Emek Partisi (EMEP), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliğine giderken geçirdikleri trafik kazasında yaşamını yitiren 7 metal işçisi kadını da andığı bir açıklama yaptı.
Açıklamada "Metal işçisi kadınların gidemedikleri 8 Mart’ta dile getirecekleri her bir talebe sahip çıkıyoruz! Kadınları iş cinayetleriyle, kazalarla, şiddetle, kötü yaşam koşullarıyla ölüme terk eden düzene karşı tüm kadın işçileri 8 Mart’ta her alanda seslerini yükseltmeye ve mücadeleye çağırıyoruz!" denildi.
EMEP’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için yaptığı yazılı açıklaması şöyle:
Kadınlar iş cinayetleriyle, kazalarla, şiddetle, kötü yaşam koşullarıyla ölüme terk eden düzene karşı tüm kadın işçileri 8 Mart’ta her alanda seslerini yükseltmeye ve mücadeleye çağırıyoruz!
Türk Metal Sendikası’nın Ankara’da düzenleyeceği 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlamasına giden kadın işçilerin yaşanan elim bir kaza sonucu hayatlarını kaybettiğini büyük bir acıyla öğrendik.
Hayatını kaybeden Leyla Çiçek, Refika Barışsever, Özlem İnan, Fatma Hacıoğlu, Güleydan Sezer, Elvan Mutlu ve Leyla Yalçın’ın ailelerine ve tüm işçi sınıfına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Hayatını kaybeden kadın işçiler, Yazaki ve Delphi fabrikalarının işçileri.
Yazaki Fabrikası’ndan bir grup kadın işçinin 3 Aralık 2016’da Ekmek ve Gül dergisinde yayınlanan mektubu kadın işçilere nasıl bir yaşamın reva görüldüğünü ortaya koyuyor. Diyorlar ki kadınlar:
“Üretim istenilen seviyede değil diye gerekçe gösteren Gemlik Yazaki, biz eski işçileri iki haftalığına Sakarya’daki fabrikasına gönderiyor. Fakat bu süre iki hafta değil, bir buçuk ayı geçiyor. Gönderilen arkadaşlarımız arasında çok küçük bebekleri olan, evinde hastası olan, eşinden boşanmış çocuklarına bakmak zorunda olan kadınlar da var. Bu göndermeleri bizim hiç haberimiz olmadan uygulayan Yazaki, gitmek istemeyen arkadaşlarımıza, ‘Gitmek istemiyorsan kapı orada, istifanı yaz, işi bırak’ diyorlar. Biz işçilere hiçbir seçenek bırakmıyorlar ve binbir zorlukla bu durumu kabul etmek zorunda kalıyoruz. Nedeni mi? Çocuğunu okutan, kredi borcu olan, kirada oturan, geçim sıkıntısı yaşayan biz işçilerin gitmekten başka seçeneği yok. Sakarya’da ayarlanan bir otelde kalan işçiler bu duruma oldukça öfkeli. Fabrikada daha önceleri doğumdan dönen kadınlar çocuklarını emzirdikleri için bir sene vardiyalı çalıştırılmazdı. Fakat şimdi kadınlara, bebeklerine bir an önce anne sütünü bıraktırmaları için baskı yapılıyor. Fabrika yönetimi işçilere sürekli OHAL’i gerekçe göstererek ‘Ülkede sıkıntılar var, bu durumda hiçbir şey yapamazsınız’ diye baskı yapıyor.”
Yazaki’nin Mudanya ve Gemlik’teki fabrikalarında işçilere dayatılan yaşam koşullarının farklı olmadığını biliyoruz. Zira Mudanya Yazaki’de işçiler hem çalışma ve yaşam koşullarından hem de sendikanın tutumundan duydukları rahatsızlık nedeniyle 2015’teki metal direnişine büyük destek vermişlerdi.
İşçilerinin yüzde 68’inin kadın olduğu Delphi fabrikasında ise fazla mesaiye zorlandıklarını, fazla mesaiye kalmak istemeyenlerin servis araçları yollanmadığı için eve geri dönemediklerini yine işçilerin anlatımlarından biliyoruz.
İşte işçi kadınlara reva görülen çalışma ve yaşam koşulları bunlardır! İşçi kadınlara reva görülen bu düzen kadınlara bebeğini sütten kesip gelmelerini söyleyen, günde 12-14 saat çalışma zorunluluğuna ek olarak sürekli işten atma tehdidiyle yıldıran, kadınları sağlıklarından eden, yorgunluk ve uykusuzlukla canlarını tehlikeye atan bir düzendir!
Biliyoruz ki ne iş cinayetleri ne de kazalar “fıtrat” değildir!
Kadın işçilerin insanca bir yaşam, eşitlik, özgürlük ve güvenli bir gelecek talebiyle 8 Mart’ı yaratan mücadelesinin bugün de hayat memat meselesi olduğu bir kez daha açığa çıktı!
Onların gidemedikleri 8 Mart’ta dile getirecekleri her bir talebe sahip çıkıyoruz.
Onları asla unutmayacağız. Kadınları iş cinayetleriyle, kazalarla, şiddetle, kötü yaşam koşullarıyla ölüme terk eden düzene karşı tüm kadın işçileri 8 Mart’ta her alanda seslerini yükseltmeye ve mücadeleye çağırıyoruz.