Politika

EMEP'ten 6. ayında deprem raporu: Sorunlar çözülmedi AKP eliyle katmerleşti

08 Ağustos 2023 12:00

Emek Partisi (EMEP), 6 Şubat 2023 tarihli depremlerin 6. ayında deprem bölgesindeki durumu, sorunları ve çözüm önerilerini içeren bir rapor açıkladı.

“6. AY DEPREM BÖLGESİ RAPORU: Sorunlar Çözülmedi, AKP Eliyle Katmerlendi” başlıklı rapor, 13 Temmuz-25 Temmuz arasında Karaca ile parti genel merkez ve il yöneticilerinin yer aldığı heyetin; Hatay, Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep’te yaptığı ziyaretler ve halk buluşmalarından notları, doğrudan saha gözlemlerini, depremzedelerin aktardıklarını, bölgede çalışma sürdüren gönüllülerin, emek ve meslek örgütü temsilcilerinin değerlendirmelerini içeriyor. 

Depremin 6. ayında parti heyetinin yaptığı buluşma, ziyaret ve toplantılardan çıkan sonuçları barınma, halk sağlığı, eğitim, köylülerin ve işçilerin yaşadığı hak gaspları, göçmen ve mültecilerin durumu, kentlerin yeniden inşasında yaşanan sorunlar başlıkları altında özetleyen raporda; yurttaşların çarpıcı anlatımları, veriler, kamu kurumlarının eksiklikleri, gelinen noktada yapılması gerekenlere ilişkin değerlendirmeler ve talepler yer alıyor.

EMEP'li Karaca: Yağma paketi

Gözlem ve görüşme sonuçlarını aktaran EMEP Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, 6 aylık süre içinde halk sağlığı, barınma, yeniden inşa ve ihtiyaçlar açısından yerine getirilmemiş olan şeylerin ortaya çıktığı zaman dilimlerinden olduğunu ifade etti. Karaca, şöyle dedi:

"Biz de 6. ayda ortaya çıkarttığımız bu tabloyla gördük ki bu eşik bugün AKP iktidarının yıkım ve yağma politikalarını uygulamasıyla, doğru düzgün bir girişimde bulunulmamasıyla atlatılamadı. Bu çok hayati nokta. Bizzat konuştuğumuz halkın anlattığı şeyleri bu raporda not etmeye çalıştık. Biz deprem bölgesinde bu halk buluşmalarını, işçi toplantılarını, köylülerle yaptığımız kahve buluşmalarını, kadınlar ve gençlerle yaptığımız buluşmalarını tam da Mecliste depremin yaralarının sarılması ve gerekli duyulan ekonomik ihtiyaçların karşılanması için söylenen ‘Milli Dayanışma Paketi’ torba yasanın tartışıldığı günlerde gerçekleştiriyorduk. Bu yağma paketi 6. ayda hâlâ çözülmeyen sorunlar dururken depremi fırsat bilerek ülkeyi yeniden yağmaya açmaların bir yasa olarak çıkarılmıştı.” 

Barınma: Ağır koşullar, belirsizlik, ayrımcılık

Raporda, çadır kentler ve konteyner kentlerde su yokluğu, banyo tuvalet konusunda yaşanan eksiklikler, gıda, temel ihtiyaçlar ve ulaşıma erişememe gibi sorunlar sürdüğü gözlemi aktarılıyor. Yurttaşların, devletten psikososyal destek, geçimi kolaylaştıracak yeterli nakdi destek alamadığı bu nedenle geçinebilmek için hamallık, taşımacılık, gündelik temizlik, açık dükkanlarda temizlik, servis gibi işler yapmak zorunda kaldığı aktarılıyor.

Depremin ilk haftalarında ev kiralamak isteyenlerin binanın sağlamlığını önceliklerken bu durum şimdilerde yerini, “uygun fiyatlı” ev bulmaya bıraktığı ifade ediliyor. Sadece kira değil, depremden sonra nakliye, boya, tadilat, temizlik gibi birçok sektörde de fiyatlar en az üç katına çıktığı belirtiliyor.

Halk sağlığı: Nefes almak ölümle eş!

Raporda, molozların dere yatakları, orman arazileri, zeytinlikler, seralar, tarım arazileri ve su kaynaklarına çok yakın bölgelere dökülmesinin sağlığı tehdit ettiği aktarılırken; ortaya çıkan toz ve asbest sorununun da ciddi boyutlara ulaştığı belirtiliyor.

