Politika

ERDOĞAN: "EN İYİ YAPTIKLARI ŞEY KÜFÜR" İSTANBUL (A.A)

28 Nisan 2011 00:26

-ERDOĞAN: "EN İYİ YAPTIKLARI ŞEY KÜFÜR" İSTANBUL (A.A) - 27.04.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin  bugünlerde en iyi yaptığı şeyin küfür ve  hakaret olduğunu belirterek, ''Ağızlarını bozuyorlar, ağızlarından adeta köpükler saçıyorlar'' dedi. Erdoğan, Esenler'de İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Esenler Belediyesinin hizmet ve yatırımlarının toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, kendilerinden önceki dönemde işçinin, memurun maaşlarından ''nema'' adı altında kesilen ve Başbakan olduğunda önünde bulduğu 13,5 katrilyon lirayı anında ödediklerini ifade ederek, halkın devletinden alacaklı, devletin de halkına borçlu olamayacağını düşünerek bu ödemeyi başarıyla yaptıklarını söyledi. Yaklaşık 3 katrilyon lira olan Konut Edindirme Yardımını ödediklerini ve ödemeye devam ettiklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bugünlerde muhalefetin en iyi yaptığı şey ne biliyor musunuz? Hakaret... En iyi yaptıkları şey küfür. Ağızlarını bozuyorlar. Ağızlarından adeta köpükler saçıyorlar. Ağızlarıyla birlikte milletin temiz Türkçe'sini kirletiyorlar. CHP'nin, bir gazetenin edepsiz başyazarını neden transfer ettiği şimdi çok iyi anlaşılıyor. Meğer daha iyi küfretmek, daha iyi hakaret etmek, daha galiz sözler kullanmak için transfer etmişler. Anlaşılıyor ki, o yazarların dizlerinin dibine oturmuş, güzelce derslerini ezberlemişler. Kol kola yürüdükleri, avukatlığını yaptıkları, kol kanat gerdikleri o çetelerin tarzını, dilini, jargonunu epeyce ezberlemişler. İşte siz busunuz. İşte siz bu kadarsınız. Güzel bir söz vardır; 'Üslubu beyan, ayniyle insan'. Ağzınızdan çıkan ifadeler neyse siz de osunuz. Meşhur sözümüzdür. 'Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye...' CHP Genel Başkanı'nın çok ama çok iyi bilmesi lazım. 'Eline, diline, beline hakim olacaksın'. Kim söylüyor bunu? Hacı Bektaşı Veli hazretleri. Ellerine hakim olamadılar, her fırsatta yürüttüler. Bellerine hakim olamadılar, kasetler ortada, kendisi de onun neticesinde genel başkan oldu. Şimdi de dillerine hakim olamıyor; konuşmuyor, adeta cüruf saçıyorlar. Diğer partilerin liderleri ve sözcüleri de CHP Genel Başkanı'nın yolundan gidiyorlar. Bunlar millete 'bidon kafalı' derler, 'göbeğini kaşıyan adam' derler, 'yüzde 60'ı aptal' derler. Ama milletin o güzel Türkçesine, nezaketine, zarafetine, edebine, adabına, terbiyesine zerre kadar sahip değiller. 'Edep yahu' diyorum. Ben bu üslubu, bu dili, bu edepsizliği milletimin takdirine bırakıyorum. Kaldı ki anaları dillerine alanlara sesleniyorum; Sayın Kılıçdaroğlu, bizim medeniyetimizde anaların yeri çok saygındır. Benim sizin annenize saygım var. Teşekkür ediyorum.'' Bu çirkin sözleri, özellikle de CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye gönül verenlerin takdirine bıraktığını vurgulayan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: ''Sizlerden çok rica ediyorum; lütfen CHP'nin, MHP'nin, BDP'nin sözcüleri, genel başkanları ekrana çıktığında televizyonlarınızı kapatın ya da çocuklarınızı televizyonlardan uzak tutun. En azından çocuklar, bu siyasetçileri, bu üslubu görmesinler, duymasınlar. Atalarımızın çok güzel bir nasihati vardır. 'Cahil ile dost olma; ilim bilmez, irfan bilmez, söz bilmez, üzülürsün. Saygısızla dost olma; usul bilmez, adab bilmez, sınır bilmez, üzülürsün. Aç gözlü ile dost olma; ikram bilmez, kural bilmez, doymak bilmez, üzülürsün. Görgüsüzle dost olma; yol bilmez, yordam bilmez, kural bilmez, üzülürsün. Ukalayla dost olma; çok konuşur, boş konuşur, kem konuşur, üzülürsün. Namertle dost olma; mertlik bilmez, yürek bilmez, dost bilmez, üzülürsün. İlim bil, irfan bil, ikram bil... Sen seni bil, bu sana yeter'. Ben onları kendi haline bırakıyorum. CHP'yi, MHP'yi, BDP'yi, kendi hallerine bırakıyorum. CHP Genel Başkanı'nı, kol kola girdiği, kol kanat gerdiği çete mensuplarıyla baş başa bırakıyorum. Taksim Meydanı'nda İşçi Partisiyle, TKP'yle, BDP'yle gösteri yapma meraklısı MHP'yi, Taksim Meydanı'ndaki yoldaşlarıyla baş başa bırakıyorum. Üç tane fazla oy alabilmek için gençlerin hayatını söndürecek, Kürt kardeşlerimin geleceğini karartacak, onları çözümsüzlüğe mahkum edecek kadar gözünü kan bürümüş, hırs bürümüş BDP yönetimini silah tüccarlarıyla baş başa bırakıyorum.''