Karar yazarı Elif Şafak, Abdulhamit Gül'ün Adalet Bakanlığı'ndan istifasına ilişkin olarak, "Abdulhamit Gül'ün, yargının siyasallaşmasında, adaletin sakatlanmasındaki vebalini göz ardı etmek mümkün mü?" diye sordu.
Çakır, Halk TV yazarı İsmail Saymaz'ın köşe yazısında; Cumhurbaşkanlığı'nda Osman Kavala ve siyasi davalarda nasıl bir politika izlenmesi gerektiğine yönelik toplantı yapıldığını ve Erdoğan'ın tutuksuz yargılanmayı reddettikten sonra Abdulhamit Gül'ün istifa ettiğini yazdığını hatırlattı.
Çakır, "Peki… Bakan Gül yeni mi geldi Adalet Bakanlığı’na? Ya da şöyle soralım, Bakan Gül ilk kez mi prensip olarak tutuksuz yargılamaları savunmuş! Savunmuş da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ters düşmüş. 2017 yılında Adalet Bakanlığı görevine gelen Abdülhamit Gül’ün 5 yıl boyunca 'hukukun üstünlüğünü, yargının bağımsızlığını, tarafsızlığını' savunan ne açıklamalar yaptı, ne manifestolar ne meydanlar okudu, ne vaatler de bulundu, kameralar önünde. Hangi sözleri vermedi ki?" diye sordu.
Çakır, yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Gül’ün yargının siyasallaşmasında, adaletin bu derece sakatlanmasında, hukuk sisteminin sistematik bir şekilde mağduriyetler üretmesinde, hukuk devleti ilkesinin bu derece ağır tahribatlar görmesinde, hukuk sorunlarımızın her geçen gün daha da derinleşmesindeki vebalini göz ardı etmek mümkün mü? Tarihin kendisinden övgüyle bahsedeceği söylenebilir mi?
Peki ne oldu Adalet Bakanlığı’nda derseniz?
“Yargı bağımsızlığına güven yerlerde sürünüyor” eleştirilerine “benim en büyük endeksim kalbimdir” diyen Abdülhamit Gül gitti… “Türk yargısının Avrupa ve Amerika yargılarından daha fazla hukuka bağlı olduğunu, daha adil olduğunu, daha bağımsız ve tarafsız olduğunu” söyleyen Bekir Bozdağ geldi.
Adalet Bakanlığı’nda yeni bir şey yok…"