Gündem

Erdem Gül'ün savunmasından: Gazetecilik adliye koridorlarından çıkarılmalı

"Savcı o kadar ciddiyetsiz ki, bana ait olmayan manşeti delil diye karşınıza koyabilirmiştir"

25 Mart 2016 16:53

MİT TIR'ları haberleri nedeniyle Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile birlikte tutuklandıktan sonra Anayasa Mahkemesi'nin 'hak ihlali' kararıyla tahliye edilen gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gördüğü dava öncesinde gazetecilere dağıtılan savunmasunda, “Gazetecilik adliye binasından çıkarılmalı” ifadelerine yer verdi. Gül, “Bağımsız ve tarafsız yargıdan basın özgürlüğü adına suçlamaları düşürerek bizi beraat ettirmesini talep ediyorum” ifadelerini kullandı.

Davanın kapalı görülmesine karar veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, milletvekillerinin duruşma salonunu terk etmeyi reddetmesi üzerine davayı 1 Nisan'a erteledi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ve MİT'in davaya müdahil olması kabul edildi.

‘’Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme, devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs etmek ve silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme’’ iddialarıyla hakkında bir kez müebbet, bir kez ağırlaştırılmış müebbet ve 30 yıl hapis cezası istenen Erdem Gül’ün savunmasının öne çıkan kısımları şöyle:

"Biz bu iddianamenin şüphelisi, suçlusu değiliz. Ama gazeteciyiz. Gazeteciden suçlu çıkarma mantığının bu mahkemeden döneceğine inanıyorum. Bu davada sanık olmayı yalnızca basın öve ifade özgürlüğünü savunmak için kabul etmiş sayıyorum kendimi. Mahkemenin bir mahkumiyet kararı vermeyeceğine inanıyorum. Gazeteci kendi işini yaptığı için suçlu kabul edilemez."

"Bizim iki gazeteci olarak bu kadar ağır cezalarla yargılanmamız aslında üklemizdeki basın için de ağır bir yaptırımdır. Bu dava bu nedenle kişisel olmanın sınırlarını aşmıştır. Artık gazeteciler bazı haberler için sırf bu dava sürdükçe haber yazmaya yazı kaleme almaya cesaret edemeyecektir. Bunun basın dilindeki anlamı koyu bir oto sansürdür. Ve halkın haber alma ve bilgilenme hakkının gaspıdır."

"Benim kişisel olarak suçlandığım haberim ayrıca bir adli soruşturma dosyasındaki kriminal rapordur. Ben bu raporu haber yaptığım için bu kadar ağır suçlamalarla karşınızdayım. Bu iddianame o kadar ciddiyetsiz ki savcılık 4 aylık dava açma süresini kaçırdığı için 15 Ekim tarihli gazetenin bana ait olmayan manşetini de  şahsıma atfederek delil diye karşınıza iddianame olarak koyabilmiştir. Bu savcılığın işlerini ne kadar ciddiyetle yaptığının göstergesidir."

"Son olarak sıfatında bağımsız ve tarafsız nitelikleri bulunan iki kurum var. Biri yargı biri de basın.Biz şimdi bağımsız ve tarafsız ve de özgür basının temsilcileri olarak bağımsız ve tarafsız  yargının karşısındayız. Bağımsız ve tarafsız yargıdan basın özgürlüğü adına suçlamaları düşürerek bizi beraat ettirmesini talep ediyorum. Gazetecilik adliye binasından çıkarılmalı, yargı, adliyeye düşürülmek istenen basını adliyeden çıkarıp haber kovaladığı kendi mekanlarına göndermelidir."

 

Şikayetçi Cumhurbaşkanı

 

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, MİT TIR'larına ait görüntüleri haberleştirmeleri nedeniyle 92 gün tutuklu kaldıktan sonra  Anayasa Mahkemesi'nin tutuklamayla "kişi hürriyeti, kişi güvenliği, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine" karar vermesiyle tahliye edilmişti.  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın  şikayetçi olduğu Can Dündar ve Erdem Gül,  "siyasi ve askeri casusluk", "devletin gizli bilgilerini temin etme yayımlama" ve "hükümeti devirmeye teşebbüs, terör örgütüne yardım"la suçlanıyor.

 

İlgili Haberler