04 Ağustos 2011 03:00
T24 - "Gazeteciliğe kolunu kaptıran ruhunu bir daha geri alamaz" diyen Elif Dağdeviren, kendini hala bir gazeteci gibi hissetse de artık bir yapımcı. Turkmax'teki "Sosyal Alem", "Heberler" ve beyazperdedeki "Dondurmam Gaymak" gibi başarılı işlere imza atan Dağdeviren, Batur Fatih İlhan'a konuştu...
BATUR FATİH İLHAN - MEDYATAVA
[email protected]
www.twitter.com/baturf
TV ve sinema yapımcılığına, üniversitedeyken TRT film çevirileriyle başlayan Elif Dağdeviren'i, kurucusu olduğu EDGE iştiraklerini temize çektiği bir zaman aralığında yakalayıveriyoruz. Gazeteciliğe Aktüel dergisinde muhabir olarak başlayan Dağdeviren, 23'ünde Cosmopolitan Dergisi Genel Yayın Yönetmeni oldu. Internet yayıncılığındaki gizli potansiyeli fark ederek Türkiye'deki ilk e- yatırım ve ilk e-arama motoru olan netbul.com'u kurdu. AKŞAM'DA köşe yazısı yazdı, TV programları hazırlayıp sundu, üniversitede medya dersleri verdi. TURKMAX'teki 'Sosyal Alem', beyazperdedeki "Dondurmam Gaymak" ve yine TURKMAX'teki "HEBERLER", bilgisayarında açılış sayfası olan MEDYATAYA'ya içini döken Dağdeviren'in porfolio-şirketim dediği EDGE harikalarından yalnızca son dönem örnekler.
Dağdeviren'le MEDYATAVA için Batur Fatih İlhan konuştu. Türkiye özelinde, dünya medyasını, eğlence endüstrisi işleviyle sinemayı, Türkiye'de hem kadın hem de girişimci olmayı ve de pek tabii ki internet teknolojileriyle ilgili girişimciliğini...
"Medya çoğunlukla bilgisizlerin elinde!"
Size göre medya nedir?
Bugüne kadar alıştığımız, bize hizmet eden ve karşımızda görmek istediğimiz konvansiyonel medyanın (Radyo, TV ve gazete ile ortaya çıkan geleneksel medya) görevi, benim haber alma hakkımın karşılığını vermektir. Ben zaten bu nedenle (okur ya da seyirci) olarak oraya vakit ve nakit yatırımı yaparım. Bu hakkımın içinde "Haber ne?", "Dünyada neler oluyor?" var, lâkin bu manada Türkiye'de gerçeği, esası ile bize ulaştıran medya yok oldu! Burada iyi niyetlisi var, kötü niyetlisi var, niyetsizi var ve bir de farklı niyetlisi var. Benim, karanlık-aydınlık / legal-illegal her türlü ortama eşit oranda ulaşabilme hakkım elimden alınmış durumda. Dolayısıyla Türk medyası beni eğlendirme anlamında çok başarılı belki, bu görevini yapıyor ama ne yazık ki artık benim haber alma hakkımın savunusu, takipçisi ve de temsilcisi değil!
Medyanın başka bir görevi de toplumu bir adım öne çıkma/yükselme konusunda motive etmek ve geliştirmektir. 'Halk bunu istiyor' diyerek beter bir programı TV'de yayınlayabilirsiniz. İzleyenin kültürel dokusundan ötürü de o iş, pekâla izleyici bulabilir. Peki medya ne yapıyor? Halkın istediğinden daha da beter programlar yayınlıyor! Artıya doğru değil, eksiye doğru çalışıyor. Ne kadar dibe vurursa, o kadar fazla rating alacağını zannediyor. Halbuki insan psikolojisi böyle işlemez. Bunların hemen hiçbiri sosyoloji okumamış, psikoloji okumamış, tarih okumamış. Medya neredeyse tamamen okumamışların elinde şu anda! Aralarında istisna olan çok saygı duyduğum isimler var ama onlar da çoğunluğun içinde çaresiz durumdalar adeta... Diğerleri şunu bilmiyorlar: İnsan doğası hep bir adım ötesine endekslidir. Hep kazandığından bir tık fazlasını kazanmak ister. Bilgiyi de, parayı da, görgüyü de... O artı tıkı göreceği yere yönlenir insan. Dünyada, medya söz konusu olduğunda kır kültürünün kent kültürünü ele geçirdiği tek örnek, tek medeni ülke Türkiye'dir!
Eve hangi gazeteler girer? Evde hangi hangi TV kanalları izlenir?
Artık gazete almıyorum internetten takip ediyorum ve iyi bir TV seyircisi de değilim.
