T24- Askeri güçlerin mülki amirlerin yardım talebi olmaksızın toplumsal olaylara müdahale edebilmesine imkan veren ve 28 Şubat sürecinin ardından 7 Temmuz 1997'de Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan Emniyet Asayiş Yardımlaşma (EMASYA) Protokolü yaklaşık 13 yıl sonra bugün itibariyle kaldırıldı.
1. Ordu Komutanlığı’nın 2003 yılında gerçekleştirdiği plan seminerinde yapıldığı ileri sürülen ‘Balyoz Harekât Planı’nyla birlikte yeniden tartışılmaya başlanan 28 Şubat ürünü Emniyet Asayiş Yardımlaşma (EMASYA) Protokolü kaldırıldı. 1997 yılında Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan ve askere kentlerdeki toplumsal olaylara, doğrudan müdahale yetkisi veren protokolün kaldırılmasının ardından gözler, ‘iç düşman’ ve ‘iç tehdit’ tanımlarının yer aldığı Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne (MGSB) çevrildi.
Balyoz Planı’nın Taraf gazetesinde yayımlanmasının ardından başlayan tartışmalar sürerken Başbakan Tayyip Erdoğan, geçen pazar günü TRT’de EMASYA Protokolü için Genelkurmay’la temas halinde olduklarını söyledi. Protokole gerek olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, kaldırılması için imzacı İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay’ın bir araya gelerek adım atabileceğini söylemesi üzerine geçen pazartesi İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ bir toplantı yaptı. Toplantı sonrası Hürriyet gazetesine konuşan Başbuğ “EMASYA Protokolü kalkabilir, bu protokole gerek yok, zaten kanunda yetki var” dedi.
Gösteri, yürüyüş ve büyük toplantılar gibi olaylarda Silahlı Kuvvetlerin kullanılmasının ‘en arzu etmedikleri’ durum olduğunu belirten Başbuğ, İçişleri Bakanlığı ile EMASYA konusunda görüşlerinin örtüştüğüne dikkat çekerek şöyle dedi: “Halk ile karşı karşıya gelmesini ister miyiz askerin? Tabii ki hayır. Kanun emrederse tabii ki görevimizi yerine getiririz ama onun haricinde halkla karşı karşıya gelmeme hassasiyetimizin bilinmesini istiyoruz."
Ankara kulisleri bu açıklamalarla hareketlenirken dün Yeşilay’ın düzenlediği etkinliğe katılan Başbakan Erdoğan, “EMASYA Protokolü’yle ilgili son durum nedir?” sorusu üzerine Atalay’ın açıklama yapacağını ifade ederek, “EMASYA kalkacaktır“ dedi.
Bir süre sonra Anadolu Ajansı’na konuşan Atalay’sa şu bilgeleri verdi: “Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında 7 Temmuz 1997’de imzalanan ve ismi ‘Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı Arasında 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/d Maddesi Gereğince Alınması Gereken Müşterek Tedbirlere İlişkin Protokol’ olan, ancak kamuoyunda ‘EMASYA’ olarak bilenen protokol yürürlükten kaldırılmıştır.”
Başbuğ ile görüştüklerini de anımsatan Atalay, “Bunun ortak imza ile yine yürürlükten kaldırılmasını kararlaştırmıştık. Mevzuat şu haliyle bu konudaki ilişkileri düzenlemek için yeterli” dedi.
Hükümetin kararını değerlendiren MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici, “Yerine, gördüğü ihtiyacı karşılayacak yeni bir uygulamanın konulması lazım” dedi. BDP’li Meclis İdare Amiri Sırrı Sakık ise “İyi oldu ama yeni yasalarla EMASYA Protokolü’nü aratacak oluşumlar ülkeyi gerginliğe sürükler” diye konuştu.
EMASYA Protokolü’nün kaldırılması, gözleri Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi ve bu belge çerçevesinde hazırlanan uygulama yönetmeliklerinde bulunan ‘iç tehdit’ ve ‘iç düşman’ kavramlarına çevirdi. Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) 28 Şubat’ta yapacağı toplantıda MGSB’nin ele alınacağına ve bu kavramların belgeden çıkarılacağına dair iddialar var.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, MGSB’nin değiştirilip değiştirilmeyeceğine ilişkin bir soruyu “Türkiye’de insanların öncelikleri değişiyor, zamanında tehlike sayılan konular tehlike olmaktan çıkabiliyor, yerine başka tehlike sanılabilecek şeyler gelebiliyor. Böylesine çok dinamik bir ülkenin içerisinde ülkenin şartlarına göre yeni Milli Güvenlik Siyaset belgelerinin hazırlanması çok önemli” dedi.