-ERDOĞAN: "PAKETİNİN İÇERİĞİNE GİRMİYORLAR" İSTANBUL (A.A) - 01.09.2010 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, referandum sürecinde siyasi partilerin genel başkanlarının Anayasa paketinin içeriğine girmediklerini, kayısı, fındık, incir, çay, künefeden bahsettiklerini belirterek, ''Yasama, yürütme, yargı arasındaki ilişkileri düzenleyen, devletin çalışmalarını düzenleyen temel bir metin olan Anayasa bu kadar sulandırılır mı? Bunu sulandıracak kadar bir ülkenin yönetiminden uzak anlayış olur mu? Gelin 26 maddeyi konuşalım'' dedi. Erdoğan, Memur Sendikaları Konfederasyonunun (Memur-Sen) İstanbul Kongre Merkezinde verdiği iftara katıldı. Yemeğin ardından konuşan Başbakan Erdoğan, ramazan ayının bütün güzellikleri, bereketi ve rahmetinin idrak edildiği iftar buluşmasında birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Memur-Sen'in, 12 Eylülde halk oyuna sunulacak Anayasa değişikliğine çok güçlü ve cesur bir şekilde ''evet'' dediğini belirten Erdoğan, ''Memur-Sen, 'evet' demekle kalmadı, son derece bilimsel çalışmalarla, araştırmalarla, aklı, mantığı, bilimi öne çıkaran tezleriyle neden 'evet' dediğini de ortaya koydu'' dedi. Birçok kesimin ''hayır'' derken niye ''hayır'' dediğinin farkında olmadığını, mensubu bulunduğu siyasi parti veya mensubu bulunduğu ideoloji sebebiyle ''hayır'' dediğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: ''Biz 12 Eylülde herhangi bir siyasi partinin ambleminin altına mührü vurmayacağız. Biz 12 Eylülde 'evet' veya 'hayır', 'beyaz' veya 'kahverengi', bunların bulunduğu bölüme mührü vuracağız. Yani ak sütünüz gibi beyaz olan 'evet'e mührü vuracağız. Orada parti amblemi yok. Orada benim ismim yok. Orada 'evet' veya 'hayır' var. Burada 26 maddelik Anayasa değişikliğini oyluyoruz. Siyasi partilerin genel başkanlarını dinliyorum, onlar bile ne yazık ki Anayasa paketinin içeriğine girmiyorlar. Neyi konuşuyorlar? Bugün yine baktım. Kayısı, fındık, incir, çay, künefe... Bunları konuşuyorlar. Yasama, yürütme, yargı arasındaki ilişkileri düzenleyen, devletin çalışmalarını düzenleyen temel bir metin olan Anayasa bu kadar sulandırılır mı? Bunu sulandıracak kadar bir ülkenin yönetiminden uzak anlayış olur mu? Gelin 26 maddeyi konuşalım. 12 Eylülden sonra 8-9 ay var. O zaman genel seçimlere kadar bunları rahat rahat konuşuruz ama şu anda Anayasa paketini konuşuyoruz, bunu tartışacağız. Türkiye'nin demokrasiden ekonomiye, dış politikadan temel altyapı hizmetlerine kadar her alanda yaşadığı büyük dönüşüme verdiğiniz destekten ve katkıdan dolayı hepinize bir kez daha teşekkür ediyorum.'' -''TARİHİ BİR SÜREÇ YAŞANIYOR''- Tarihi bir süreç yaşandığını vurgulayan Erdoğan, 1982 Anayasası üzerinde son 28 yıl içinde defalarca değişiklik yapıldığını, Anayasa'nın bir darbe ortamında, darbe psikolojisiyle yazıldığını, Anayasa'nın merkezine insan, vatandaş, haklar değil, salt devletin çıkarlarının yerleştirildiğini, her hakkın ''ama'' kelimesiyle sınırlandırıldığını ve kısıtlandığını anlattı. Erdoğan, 28 yılda yapılan değişikliklerin, ne yazık ki bu Anayasa'nın özüne dokunmadığını, dokunamadığını, 12 Eylül Anayasası'nın ortaya çıkardığı vesayetin, yapılan tüm değişikliklere rağmen kaldırılamadığını ifade ederek, şöyle konuştu: ''İşte bugün biz 26 maddelik bir değişiklikle, öze dokunuyor, bu boyutuyla en kapsamlı ve en demokratik değişimi gerçekleştiriyoruz. Şunu da açık yüreklilikle söylemek durumundayım. Yapılan bu değişiklik, Türkiye'de, Anayasa üzerinde, sadece 12 Eylül'ün vesayetini değil, 27 Mayıs darbesinin de oluşturduğu vesayeti kaldırıyor. Biz, sadece 12 Eylül'de idam edilen gençlerin hatırasını değil, merhum Hasan Polatkan'ın, merhum Fatin Rüştü Zorlu'nun, merhum Adnan Menderes'in de hatırasını yad ediyoruz. Bu ülkede darbelerin sorgulanabilir olduğunu gösteriyoruz. En azından iade-i itibar nedir, bunu gösteriyor, bunu sağlıyoruz. Bu ülkede darbelerin üzerinde artık dokunulmazlık zırhının olamayacağını söylüyoruz. Bu ülkede, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunun altını kalın çizgilerle çiziyoruz.''