'Şaşırmadım' diyemeyeceğim. Ama nasıl olur!? Niye böylesiniz?
Türkiye'de medya yayıncılığı daha kapitalizmi bile çözemememiş halde. Sonra da 'Niye gazeteler satmıyor?', 'Niye TV dizileri uzun vadeli olmuyor?', 'Niye haber programları tutmuyor?', 'Niye tonla yatırım yapılsa da karşılığı alınamıyor?' diye soruyor.. Karşılık yok çünkü çoğunuz bu toplumun ne psikolojisini, ne sosyolojisini ne de tarihini hasılı hiçbir şeyini bilmiyor, bilmeden de yayın yapıyorsunuz. Dolayısıyla da medya olarak, benim karşıma çıkma yeteneğinizi kaybettiniz!
Internet medyası için ağzınızdan dökülecek kelimeler neler olur?
Konvansiyonel medya eksikli dedim ya, neyse ki internet medyası, -ne kadar kanun konulursa konulsun- başa çıkılamayacak kadar çok ve farklı kaynaklardan karşımıza çıkacak ve toplumun haber alma, haberdar olarak özgürleşme ve de kendini geliştirme hakkını elinden aldırtmayacak. Tam da tersi, topluma bunları dolu dolu sağlayacak. Dolayısıyla: Konvansiyonel medyaya kibarca bir bay bay, internet medyasına gönülden bir hoşgeldin!..
Medyada meydana gelen gelişmeleri internet ortamındaki sitelerden takip ettiğiniz oluyor mu?
Şaka mı yapıyorsunuz, elbette!? Misal, MEDYATAVA benim açılış sayfam!
"Ben bu yola; beş parasız, aç, sefil ve uykusuz çıktım!"
Elif Dağdeviren, kendi kelimeleriyle kimdir?
Artık gazeteci değil ne yazık ki! En son AKŞAM'da yazıyordum ve bu en az dört yıl önceydi. Gazeteciliğe kolunu kaptıran ruhunu bir daha geri alamaz. Dolayısıyla kendimi hâlâ gazeteci gibi hissediyorum. İşim film ve televizyon yapımcılığı ama bir şapkam daha var hayatımda: hiçbir zaman vazgeçmediğim internet maceram! Bu iki işi paralel yürütmeye çalışıyorum...
Elif Dağdeviren nereden gelir, nereye gider? Hayat hedefi/manifestosu nedir?
Hayatın bu kadar ciddi bir şey olduğunu düşünmüyorum. Şu noktaya bir hedef koyayım da vargücümle oraya doğru koşayım, yolda karşıma çıkan engelleri teker teker yok edeyim/ezip üzerlerinden geçeyim kabilinden çok büyük hırslarım olmadı hiç. Tek hedefim, yapmak istediğim şeyleri hakkıyla gerekleştirmek oldu ve bunu da mutlu bir şekilde yapmak istedim.
"Günün birinde falanca konumda olacağım!" diye ant içmediniz mi yani hiç aynaların karşısına geçip?
İnsanların var böyle şaşmaz hedefleri. Örneğin 'Ben bir gün genel yayın yönetmeni olacağım' diyorlar ve bu doğrultuda koşturup gidiyorlar. Bu sırada da bir şeylerin üzerinden atlıyorlar, zıplıyorlar. Yoğun bir şekilde mutsuz zamanları oluyor. Yarı yolda da sevdikleri işin aslında o sürdürdükleri iş olmadığını fark ediyorlar ama koşularını sürdürüyolar... Ben öyle değilim.
Ya nasılsınız?
Bence insan olmanın ana meselelerinden biri, yalnızca mutluluğu hedeflemektir. Mutluluk da baktığınız zaman öyle çok ilerilerde bir yerde değil yani, şu anda burada! Dolayısıyla altı yıl sonra filanca konumda olaacağım diyerek 26 yılllık işkence çekmek -ki bunun gerçekleşmeme riski de var- bana çok anlamlı gelmiyor. Yarın ne olacağını bilemiyoruz ki! Allah'a şükür, bugüne kadar hep keyif aldığım işler yaptım. Almadıklarımdansa koşarak kaçtım!
Sektör koşulları içinde böyle olmanın bedeli nedir?
Benim için ortalıkta dönen şöyle laflar oldu hep: "Almış arkasına patronu, her şeyi onun sayesinde gerçekleştiriyor". Başka biri de diyor ki "İşlerini koca parasıyla yürütüyor, ondan böyle rahat!" Öbürü de diyor ki: "Babası zengin".. Keşke bu arada, zengin olsaydı da ben de sefasını sürse idim, çok isterdim...