Kesintiler nedeniyle içme suyuna erişimde halen güçlüklerin yaşandığı deprem kentlerinde arıtma cihazları çalışmadığı, atık elektrik kesintileri nedeniyle besinlerin bozulduğu; sinek, haşere, böcek ve kemirgenlerle mücadelede zafiyet, yerel yönetimlerin de bu konudaki ciddi eksikleri nedeniyle her geçen gün büyüdüğü ifade ediliyor.

Rapordaki bir diğer gözlem de sağlık sistemi ve çalışanlarının zorluklarını gözler önüne seriyor. Hatay başta olmak üzere sağlık altyapısının, aile sağlığı merkezi ve hastane binalarının çoğunun kullanılamaz durumda olduğuna dikkat çekilirken geçen 6 aya rağmen rağmen sağlık çalışanlarının barınma sorununun çözülmemiş ve birinci basamak sağlık hizmetlerinin nerede ve nasıl verileceğine dair bir çalışma yapılmamış olmasının altı çiziliyor. Bu durumun kızamık, uyuz gibi salgınlardan, ruh sağlığı sorunlarına, beslenme bozukluklarından, kronik hastalıkların alevlenmesine kadar pek çok hayati sorunun artmasına sebep olduğu söyleniyor.

Gebe kadınların hastane erişiminin neredeyse kalmadığı bölgede, kadınlar tuvalete daha az gitmek için az su içmeyi, az yemeyi tercih ettiğinden başkaca sağlık sorunlarının yaşadığı, yine doğum kontrol araçlarına erişimde de güçlük çektiği rapora yansıyanlar arasında.

Tarım: Su yok, üretim yok

Hem tarım hem de hayvancılık yapan köylülerin sorunlarına ayrı ayrı değinilen raporda, sulama kanallarının hasarından hayvan yemine kadar köylülerin hiçbir mağduriyetinin giderilmediği belirtiliyor.
Köylüler, yıkılan ahırlar, açıkta kalan hayvanların korunması ve bakımının ciddi bir sorun olduğunu, bu sorunun çözümü için başvurdukları kamu kurumlarından olumlu yanıt alamadıklarını anlatıyor.

Yapılması gereken halkın sorunlarının öncelikli olması

Raporun sonuç kısmında; depremin yıkım etkisinin büyük olmasının, afete dönüşmesinin ve afet koşullarının 6. ayda bile halen devam ediyor olmasının temel nedeni; iktidarın rant politikaları olarak gösterildi. Yapılması gerekenler ise şöyle sıralandı:

  • Hem geçici barınma alanlarındaki sorunlar hem de orta ve uzun vadede değişecek ihtiyaçlar giderilmeli.
  • Kentlerin yeniden inşasına bir an evvel başlanmalı. Tüm kentlerde kira zamları durdurulmalı, kiralar emekçilerin gelir düzeyine uygun olarak sınırlandırılmalı.
  • Kalıcı deprem konutları inşa edilirken iş yerlerine ulaşım, eğitim, sağlık, dinlenme, alışveriş, sosyal aktivite gibi onlarca parametrenin dikkate alınmalı.
  • İnşaat ve yıkıntı atıkları standartlara uygun lokasyonlarda ve sızdırmaz zeminlerde depolanmalı.
  • Tehlikeli atıklar, tıbbi atıklar, elektronik atıklar, yıkıntı atıkları ve organik atıklar her biri farklı yöntemler ile bertaraf edilmeli.
  • Sudan kaynaklanabilecek halk sağlığı risklerin önlenmesi için sürekli numune alınarak, TS 266-Türk standartları ve Dünya Sağlık Örgütü içme suyu standartlarında belirtilen parametrelere göre ölçümler yapılarak önlemler alınmalı bu bilgiler paylaşılmalı.
  • Depremde ortaya çıkan uzuv kayıplarının yarattığı engellerin rehabilitasyonu ve SGK geri ödeme sistemi ile ilgili sorunlar çözülmeli.
  • Gebe, bebek, yaşlı ve kronik hastaların takibi ile aşı takipleri aksatılmadan yürütülmeli.
  • Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin önlenmesi için psikososyal destek birimleri artmalı, kadın danışma merkezleri oluşturulmalı.
  • Toplanan deprem vergisinin amacına uygun kullanılmamasından sorumlu tüm siyasi-bürokratik kişi ve kurumlardan hesap sorularak mallarına el konulmalı.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz