız' düşüncesiyle yapar.
Sayın Bahçeli, 'anlaştılar, anlaşma yaptılar' diyor. Bunu neye dayanarak söylüyorsun? Bunu 12 Eylül öncesinde de söyledin. Sincan'da meydanda çok ağır ifadeler kullanarak söyledin. Hukukta kaide var. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. İddia sahibi sensin. O zaman ispatla. 'İspatlamazsan namertsin' dedim. Ne oldu? İspatladı mı? Hayır. Şimdi aynı şeyi tekrar ediyor. İftira at, tutmazsa iz bırakır. Dertleri bu. Çünkü bunların sırtında yumurta küfesi yok. Ama biz sırtımızda sorumluluk taşıyoruz. Kılıçdaroğlu parti içindeki durumunu güçlendirmeye çalışıyor. Bahçeli de baraj altına düşmemek için gayret sarf ediyor. Yaptıkları bu."
'Partimin birinci olacağına inanıyorum'Erdoğan, 12 Haziran seçimlerinde milletvekili dağılımının nasıl olacağını şimdiden kestirmenin mümkün olmadığını da dile getirerek, "Ben herşeye rağmen partimin birinci olacağına inanıyorum" dedi.
"Sizin için başarısızlık nedir?" sorusu üzerine de Erdoğan, "Birinci parti olmazsak. Sadece bu. Birinci parti olduğumuz zaman, tek başımıza iktidarı kuran bir parti olduktan sonra bu başarısız olmaz ki. Koalisyon Türkiye'de sıkıntı getirir. Şu anda biz koalisyon ile ilgili bir durum da görmüyoruz" diye konuştu.
'Din bölgede barışın anahtarıdır'"Problem dinle mi oluyor?" şeklindeki soru üzerine de Erdoğan, "Öyle oluyor tabii. Biliyorlar ki din bölgedeki barışın, birliğin, beraberliğin yegane anahtarıdır. Bunu biliyorlar. Bundan dolayı da İslamdan, dinden çok korkuyorlar. Onun için de kendilerine göre bir örgütlenme yoluna gidiyorlar. Hac organizasyonu yapıyorlar. Oradaki Kürt kardeşlerim bunların ne olduğunu bilmiyor ki" diye konuştu.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Kürtçülükle Kürt kardeşimin sorunuyla ilgilenmek farklı bir şeydir. Ben ne Kürtçüyü tanırım, ne Türkçüyü tanırım. Hepsine karşıyım. Ben Türküyle Kürdüyle Lazıyla Çerkeziyle Gürcüsüyle Abhazasıyla Romanıyla Arabıyla 74 milyon kardeşim olarak, yaratılanı yaradandan ötürü severim anlayışıyla kucaklar severim. Benim anlayışım bu. Asla ırkçılık yok. Allah bizi kabileler halinde yaratmıştır. Birbirimizle iyi tanışalım, anlaşalım, diye. Ama kabileni diğer kabile üzerinde egemen kılmak için değil. Bizde ben yok biz var. Bu anlayışla birbirimize saygılı olacağız."
"Güneydoğu'da 'sandığa gitmeyin' tehditlerine karşı halka mesajınız ne olacak?" sorusunu yanıtlarken de Erdoğan, bütün yasal düzenlemeleri yaptıklarını belirterek, "Bu seçimlerde sandık güvenliği bugüne kadar olanlardan çok daha olumlu istikamette farklı olacak" dedi.
'Bunlar darbecilerle beraber'Erdoğan, 27 Mayıs'ı bayram ilan eden zihniyetin CHP olduğunu, milletin bunları çok iyi tanıması gerektiğini söyledi.
"Bunlar darbecilerle beraber. Bunlar her zaman darbeden yana. Demokratik yoldan, sandıkla milletim bunları iktidar yapmaz. Bunlar olsa olsa koalisyon ortağı olurlar. Dürüst de değiller. Bunlar bu ülkede millete neler çektirdiler?" diyen Erdoğan, tamamen Atatürk'ün üzerinden seçim kampanyası yürüttüklerini, İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün torununu da kullandıklarını kaydetti.
Eski 100 Türk Lirası'nı gösteren Erdoğan, İnönü'nün, Atatürk'ün vefatından sonra 100 Türk Lirası'nın üzerindeki Atatürk resmini kaldırıp, kendi resmini yerleştirdiğini ifade ederek, "Bunların sadakati, anlayışı, yaklaşımı bu. Bununla da milleti hala istismar ediyorlar. 12 Haziran'da milletim bunların hesabını soracak. CHP'ye gönül verenlerin de bunların hesabını soracağına inanıyorum."
