İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Haydarpaşa Garı ihalesine ilişkin "Ulaştırma Bakanlığı burayı direkt İBB'ye verebilir, ki en doğru kurum burası. Yol yakınken bu yanlıştan dönün" çağrısı yaptı.
İmamoğlu, Fox Tv'de İsmail Küçükkaya'nın sorularını yanıtladı.
Haydarpaşa Garı ihalesine ilişkin "Ulaştırma Bakanlığı burayı direkt İBB'ye verebilir, ki en doğru kurum burası. Nasıl ormanları İBB'ye daha önce tahsis etmiş ve İBB de geçmişten bu güne bu tür yerleri layıkıyla kullanmışsa bu da verilebilirdi. Ama ihale kararı verildi. Çünkü İstanbul adına çok konuşulan yerlerden bahsediyoruz; Haydarpaşa Garı ve Sirkeci. Ulaştırma Bakanlığı Basın müşaviri 'Haksızlığa neden olursunuz' minvalinde bir açıklama yaptı. Dedim ki Allah aşkına size hangi motivasyon bu açıklamayı yaptırdı? Burası 16 milyon adı altına alınıyor. Bunun içinde siz ve varsınız, ben de. Biz burada kültürel açıdan verimli işler yapmak için alacağız. Şartnamede 20 milyon liralık dijital ekipman şartı aranıyor. Bakın bu basit bir şey değil. İhale konusunda kararlıyız ve hukuki mücadele konusunda kararlıyız. Yol yakınken Haydarpaşa Garı'nın İstanbul halkına emanet edip bu işin sıhhatli bir şekilde yürümesine vesile olunabilir. Olur bir hata yapmışlardır. Çağrı yapıyorum doğrusu budur yanlıştan dönün" açıklamasında bulundu.
İmamoğlu, İstanbul Şehir Tiyatroları'nın yeni sezonda sahnelenecek oyunlarda Necip Fazıl Kısakürek, Mustafa Kutlu ve İskender Pala gibi isimlerin eserlerine yer verilmemesine yönelik eleştirilere bir kez daha yanıt verdi. İmamoğlu, "Sanata talimat verilmez. Orada bir heyet kuruldu, çalışma yaptılar. Ben de gazeteden okudum, aradım, 'Burada bir kasıt mı var?' dedim. Bir belediye başkanı 'Hangi oyunları koyuyorsunuz?' diye sorarsa sanatı bitirdiniz demektir" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu'nun açıklamalarından bölümler şöyle:
Belediye çalışmaları
"Belediye çalışmalarında olağanüstü hızlı gidiyoruz. Üst yönetimi yüzde 90 oranında tamamlamış durumdayız. Biz 31 Aralık 2019'u milat olarak koyduk. Yeni projelerin hazırlıkları kurumun hafızasıyla eşleşmiş bir şekilde imalata başlayacak. Bu 31 Mart olsaydı tarih eylüldü ama Haziran olduğu için yıl sonuna kaydı bu tarih.
Deprem açıklaması
Depremle yüzleşmek zorundayız. İstanbul'un gündeminde olan depremin güncel envanterini çıkarıp 'Bu durumdayız' demeliyiz, 'Kendimizi aldatmayalım' demeliyiz. Risk taşıyoruz ama bunu hızlıca nasıl tolere ederiz ona bakacağız. Geçen 20 yılda çok zaman kaybetmişiz. Keşke böyle olmasaydık. Başaramadık. Ben diyorum ki sokağa çıkıp insanlara soralım, 'Deprem konusunda kendini teminat altında hissediyor musun?' Ben buna yüzde 90'ın 'Hayır' diyeceğini düşünüyorum Bunun için başaramadık deyip neler yapabiliriz ona bakmalıyız.
Mülteci konusuyla da yüzleşmemiz lazım. 7-8 yılın eseri bu. Bir de içine her şeyi koyabiliriz, İstanbul'un şehircilik sorunu ve vizyonu. Bu kavramı da dördüncü ana başlık olarak koyabiliriz.
Hamiye Su açıklaması
Hamidiye Su'yu almaktan vazgeçenler var ne yazık ki. Ben gördükçe gülüyorum. Bana 'Sayın Başkanım şu kurum da sözleşmeyi iptal etti' diye mesaj geliyor. Ben THY'ye binmekten gurur duyuyorum. Bu suyu oradan kaldırmanın ne anlamı var? Suya da rozet takacağız neredeyse. Eskiden Hamidiye Su'yu alan kurumlar vazgeçtiler. Bir bankacı bir devlete ait bir bankanın şubesine 'Artık bunu almıyorsunuz' talimatı vermesi şaşılacak şey. Ama halkın umurunda değil, satışlar patladı.
