Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan'da yaptığı konuşmada Avrupa Birliği'ne Kıbrıs konusunda eleştiride bulundu. Kıbrıs Rum Kesimi'nin 2004'teki referandumda 'hayır' oyu vermesine rağmen AB'ye alındığını hatırlatan Erdoğan, "Bu nasıl ahde vefa" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan ziyareti kapsamında Budapeşte'deki bir üniversitede konuşma yaptı.
Konuşmasında Kıbrıs üzerinden Avrupa Birliği'ni eleştiren Erdoğan, "Güney Kıbrıs geçenlerde iflas ettiğini açıkladı. Devamlı bunlara destek vererek ayakta mı tutacaksınız?" diye konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Kıbrıs'ta yapılan referandumda bizim hem sayın Annan'a (dönemin BM Genel Sekreteri Koffi Annan) hem de AB'ye bir ifademiz vardı.
AB'ye dedik ki 'bakın biz sözümüzde dururuz' ama Güney Kıbrıs sözünde durmazsa bu referandumda onlara yaptırımınız ne olacak. 'Hiç endişe etmeyin' dediler.
Bu şartlarda referanduma gidildi. Referandumda yüzde 65 Kuzey Kıbrıs 'evet' dedi. Güney Kıbrıs yüzde 76 'hayır' dedi. Hayır dediği halde ödüllendirilerek AB'ye üye yapıldı.
'Bu nasıl ahde vefa'
Şimdi soruyorum; 'Bu nasıl bir ahde vefadır, bu ideolojik bir yaklaşım değil de nedir? Şimdi böyle bir Avrupa Birliği sağlıklı olabilir mi?'
Onun için sayın Schröder'in (dönemin Almanya Başbakanı Gerhard Schröder) hatıratında çok ilginç bir tespiti vardır. "Türklere ahlaksızlık yapıldı" diyor tespitinde.
Merkel'in de aynı şekilde bir açıklaması var. Şimdi onu söylediğine heralde pişman olmuştur. Diyor ki "Güney Kıbrıs'ı almakla biz yanlış yaptık." Şimdi de bedel ödüyorlar.
Rum lider Hristofyas geçenlerde "İflas ettik" dedi. Böyle bir şeyden, başka bir şey bekleyemezsin ki. Devamlı bunlara destek vererek ayakta mı tutacaksınız?
'Kıbrıs diye bir devlet yok'
Kıbrıs diye bir devlet yoktur, bunu zaten biz tanımıyoruz. Başından beri söylenen iki devletli yapı sahiplenilmiyor.
'AB üyeliği bir yere kadar'
AB üyelik sürecinin Türkiye için stratejik önemi olduğunu vurgulamak isterim, tüm bunlara rağmen. Ama nereye kadar bir yere kadar. Bir yerden sonra biz de kararımızı vereceğiz. Avrupa şimdilerde ciddi sorunlarla uğraşıyor.
Küresel kriz Avrupa'yı etkisine almış durumda. Avrupa vizyonu ve ufku son dönemdeki yaklaşımları nedeniyle yıprandı. Irkçılık saldırıları da tehlike sinyalleri vermeye devam ediyor.
'Yük olmaya değil, yük almaya'
Böyle bir süreçte Türkiye'nin üyeliği Avrupa'ya güç katar. Ekonomik siyasi sosyal olarak Bu Avrupa Birliği için hayati önem taşıyor.
Ekonomik güç katmanın yanı sıra biz Avrupa'ya yük olmaya değil, yük almaya geliyoruz. Ama bunu Avrupa Birliği anlamış değil."