Emine Erdoğan, Dünya Sağlık Örgütünün yüzde 15 olarak açıkladığı makul sezaryen oranının, Türkiye'de yüzde 53'e yükseldiğini belirterek, "Ülkemizdeki yüzde 53 sezaryen oranını, Fransa'daki yüzde 20, Hollanda'daki yüzde 15'ler seviyesine indirmek için büyük bir seferberlik başlatmalıyız" dedi.
Zekai Tahir Burak Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde düzenlenen "Sezaryen Oranlarının Azaltılmasında Etkili Yöntemler" konulu sempozyumda konuşan Erdoğan, son yıllarda, dünyada birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de sezaryen oranlarının hızla arttığına dikkati çekerek, Zekai Tahir Burak Eğitim ve Araştırma Hastanesini konuyu büyük bir hassasiyetle takip ettiği için tebrik etti.
Doğumevlerinin çoğu insanın hayata gözlerini açtığı özel mekanlar olduğunu dile getiren Erdoğan, burada yaşananları annelerin hayatları boyunca unutmadıklarını söyledi.
Dünyaca ünlü doğum uzmanı Michel Odent'in "doğum şeklinin ve ortamının medeniyeti şekillendirdiği"ne ilişkin sözlerini anımsatan Erdoğan, doğal ve fıtri bir doğum sürecinin insanlığın saf ve duru bir medeniyet inşasına da vesile olacağını aktardı.
Emine Erdoğan, doğum tecrübesinin kadınlara büyük bir bilgelik kazandırıp, yaratılış mucizesine tanıklık fırsatı sunduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"Tüm kadınlarımız bu tecrübeyi en güzel şekilde yaşamayı hak ediyor. Fakat ne yazık ki modern dünya kadınlarımızı bu doğal deneyimden uzaklaştırıyor. Bir hayat kurtarma ameliyatı olarak bilinen sezaryen, artık tercih edilebilir bir doğum şeklini aldı. Dünya Sağlık Örgütünün yüzde 15 olarak açıkladığı makul sezaryen oranı, ülkemizde makul sınırları aşarak yüzde 53'lere yükselmiştir. Yani her iki çocuktan birisi sezaryenle doğmaktadır. Sezaryen elbette zorunlu sebeplerle yapıldığında hayat kurtarır. Fakat bir kolaylık olarak görülüp, müdahalesiz normal doğumun yerine tercih edildiğinde anne ve bebek adına kayıplara neden olmaktadır."
"Kadınlarımızı cesaretlendirmek gerekiyor"
Erdoğan, uzmanların doğum fizyolojisi ile emzirme fizyolojisi arasındaki güçlü bağa işaret edip, doğum şeklinin emzirmenin kalitesi ve süresini, normal doğumun da hayat boyu sağlık rotasını belirlediğini söylediklerini hatırlattı.
"Normal doğumun sayısız faydaları var." diyen Erdoğan, hastanenin 2005'te açılışını yaptığı "Suda Doğum Ünitesi"nin bu konuda kadınlara sunulan güzel alternatiflerden birisi olduğuna dikkati çekti.
Zekai Tahir Burak Eğitim ve Araştırma Hastanesinin sezaryen oranlarının azaltılmasında gösterdiği başarının diğer kurumlara da örnek olmasını dileyen Erdoğan, "Nefes egzersizleri, akupunktur gibi doğumu kolaylaştıran uygulamalarla kadınlarımızı doğal yöntemler konusunda cesaretlendirmek gerekiyor. Doğumhanelerin ışıklı ve gürültülü ortamı yerine, rahat, güvenli ve konforlu ortamların hazırlanması, inanıyorum ki kadınlarımızı rahatlatacak, doğum sürecini kolaylaştıracaktır." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin sağlık alanındaki en büyük projelerinden birisi olan şehir hastanelerinin, bu konuda önemli bir vizyon ortaya koyduğunu, koğuş sistemi yerine "her hastaya özel oda" esasına göre tasarlandığını vurgulayan Erdoğan, özellikle doğum sürecinde anne adaylarının bu imkana çok ihtiyacı olduğunu aktardı.
Emine Erdoğan, özel odanın sadece bir konfor meselesi değil, mahremiyetin korunması noktasında da bir ihtiyaç olduğuna dikkati çekerek, "Mevcut doğumhanelerimizin bu bakış açısıyla gözden geçirilmesi, sağlık personelinin mahremiyet konusunda eğitilmesi zaruridir." dedi.
"Anne ölüm oranı son 15 yılda 100 binde 14'e geriledi"
Sağlık Bakanlığı'nın sezaryen oranlarını düşürmek ve anne sağlığını korumak için ciddi takipler yaptığının da altını çizen Erdoğan, "Özellikle anne sağlığı konusunda çok önemli adımlar attı. Anne ölüm oranı, son 15 yılda 100 binde 64'ten, 100 binde 14'e geriledi. Nitekim bu rakam, Harvard Üniversitesinde yapılan bir çalışmada, başarı örneği olarak gösterildi. Aynı başarıyı, sezaryen oranlarının düşürülmesinde de yakalamayı temenni ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, Sağlık Bakanı Ahmet Demircan'ın bu alanda çok başarılı çalışmalar yapacağına olan inancını da dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizdeki yüzde 53 sezaryen oranını, Fransa'daki yüzde 20, Hollanda'daki yüzde 15'ler seviyesine indirmek için büyük bir seferberlik başlatmalıyız. Gelişmiş ülkelerde eğitim seviyesi arttıkça, normal doğum tercih edilirken, bizde durum ne yazık ki tersine gidiyor. Üniversite ve kamu hastanelerimiz işbirliği yaparak, bu oranları düşürmek için etkili yöntemler üzerinde çalışmalılar. Doğum yapan kadının ve yeni doğan bebeğin ihtiyaçlarını doğru tespit ederek, kadınlara güvenilir ortamlar sunmalılar. "
"Yeni bir doğum öğretisi, hekim yaklaşımı ve hasta bilinci inşa etmeliyiz." diyen Erdoğan, hastanede açılışını gerçekleştirecekleri Gebe Okulu'nun da bu anlamda önemli işlevler üstleneceğine inandığını belirtti.
Kadınlara güven ve cesaret verecek bir hasta-doktor ilişkisini tesis etmek, ebelik sistemini bilimsel çerçevede yeniden değerlendirmek gerektiğine de vurgu yapan Erdoğan, anne ve bebek arasındaki sevgi bağının kurulduğu doğum sürecinin doğru şekilde planlanmasının, nesillerin geleceği adına son derece önemli olduğunu kaydetti.
Emine Erdoğan, salondakilere, "Böylesine önemli bir konuda toplumumuzun sizlerin rehberliğine ihtiyacı var. Bilim insanları olarak, kadınlarımıza sezaryenin bir talep konusu değil, zorunluluk gereği olabileceğini lütfen anlatın." diye seslendi.
Konuşmasının ardından hediye takdim edilen Erdoğan, hatıra fotoğrafı çektirdi.
Daha sonra Erdoğan, Sağlık Bakanı Ahmet Demircan ile hastane içerisinde gebelerin sağlıklı bir şekilde doğuma hazırlanması amacıyla kurulan "Gebe Okulu"nun açılışını gerçekleştirdi.
Burada gebelerle bir süre sohbet edip hastane yetkililerinden bilgi alan Emine Erdoğan, hastane koridorunda hastalarla da konuşarak bir bebeği sevdi.