'Benim böyle bir açıklamam yok'Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kılıçdaroğlu, bakanların yolsuzluk yaptığını itiraf ettiğinizi
söyledi. Böyle bir yolsuzluk var mı, kabul ettiniz mi?" sorusuna "Benim böyle bir açıklamam yok. Dedim ya, bu yürüyen yalan ama yetişemiyoruz. Sonra dedim bu uçan yalan" dedi.
YGS olayına değinen Erdoğan, ÖSYM'nin kadrosunun yetenekli ve kaliteli olduğunu kaydetti. Erdoğan, "Hatalar yok mudur? Vardır. Arkadaşımız süreci başarılı yönetememiştir. 1 milyon 700 bin kişiye mektup gönderiyor. Böyle bir mektup olayına girmek, yanlış olan buydu. Senin böyle bir şey görevin değil, ne gerek var böyle bir şey yapmaya. Bir yazılı basın açıklaması yaparsın, biter bu iş. Çünkü ilmi siyaset denilen bir şey var, bu çok önemli" diye konuştu.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun bir bakanın yeğeni için ÖSYM Başkanı'na e-mail gönderdiği yönündeki iddialarını da anımsatarak, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın böyle bir yeğeni olmadığını ve böyle bir e-mail göndermediğini anlattı.
Lüleburgaz mitinginde yaptığı konuşmayı tekrarlayan Erdoğan, konuşmasında bakan arkadaşlarının yolsuzluğundan bahsetmediğini ifade ederek, "Bu kadar yalan, iftira olur mu? Geçmişte bakan olan arkadaşlar da, haklı olarak 'Başbakan bizimle ilgili neyi ifade etmek istedi?' diyorlar. Ben her zaman bir şey söylüyorum, abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz. Sizin böyle bir şeyle alakanız olmadığına göre, neden şüphe duyuyorsunuz. Sizin yapmanız gereken bir şey var, hepsinin de kalkıp Kılıçdaroğlu'na dava açması lazım. Benim ifademde böyle bir şey geçmiyor ki" diye konuştu.
Bakanları sonsuza kadar bakan olarak tutmak zorunda olmadığını, bakanlar arasında değişiklik olabileceğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bundan hiç bir bakanın da rahatsız olmaması gerekir. Sizi bakan yapan irade, sizi almasını da bilecektir. Bunun hesabını Kemal Kılıçdaroğlu'na verecek değilim. Bunun tek hesabını vereceğimiz yer millettir. Kılıçdaroğlu kalkıyor, bu yalanı söylüyor. Biraz insan edep eder. Böyle bir ifade mi geçiyor? Bir şeyi bir kere söylemekle de bırakmıyor, devamlı söylüyor. Onun için yürüyen yalan, koşan yalan, uçan yalan... U dönüşü, S dönüşü var, böyle birisi. 'Ben yalan söylemem' diyor, bu ne? Komik duruma düşünce de manevrasını yapıyor."
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
*"Ben pek statükodan anlamam. Ben halkın dilinden anlarım ve halkımla beraber yürürüm. Siyasetin içinde oldum olalı hep statükoya karşıyımdır. Hoşlanmadığım bir kavramdır. Hoşlanmadığım bir yapılanmadır. Biz onu boza boza geldik. Onu boza boza gelen kalkıp da bunu yapar mı?"
*"Bunlar (Balyoz, Poyraz, Ergenekon) bir an önce keşke neticelense ve ne olacağını görsek, rahatlasak"
*"TÜSİAD yaptı (Anayasa çalışması) ama arkasında durmadı. Hocalarla oturur, Müzakere edersiniz ve sonra kalkarsınız omurgalı şekilde arkasında durursunuz"
*"MHP'li arkadaşlar şimdi niye yargıya gidip kovalamıyorlar? Gitsinler dava açsınlar, neden açmıyorlar? Eğer samimi ve dürüstseler savcılığa dava açsınlar"
*"Baykal bile bu komployu açıklayıp, takipçisi olamadı. Komploysa bunu yapanları açıkla, bildiğin bir şey varsa açıkla, davacı ol, işi takip et. diğerleri de davacı olamadı. çünkü karıştırdıkça bu iş çok daha kokar, bunu görüyorlar"
*"CHP'nin eskisi yenisi olmaz. bunların genlerinde ne varsa yarın da aynı şey olacaktır"
*"(Anketler) Partimizle alakalı şu anda 45-50 aralığında neticeler geliyor. CHP ile ilgili 25-30 aralığında neticeler geliyor, MHP ile ilgili ise adeta bir baraj noktasında, 10-12 arasında bir durumu söz konusu"
*"Ben bu dönemden sonra partim bana ne görev veriyorsa o görevi yaparım, ondan sonra devam eder miyim, etmez miyim o ondan sonraki şey"
*"Biz yüzde 10 barajı ile iktidara geldik. Şu anda barajı engel olarak görenler de çalışsınlar, onlar da yüzde 10 barajını aşsınlar"