'FETÖ’ye yönelik ilk soruşturmayı açtıktan sonra Ergenekon ve Balyoz davaları kapsamında 5 yıl cezaevinde kalan eski Hava Kuvvetleri Savcısı Albay Dr. Ahmet Zeki Üçok, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin düzenleyicisi olmakla suçlanan Fethullah Gülen'in liderliğini yaptığı cemaat hakkında "TSK’nın içerisinde hâlâ 50 bin civarında FETÖ mensubu olduğunu söyleyebiliriz" iddiasını dile getirdi. "Hâlâ TSK içerisindeki en güçlü grup FETÖ mensuplarıdır" diyen Üçok, "Ortam oluşursa rahatlıkla yeni bir darbe yapabilecek güçtedirler. Burada en önemli unsur cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı’nın başına bir şey gelmesi hâlinde ülkede büyük bir karışıklık ve FETÖ unsurları tarafından kanlı provokasyonlar oluşturulacaktır. Bu kanlı ortamda TSK kanı durdurmak, huzuru sağlamak vb. gerekçelerle yönetime el koyacaktır" diye konuştu.
Türkiye gazetesinden Ebru Karatosun'un Ahmet Zeki Üçok ile yaptığı söyleşi şöyle:
Ergenekon, Balyoz davaları bir bir çöktü. Siz de bu davaların bir mağdurusunuz. O gün sesinizi duyuramıyordunuz, şimdi durum farklı. Karşı davalar açacak mısınız? Ayrıca yaşanan mağduriyetlerden dolayı -terfiler de dâhil- beklentileriniz var mıdır?
FETÖ’nün tüm kumpasları birer birer çöküyor. Bizler kumpas mağdurları olarak, kumpasları kuran FETÖ üyeleri hakkında Ankara İstanbul, İzmir savcılıklarına suç duyurularında bulunduk. Açılan davalara müdahil olmak için hem bireysel olarak hem de bu davaların mağdurları olarak kurduğumuz Kumpas Mağdurları Derneği olarak başvurularda bulunduk. Bu davalar nedeniyle birçok arkadaşımız çok sevdiği mesleğinden uzaklaştırılıp tasfiye edildi. TSK’nın en başarılı general amiral ve subayları tasfiye edilerek hem kendi gelecekleri hem de TSK’nın geleceği karartıldı ve onların yerlerini alan FETÖ’nün hain darbe girişiminde bulunan militanları geldi. Bizlerin en önemli beklentisi öncelikle bu mağduriyetlerimizin giderilmesi için TBMM tarafından yasal düzenleme yapılmasıdır.
FETÖ’nün varlığını her şartta dile getirdiniz. Şimdi ise Türkiye FETÖ gerçeğiyle yüz yüze… FETÖ’yle mücadeleyi nasıl görüyorsunuz?
Ben FETÖ’nün nasıl kanlı bir örgüt olduğunu çok iyi biliyorum. Dünyanın neredeyse her yerinde örgütlenmiş ve uluslararası istihbarat örgütleri tarafından büyütülüp geliştirilmiş olan bu örgütün bütün dünyada çok güçlü destekçileri vardır. Bu sebeple uluslararası suç örgütü ile mücadele etmek hiç de kolay değildir. Ben bütün bunlara rağmen FETÖ ile başarılı bir şekilde mücadele edildiğini düşünüyorum. Özellikle, büyük bir özveri ile çalışan emniyet teşkilatımız ile savcı ve hâkimlerimiz bu mücadelenin kahramanlarıdırlar. Ayrıca Cumhurbaşkanımızın bu mücadeledeki önemi çok büyüktür. Adeta tek başına bir mücadele başlatmıştır. Bugün gelinen noktada FETÖ’ye karşı verilen mücadelenin en önemli kişisi Cumhurbaşkanı’dır.
Erdoğan’ın FETÖ’ye yönelik tehlike sinyalleri 17-25 Aralık darbe girişimi sonrası eğer dinlenseydi bugün çok daha farklı durum oluşabilirdi. Ancak 15 Temmuz yaşandı. FETÖ asker içerisine nasıl sızdı? Nasıl bu kadar gelişti?
