Sağlık

Epilepsi hastalarının iyileşme umudu "ameliyat"

Yıllarca antiepileptik ilaç kullanmasına rağmen nöbeti kontrol altına alınamayan epilepsi hastaları ameliyat için en uygun grubu oluşturuyor.

05 Kasım 2008 02:00

Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Türker Şahiner, yıllarca antiepileptk ilaç kullanmasına rağmen nöbeti kontrol altına alınamayan epilepsi hastalarının, ameliyat için en uygun grubu oluşturduğunu bildirdi.

Şahiner, yaptığı yazılı açıklamada, epilepsinin Türkiye'de 700 bin kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilediğini, bu hastaların 70 bininin sara nöbetlerinin, yıllarca ilaç kullanmalarına rağmen kontrol altına alınamadığını belirtti.

Epilepsi hastalığının tedavisinin ameliyatla mümkün olduğunu, ancak ameliyatın herkese ilk aşamada önerilmediğini ifade eden Şahiner, bir sara hastasının ameliyat olabilmesi için uygun sürelerde birden fazla çeşit ilacı tek tek veya kombinasyonlar şeklinde uygulaması gerektiğini vurguladı.

Şahiner, bunların dışında hastanın geçirdiği nöbet sayısının da önemli bir kriter olduğunu belirterek, yıllarca antiepileptik ilaç kullanmasına rağmen nöbeti kontrol altına alınamayan hastaların, ameliyat için en uygun grubu oluşturduklarını kaydetti.

Sara nöbetlerinin, kaynaklandığı beynin farklı bölgelerine göre çeşitlilik gösterdiğine işaret eden Şahiner, "temporal lob" epilepsilerinin ameliyata en uygun olan ve başarı şansı en yüksek sara türü olduğunu belirtti.

Anadolu Sağlık Merkezi Nöroşirurji Uzmanı Prof. Dr. Tuncer Süzer ise epilepsi ameliyatlarının mutlaka eğitimli bir ekip tarafından, uygun teknolojik altyapıya sahip merkezlerde yapılması gerektiğini kaydetti.

Süzer, şu bilgileri verdi:

"Başarı şansı yüksek olan epilepsi ameliyatından sonra hastaların yaşam kalitesi artıyor. Temporal lob epilepsi ameliyatlarının yüzde 80'inde nöbetler tamamen sona erdirilebiliyor. Kalan yüzde 20'sinde ise nöbetler azalıyor ve kontrol altına alınıyor. Beynin diğer bölgelerinde başarı şansı biraz daha düşüyor."

Epileptik odak noktasının riskli bölgede yer alması nedeniyle ameliyat edilemeyen kişilere uygulanan "Vagal Sinir Stilümatörü" yöntemine de dikkati çeken Süzer, bu yöntemde küçük bir operasyonla göğüs duvarına yerleştirilen cihaz ile vagus sinirinin uyarıldığını, şiddeti ve frekansı hekim tarafından ayarlanan uyarının sinire iletildiğini anlattı.

Süzer, bu yöntemle nöbetlerin sona erdiğini ya da anlamlı bir şekilde azalabildiğini, bunun özellikle çocuklar için çok uygun bir yöntem olduğunu kaydetti.