Magazin

Engin Altan Düzyatan: Ben kötü adam, Neslişah kötü kadın oldu; mağdur biziz

Oyuncu Engin Altan Düzyatan, Özge Özpirinççi ile ayrılığının ardından evlenmesi üzerine çıkan tartışmalar hakkında ilk kez konuştu

07 Aralık 2014 10:45

Oyuncu Engin Altan Düzyatan, oyuncu Özge Özpirinççi’yle ayrılığının ardından Neslişah Alkoçlar’la evlenmesi hakkında çıkan tartışmalar hakkında ilk kez konuştu. Düzyatan, “Mağdur edebiyatı yapılıyor ve ortada bir mağdur varsa o, ben ve Neslişah’tır. Çünkü ortada karşılıklı bitmiş bir ilişki vardı. Yani terk etme ve aldatma yoktu. Biten ilişkinin üzerinden de beş ay geçmişti. Ve bu sürenin sonunda benim hayatıma biri girdi. Ama bu öyle bir lanse edildi ki. Ben kötü adam, Neslişah kötü kadın oldu. Halbuki ben Neslişah’la henüz tanışmamışken ayrıldığım kişinin yeni bir ilişkisi başlamıştı bile” dedi.

Hürriyet gazetesinden Hakan Gence’nin sorularını yanıtlayan Engin Altan Düzyatan, Neslişah Alkoçlar’la ilişkisini ve Özge Özpirinççi ile olan ayrılığı hakkında ilk kez konuştu. Hakan Gence’nin “Hayatı beyefendi olarak yaşamaya çalıştığım için sustum” başlığıyla yayımlanan (7 Aralık 2014) söyleşisi şöyle:

 

Hayatı beyefendi olarak yaşamaya çalıştığım için sustum

 

Türkiye’nin en yakışıklı aktörlerinden biri Engin Altan Düzyatan. Uzun soluklu bir ilişkiden çıktı ve Neslişah Alkoçlar ile evlendi. O günden sonra herkes konuştu, onu suçladı, Özge Özpirinççi’ye mağdur gözüyle bakıldı. Ama o sustu... Engin Altan Düzyatan, hakkındaki tüm suçlamalara ilk kez cevap verdi.

Kısa süre önce evlendiniz. Evli bir adam olunca ne değişti?

Kafam rahatladı.

 

Nasıl bir rahatlık bu?

Birilerinin senin adına düşünüyor olması müthiş bir konfor. Aynı şekilde sen de onun üzerinden yük almaya çalışıyorsun. Hayatta daha çok boş vaktin olduğunu fark ediyorsun ve evlendikten sonra kendine ayıracağın vakit çoğalıyor.

 

Aşk hikâyesinin en başına sararsak... Neslişah Hanım’la nasıl tanıştınız?

Özel bir yardım gecesi için iskelet tasarımı yapmıştım. O gece Neslişah benim tasarladığım iskeleti satın aldı.

 

Sizi önceden gözüne mi kestirmiş?

Yok canım... İki arkadaş gelmişler geceye. Ayrı ayrı kişilerin tasarımlarını aldılar. Açıkçası en iyi iskelet tasarımı da benimdi! Yoksa Neslişah’ın bana karşı  özel bir ilgisi falan yoktu.

 

İlk görüşte aşk mı?

Onu bilmiyorum ama çok etkilendiğim kesin. O gece Neslişah’a “Eğer heykelle ilgili bir sorununuz olursa beni lütfen arayın” diyerek telefonumu verdim. İnsan nezaketen telefonu geri çaldırır değil mi? Yok! Ne aradı ne çağrı bıraktı! Hayatımda yaklaşık beş aydır kimse yoktu. Ve etrafta bana karşı bir ilgi vardı. O ilginin içerisinde bir kadının benimle ilgilenmiyor olduğunu görmek çok etkiledi.

 

Telefon numarası bile olmayan bir kadınla nasıl bu noktaya geldiniz?

Üzerinden bir ay geçti. Londra’dan Neslişah beni aradı “İskelet hâlâ gelmedi, ulaştıracak mısınız?” dedi. Bu cool kadın kim, merak ettim. Numarayı da kaydettim.

 

Tanımıyor muydunuz?

Hayır tanışmıyorduk. Zaten birbirimizi tanımıyor olmamız hikâyeye başka bir çekicilik kattı.

 

Sonra...

Bir sonraki hafta ben “Müsait olursanız sizinle yemek yemek isterim” diye aradım. “Bu aralar yoğunum” dedi. Ama sonunda yemeğe çıktık.

 

Siz evliliğe karşıydınız. Ne değişti de bu kadar çabuk nikâh masasına oturdunuz?