17-25 Aralık sonrası Cumhurbaşkanımızın bütün uyarıları, o dönemde neredeyse bütün kamu kurum ve kuruluşlarında bulunan FETÖ militanları tarafından önlenmeye çalıştı. Özellikle TSK içerisinde büyük bir direniş oldu. Tüm kurumlarda şu veya bu şekilde bir mücadele başlatılmış olmasına karşın ne yazık ki TSK’da en küçük bir mücadele dahi yapılmadı. Hatta tam aksine 17-25 Aralık’tan sonra terfi eden general amirallerin yüzde 70-80’i 15 Temmuz hain, kanlı kalkışmasına katılan FETÖ mensuplarından oluşmuştur. FETÖ’nün TSK içerisindeki illegal yapılanma çalışmalarının başlangıcı savcılıkların yaptıkları tespitlere göre altmışlı yılların sonlarına kadar dayanmaktadır. Türk siyasi tarihini incelediğimizde, TSK’nin siyasi alanda en güçlü olduğu yaklaşık kırk yıllık bu süreçte FETÖ neredeyse TSK içerisinde hiyerarşik yapının dışında illegal yapılanmasını tamamlamış, terfilerden atamalara, istihbarattan personele, askerî yargıdan askerî hastanelere, askerî okullara girişlere kadar çok etkili olduğu bir yapı oluşturmuştur. Bu yapıyı TSK’den tasfiye edebilecekleri bütün kanuni düzenlemelere, disiplin müeyyidelerine rağmen ne yazık ki, bu illegal yapılanmaya engel olamamışlar ya da olmamışlardır. Ellerinde birçok legal yol mevcutken 2010 yılında YAŞ kararlarına yargı yolunun açılmasını mazeret olarak göstermek ne yazık ki basiretsizliklerini ve sorumluluklarını ortadan kaldırmamaktadır.
FETÖ sizce darbe girişimi gibi benzer bir durumla tekrar kalkışma yapabilir mi?
Hâlâ TSK içerisindeki en güçlü grup FETÖ mensuplarıdır. Ortam oluşursa rahatlıkla yeni bir darbe yapabilecek güçtedirler. Burada en önemli unsur cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı’nın başına bir şey gelmesi hâlinde ülkede büyük bir karışıklık ve FETÖ unsurları tarafından kanlı provokasyonlar oluşturulacaktır. Bu kanlı ortamda TSK kanı durdurmak, huzuru sağlamak vb. gerekçelerle yönetime el koyacaktır.
FETÖ’nün askerin içindeki ayağından ziyade kamu ve özel sektördeki ayağına dair sizce tatmin edici bir adımlar atılıyor mu?
Kamuoyunda bir algı kargaşası mevcut. İdari işlemler ile adli işlemler aynıymış gibi algılanmaktadır. Adli işlemler, kolluk ve savcılıklar tarafından yapılan ayrıntılı çalışmalar ile yapılmaktadır. İdare ise, bu husus da kolluk ve savcılıklar kadar ayrıntılı çalışmalar yapacak enstrümanlara sahip değildir. Bu sebeple kamu ve özel sektörde bazı zorluklar yaşandığını söyleyebiliriz.
Geçtiğimiz günlerde genelkurmay çatı davasında da gördüğümüz gibi FETÖ sanıkları duruşmalarda ağız birliği yaparak inkâr stratejisi uyguluyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
FETÖ, sanıklarına talimat vermiştir. Bütün sanıklar özellikle kamuoyunun dikkatinin üzerinde olduğu genelkurmay çatı davası başta olmak üzere tüm davalarda bu darbenin FETÖ ile ilgisi olmadığı algısı oluşturmak için kendilerinin FETÖ üyesi olmadıklarını, hatta FETÖ ile mücadele ettiklerini söylemektedirler. İnkâr stratejisi uygulamaktadırlar. Tamamıyla dış kamuoyuna yönelik bu inkâr stratejisi, aynı zamanda AİHM yargılamaları için savunma amaçlı yapılmaktadır.
"TSK’da hâlâ 50 bin örgüt mensubu var"
Ordu içerisinde hâlâ FETÖ kalıntıları var... Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmalar sonucu sadece 2006- 2015 yılları arasında askerî okullara giren öğrencilerin yüzde 80’nin soruları çalarak, mülakatlarda kayırılarak vb. şekillerde FETÖ ile iltisaklı (birleşik) olarak girdikleri tespit edilmiştir. TSK’ya her yıl yaklaşık 5 bin askerî öğrenci alınır. Yılda 4 bin öğrenciden sadece son on yılda 40 bin FETÖ mensubu TSK’ya katılmıştır. Geçtiğimiz son otuz yılda da her yıl sadece bin öğrenci girdiğini göz önüne alırsak 15 Temmuz itibarıyla yaklaşık 60-70 bin FETÖ üyesinin TSK’da mevcut olduğunu söyleyebiliriz. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası 7-8.000 civarında personel FETÖ mensubu oldukları gerekçesiyle ihraç edildi. Bu durumda TSK’nın içerisinde hâlâ 50 bin civarında FETÖ mensubu olduğunu söyleyebiliriz.
