Gündem

Emekli albaylar uyardı: Askeri katledip sonra intihar süsü veriyorlar

Emekli komutanlar, kışlalardaki şüpheli asker ölümlerini anlattı: Askeri katledip sonra da intihar süsü veriyorlar

22 Nisan 2013 11:34

Emekli Havacı Albay Mustafa Hacımustafaoğulları, şüpheli ölüme kurban veren ailelerin olayın takipçisi olması gerektiğini belirterek, "Öldürülen, katledilen Mehmetçik bir de intihar etmiş gibi kamuoyona yansıtılarak, zan altında bırakılıyor. Emekli bir asker olarak, intihar olarak açıklanan ölümlerin intihar olduğu kanaatinde değilim" dedi.

Kışlalardaki şüpheli asker ölümlerinin yankıları devam ediyor. Savunma Bakanlığı önceki gün yaptığı açıklamada, son on yılda 983 askerin intihar ettiğini iddia etti.

ABD İnsan Hakları Raporu’nda da yer alan bu bilgi, dikkatleri yeniden kışlalara çekti. Taraf gazetesinden Tanju Özkaya'ya konuşan emekli albay rütbesindeki askerlerin ifadeleri, kışlalarda yaşanan acı gerçeği gözler önüne seriyor.

 

İntihar değil şüpheli ölüm

 

Emekli Havacı Albay Mustafa Hacımustafaoğulları, intihar olarak duyurulan vakaların aslında şüpheli ölüm olduğuna dikkat çekiyor ve şu bilgiyi paylaşıyor:

“Katledilen Mehmetçik intihar etmiş gibi kamuoyuna lanse edilerek, adeta öldürülmesine rağmen suçlu gibi gösteriliyor.”

Çocuklarını şüpheli ölüme kurban veren ailelerin olayın takipçisi olması gerektiğini belirten Hacımustafaoğulları, şunları söyledi:

“Kışla içinde yaşananların hesabı sorulmuyor. Bu nedenle kışlada istediklerini yapıyorlar. Mehmetçik kasıtlı öldürülse bile hesabı sorulmuyor. Öldürülen, katledilen Mehmetçik bir de intihar etmiş gibi kamuoyona yansıtılarak, zan altında bırakılıyor. Emekli bir asker olarak, intihar olarak açıklanan ölümlerin intihar olduğu kanaatinde değilim. İddia edildiği gibi intihar olsa bile bunun sebepleri araştırmalı, onu bu eyleme sürükleyenler hakkında işlem yapılmalıdır. Askerî yargı sistemi tamamen kaldırılmalıdır. Zira orada cübbe değil apoletler konuşuyor. Böyle bir anlayışın hâkim olduğu bir yerde hukukun tezahür etmesini beklemek olmaz.”

 

Savcılar susturuldu

 

Emekli Albay Zübeyir Gulabi ise şüpheli ölüm vakalarının üzerine yeteri kadar gidilemediğini vurgulayarak, soruşturmalarda üstü koruma güdüsüyle hareket edildiğine dikkat çekti. Ölümlerle ilgili yeteri kadar araştırma yapılmadığı için bu durumdan yararlanıp cinayet işleyenlerin olabileceğini ifade eden Gulabi, 28 Şubat sürecinden önce temayüller gereği birliğinde intihar olan komutanların terfi edemediğinin bilgisini veriyor. Gulabi şunları kaydediyor:

“TSK’daki, Balyoz ve Ergenekon adı altındaki ulusalcı, Baascı yapılanma kendini gizlemek için geleneksel dikkatleri göz ardı etti. Eskide intihar vakalarında mutlaka savcılık soruşturma açardı. Ancak ordudaki ulusalcı yapılanma, savcıları susturdu. Üstünkörü muamele ile dosyalar kapatıldı. Temayüller gereği birliğinde intihar vakası olan komutan, terfi edemezdi. İntiharlar örtbas edilince, birkaç gözü açık cinayet de işlemiştir.”

 

Sivil mahkemede olsun

 

Emekli Albay Durmuş Türemen de şüpheli ölümlere kurban giden askerlerin davalarının kesinlikle sivil mahkemelerde görülmesi gerektiğini söylüyor. Ölümlerin aydınlatılması ve toplumdaki şüphelerin giderilmesi için bunun yapılmasını isteyen Türemen, “Askerî mahkemeler komple kaldırılsın. Ölüm davaları, sivil mahkemelerde görülsün. Böylece ailelerin tereddütleri giderilir ve gerçek ortaya çıkar. Bir meslek grubuna özgü yargı sistemi olamaz. Ölüm davaları sivil mahkemelerde görülmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Emekli Kurmay Jandarma Albay Kemal Şahin de intihar ve şüpheli asker ölüm sebeplerinin iyi bir şekilde tahlil edilmesi gerektiğini belirterek, “Subay, astsubay yetiştirme anlayışı, eğitim müfredatı değişmeli. Yüz sene önceki metotlarla şimdinin koşullarına çözüm üretilemez” tesbitini yapıyor.

 

Kışladaki ölümlerde bütün sorumluluk devlette

 

Asker Hakları Platformu’ndan Doç. Dr. Tolga İslam, kışlalarda ölüm vakalarının artmasının endişe verici olduğunu belirtti. İddia edildiği gibi intihar etmiş olsalar bile askerleri bu noktaya sürükleyen sebeplerin araştırılması gerektiğine dikkat çeken İslam, şunları kaydetti:

“Bir asker intihar etmiş olsa bile bunu cinayet kadar önemsiyoruz. Çünkü bu insanlar askerlik görevini yerine getirirken devletin koruması altındadır. Bu süreçte devlet bütün sorumluluğu üzerine alıyor ve onların başına bir şey gelirse doğal olarak sorumlusu da devlettir. Her yıl yaklaşık 80’ne yakın zorunlu asker intihar ediyor. Öncelikle intihara neden olan koşulların ortadan kaldırılması gerekiyor. Bir askerin intihara sürüklemekle, kafasına silah dayayarak onu öldürmek arasında pek fark yok!”