Her yıl biraz daha büyüyorsunuz. Bir de hepimizin yarım doğduğuna ve bizi tamamlayacak bir yarımızın olduğuna inanıyorum. Eğer onunla karşılaştıysanız beklemenin anlamı yok. Ben de o yarımı bulduğumu düşünüyorum. Neslişah’la tanıştıktan yedi ay sonra evlendik.

 

Neslişah diğer yarım

 

Nasıl evlenme teklif ettiniz?

Evdeydik. Neslişah’ın arkadaşlarını davet ettiğimiz bir geceydi. Aldığım yüzüğü verip evlenme teklif ettim.

 

Neslişah Hanım’a olan aşkınızı nasıl özetlersiniz?

Diğer yarım diyebilirim. Ona evde “Hanım” diyorum. Bu laf hoşuma gidiyor.

 

Evlendikten sonra söylendiği gibi arkadaşlarınız ve stiliniz değişti mi?

Hayır. Hâlâ aynı arkadaşlarımla görüşüyor, aynı şeyleri giyiyorum. İlk çıktığımızda bir müzikale gittik. Ben de olması gerektiği gibi ceket giydim. Bunlar yazıldı.

 

Çocuk istiyor musunuz?

Bir kız, bir erkek olursa tadından yenmez.

 

Ortada bir mağdur varsa o, ben ve Neslişah'tır

 

Evlenmeden önce uzun süreli bir ilişkiden yeni çıkmıştınız. Bu ilişkiyi herkes konuştu, siz sustunuz... Neden?

Ben, hayatı beyefendi olarak yaşamaya ve etrafımdakilere öyle davranmaya çalışıyorum. Bu yüzden sustum. Yıllarınızı paylaştığınız biri hakkında konuşmak yanlış.

 

Ama siz konuşmadıkça hakkınızda çıkan haberler doğru sanılıyor.

Evet. Ama işin aslı öyle değil.

 

O zaman hadi gerçekleri konuşalım... Size karşı ‘mağdur edebiyatı’ yapıldığını düşünenler de size kızanlar da oldu... Günün sonunda vicdanen rahat mısınız?

Mağdur edebiyatı yapılıyor ve ortada bir mağdur varsa o, ben ve Neslişah’tır.

 

Neden?

Çünkü ortada karşılıklı bitmiş bir ilişki vardı. Yani terk etme ve aldatma yoktu. Biten ilişkinin üzerinden de beş ay geçmişti. Ve bu sürenin sonunda benim hayatıma biri girdi. Ama bu öyle bir lanse edildi ki. Ben kötü adam, Neslişah kötü kadın oldu. Halbuki ben Neslişah’la henüz tanışmamışken ayrıldığım kişinin yeni bir ilişkisi başlamıştı bile.

 

Tüm bunlardan nasıl etkilendiniz?

Açıkçası benden çok Neslişah etkilenmiştir. Ama çok takmadık, takarsanız hayatınız yaşanmaz hale gelir. Bir de sosyal medyada herkes her şeyi konuşuyor. Kime cevap vereceksin? Ben kendi yaşadıklarımı biliyorum.

 

Uzun süren ilişkinin ardından ayrılmanız ve başka biriyle evlenmeniz şaşırttı...

Evet ama bunu yapan ben değilim. İlla bunu söylemek mi lazım! Yaşarken ne yaşadığımızı söylüyor muyduk ki ayrıldığımızda söyleyelim?

 

Evliliğin ardından “Aşk mı, maddiyat mı?” polemiği de oldu.

35 yaşımdayım ve 15 yaşımdan beri oyunculuk yapıyorum. Herhalde biraz para kazanmışımdır değil mi? Evlenmeden de manzaralı bir evde oturuyordum.

 

Ertuğrul Gazi'nin hayatını canlandırıyorum

 

Yeni diziniz ‘Diriliş’te canlandırdığınız Ertuğrul Gazi karakterine ait kaynaklar sınırlı. Role nasıl hazırlandınız?

Yaklaşık altı aydır bu iş için çalışıyoruz. Ertuğrul Gazi’ye ait kitaplarda en fazla 10 sayfa bilgi var. Bu yüzden bir sürü farklı kaynak okudum. Onun dışında karakteri yaratırken yapımcımız tarihçi Mehmet Bozdağ yardımcı oldu. Hikâye 13’üncü yüzyılda geçiyor. Dizimiz çarşamba TRT’de başlayacak.

 

Savaş dışında dizide romantizm var mı?

Sadece savaş veya Ertuğrul Gazi’nin hayatı olsa belgesel çekmiş oluruz. Tabii aşk ve kadınların entrikaları da dizide olacak.