Meselenin esası şu, Türkiye'de şöyle bir anlayış var: 'Bir kadın tek başına asla bir şey yapamaz!'. Buna erkeklerin inanmasını (ya da söylemesini) biraz olsun daha kolay anlarım ama kadınların böyle düşünmesi, konuşması bana çok acıtıcı geliyor. Şahsım adına değil bizatihi kadınlık adına acıtıcı! Çünkü bir kadının başarısı, başka kadınların da hem yolunu hem de önünü açar.
Bir de hayat bana hiç bir şeyi kişisel almamayı öğretti. Birine eğer bir yafta yapıştırıyorsanız, o yafta aslen size aittir. Başkası için her ne düşünüyorsanız sizin zihin karanlığınızda veya aydınlığınızda doğar, oralarda ürer. Başka bir yerde değil. Sizin iç bilginizde ne varsa ancak onu dışarı çıkartabilirsiniz. Dolayısıyla hakkımdaki olumsuz bakış açılarını hiç ciddiye almıyorum. Ben yoluma bakıyorum ve orada devam ediyorum.
"ETRAFINIZDAKİ ERKEKLERİN PARASIYLA" iş kurma mevzuları, gerçek değil yani?
Zinhar yalan! Beş parasız, borç-harçla, aç, sefil, uykusuz, kan akıtarak yaptım birçok işimi ben. İlk evliliğimde buzdolabımız bile yoktu. Yemeklerimi balkonda saklardım. Siz neden bahsediyorsunuz!?
"EDGE = Tüm işlerimi topladığım birikimim!"
EDGE'in ('Ec' okunur) ceo'su olmak nasıl bir konum/duygu?
Yapıyı ben kurunca otomatik olarak ceo da ben oluyorum. Çok özel bir şey değil yani. Alemsiniz! (KAHKAHALAR!)
Her girişimci Türk kadını EDGE benzeri bir yapı inşa edebilir mi? Nedir işin kıymet-i harikası?
Hayır, ne yazık ki her Türk kadını böyle bir şey inşa edemez çünkü ben standart bir Türk kadını örneği değilim. Biz ne yazık ki çok küçük bir kitleyiz. Türkiye'de (özellikle) Anadolu'da öyle büyük bir baskı var ki, önce aile -baba, ağbi ve koca kaynaklı deniliyor ama bence anneler de işin içindeler-, sonra genel bir toplumsal baskı var... Düşünün yıl olmuş 2011, biz hâlâ KARDELEN kızları yetişsin de iş sahibi olsunlar da hayata katılabilsinler vb. projelerin peşindeyiz.
Oysa bunları çoktan aşmış olup, daha neler konuşmalıydık. Eğitilmiş Türk kadınının çokluğunun bu toplumu nasıl hızla bambaşka ve şahane bir yere taşıyacağından o kadar eminim ki. Dolayısıyla, her Türk kadını değil ama benim yetişme koşullarımda yetişen her Türk kadını, elbetteki bunları da, daha iyisini de yapabilir. Bu, istekle alakalı...
EDGE nedir, ne yapar?
Benim şu ana kadar yapmış olduğum tüm işleri toplayan bir birikim. Bir 'final' yani! İnşallah da iyi bir final olarak kalır. Ciddi gazetecilik, televizyonculuk deneyimim, dünya eğlence sektörü (worldwide entertainment industry) içindeki rahmetli Ahmet Ertegün gibi işbirliklerim, Hollywood, Oscar dönemi faaliyetleri, ABD'de çektiğimiz film, (Başta Dondurmam Gaymak) Türk sineması çalışmaları, iki ayda 36 konser verilen devasa konser merkezimiz ve tabii ki bir de NETBUL gibi internet üretimleri... İşte tüm bu tecrübeleri tek bir çatı altında topladığım yer: EDGE'dir!
Tezgâhta ne var şu anda?
Levent (Kazak), TV için bir sit-com yazdı. Yine çok değişik bir iş oldu. Onun pilot çekimleri olacak. İnşallah önümüzdeki sezon yayında olacak. HEBERLER, TURKMAX'te devam ediyor. Hazırlıkları süren ve önümüzdeki yaz ortaya çıkacak yeni bir film projemiz var. Bir de "THE NETFORK" adında bir sosyal medya iletişim ajansı kurduk ( http://www.thenetfork.com ). Çok sağlam bir altyapı ile kurulduğu için, daha resmen kurulalı üç ay bile olmadan Türkiye'nin en büyük markalarından ikisiyle anlaşmış durumdayız... Ve tabii yeni internet projeleri...
© Tüm hakları saklıdır.