"Mağdurlara iade-i itibar yapılmalı"
FETÖ’ye yönelik ilk soruşturmayı açtıktan sonra Ergenekon ve Balyoz kumpas davalarından dolayı 5 yıl cezaevinde kalan eski Hava Kuvvetleri Savcısı Albay Dr. Ahmet Zeki Üçok, 15 Temmuz öncesi Millî Savunma Bakanlığınca kumpas davalarından tutuklanan askerle ilgili iade-i itibar yasa çalışması yapıldığını açıkladı. Bakanlığa taleplerini ilettiklerini söyleyen Üçok “Tutuklu olmaları sebebiyle terfi haklarını kaybeden arkadaşlarımızın kayıplarının giderilmesi için bir üst rütbeden emekli olmuş sayılmaları, emekli olmayanların ise rütbelerinin diğer devre arkadaşlarıyla aynı seviyeye getirilmesi ve davalar nedeniyle emekli edilen ancak TSK’ya geri dönmek isteyenlerin mağduriyetlerinin giderilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Üçok “Bu taleplere ilişkin Millî Savunma Bakanımız ile görüştük. Kendileri de taleplerimizi de kapsayan bir iadeiitibar yasa çalışması yaptıklarını ifade etmişti. Ancak hain 15 Temmuz darbe girişimi kanuni çalışmayı aksattı. Ülkemizin geçirmekte olduğu bu zorlu süreçte bizler çıkıp da asla ‘Bu taleplerimizi yerine getirin’ demeyiz. İnşallah bu hainlerin üstesinden geldikten sonra devletimiz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de tüm mağduriyetleri nasıl giderdiyse elbette bizlerinde mağduriyetlerini giderecektir” dedi.
"Örgütü aklamaya çalışıyorlar"
'FETÖ'nün şu anda yurt dışındaki uzantıları tarafından yönetildiğine vurgu yapan Ahmet Zeki Üçok “Hatırlarsanız hemen 16 Temmuz’da Fethullah Gülen, darbeyi kınayan bir açıklama yaptı. Geçtiğimiz aylarda Alman İstihbarat Şefi darbenin arkasında FETÖ izine rastlayamadıklarını açıkladı. Benzer bir rapor da İngiltere tarafından yayımlandı. Bütün bu açıklamalar bu darbenin sorumlusu olan FETÖ’yü aklamaya yöneliktir” diye konuştu.
"Beş yılda marjinal hâle gelebilir"
“FETÖ’nün, son yapılan operasyonlar ile ağır darbeler almasına rağmen hâlen varlığını sürdürmek için büyük bir mücadele verdiği ortada. Emniyet mahrem imamlarına yönelik operasyonda örgütün ‘’renklendirme’’ adı altında sivil toplum kuruluşlarında, cemaatlerde ve siyasi partilerde faaliyet içinde oldukları tespit edilmiştir. Bu sebeple mücadelenin çok ciddi olarak yürütülmesi şarttır. Kanaatimce 5 yıl içerisinde FETÖ tam olarak temizlenemese bile marjinal hâle getirilebileceğini düşünüyorum.”
"Tespit ettiklerim tutuklandı"
Darbe girişimine iştirak edenlerin FETÖ’yle bağlantısını siz daha önce tespit edebilmiş miydiniz?
FETÖ’nün TSK içerisindeki yapılanmasına ilişkin ilk ve son soruşturmayı yapan askerî savcı olarak birçok tespitim olmuştu. Bunun yanı sıra kumpas davaları sebebiyle tutuklu bulunduğumuz sırada arkadaşlarımız ile müşterek yaptığımız çalışmalar sonucu da birçok FETÖ üyesi olduğunu değerlendirdiğimiz askerî personeli tespit ettik ve bunları ilgili birimlere ilettik. Başta general ve amiraller olmak üzere, tespit ettiğimiz isimlerin neredeyse tamamı 15 Temmuz darbe girişiminden tutuklandı.