İşsizlikle zamlar yan yana gelince ümitsizliği körüklüyor, gelecek kaygısını artırıyor. Bunun psikolojik karşılığı var. Bu durum bazen şiddeti körüklüyor. Bu ülkenin çok iyi ekonomistleri, geleceği ekonomik anlamda okuyan bilim insanları var. Bu durumun hemen okunması lazım. Bir esnaf her gün kötü duruma gidiyor. Birkaç zam yapmak zorunda olduğumuz şeyler oldu. Bugün ufak tefek zamları bile yazan gazeteler var. Bugün yüzde 60'ı bulan elektrik zammı var. Siz yüzde 7-8 enflasyondan bahsedemezsiniz. Yüksek enflasyonda bile ticaret iyiyse çok hissedilmez.
Ben İstanbul'u reklam etmek için bütün Avrupa'yı gezmeye hazırım. Esnafı mutlu edecek tek şey bu aslında.
Karar gazetesi ziyareti açıklaması
"(Karar gazetesi ziyareti - Karar yazarı Yıldıray Oğur'un, "İmamoğlu acaba İBB karşısındaki yazarlara bakınca bir zamanlar Yeni Şafak'ı çıkaranlar olduğunun farkında mıydı?" Ben kendimi hiç yabancı hissetmedim. Bu ülkenin inanları neden yabancı hissedeyim ki kendimi. Bütün gazeteleri aynı duyguyla gezmek isterim.
Şehir Tiyatroları eleştirilerine yanıt
Necip Fazıl'ın 7-8 kitabını okudum. İlk okuduğum kitabı da 'Benim gözümden Menderes'tir. Benim bir ön yargım yok. Okurum ve saygı duyarım. İskender Pala ile kendi belediyesinde söyleşi yapmış, fikrini paylaşmış bir insanım. Böyle bir ön yargıyı kimse benden beklemesin. Beni buradan dövmeyin. Keşke sanatçı olsam. Sanatçını özgünlüğünü ona bırakacaksınız.
100 günde ne değişti?
İnsanlar mutlu. 'Şunu yapma beklet' diyenler, zorla 'İmzala' diyen yok. Vatandaşın işini yapmayan benden değildir, hesabını verir. Psikolojik bir rahatlama var.
Bazı konular var ki paylaştıkça, hata yapmanızın riski azalır. Taksim Meydanı'nı hazırlıyoruz, davet usulü bir şekilde halkın önüne çıkacağız. Bunu da halka soracağız. Ben Üsküdar'dan Harem'e geleceğim, dünyanın en güzel manzarasını dünyanın en güzel dizaynıyla buluşturacağız. Ben orayı aynı zamanda Haydarpaşa ile buluşturacağım. Oraya gidememek beni üzüyor. Neden x şirketi yönetecekmiş kardeşim, İBB yönetecek. Devletin malı, geleceğe bırakacağız biz orayı.
(Paris'te Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya ziyareti) Her insan hataları ve doğrularıyla yaşar ve bu dünyadan göçer. Hataları olabilir eksiklikleri olabilir ama Ahmet Kaya'nın bu vatana olan sevgisini şarkılarıyla ifade etmiş biri. Yılmaz Güney, kim hata yapmadı ki bu ülkede! Babamı Yılmaz Güney'e benzetirlermiş, 'havamdan geçilmezdi' diyordu.
Deprem
AFAD'daki ikinci toplantıya çağrılmadım. 'On binlerce toplanma alanımız var' dendi. Bir de şu tarife çok üzülüyorum; bizim yaptığımız araştırma onların yaptığı araştırma. Biz, siz kim? AKOM, AFAD kim? Bunlar benim, bizim, sizlerin. 1377 uygun alan tespit edilmiş. 859 uygun toplanma alanı var. Ama henüz fiziki olarak hazır değil. Toplanma alanlarının bazı fiziksel özelliklere sahip olması lazım. AFAD tarafından belirlenen toplanma alanlarından 205'i ise 500 metrekarenin altında. Toplanma alanı tanımında '500 metrekarenin altında olamaz' deniyor. Ben demiyorum bunu. 'Çıkarın bütün envanteri, bunu hazırlayıp insanlara sunalım, insanlara nereden başladığımızı gösterelim' dedik. Ali Sami Yen Stadı'nın olduğu yer Amerika başkanının adını taşıyan alışveriş merkezinin olduğu yer. Peki, biz ne yapacağız? İlk geldiğim günden itibaren ilk verdiğim talimatlardan birisi deprem süreci.
Kağıthane çok kötü durumda. Gezilmiyor, sokaklarında dolaşılmıyor. Beş katlı binanın yerine 10 katlı yapmak, ne güzel ya. Böyle bir kentsel dönüşüm olmaz. Bu fırsata çevirme. Kentsel yenileme ve güçlendirme odaklı bir kentsel dönüşüm reci. Biz yeşil alana ağırlık veriyoruz.
Çok hızlı hareket etmeliyiz. İstanbul son bir, bir buçuk yılda bize sinyallerini verdi. Yenikapı'nın toplanma alanı olduğu söyleniyor. Bir kere dolgu alanları depremde toplanma alanı olarak tanımlanmıyor.
Tarihi Yarımada'nın hemen giriş kısmındayız. Önemli bir statüye sahip burası. İnsanları, tarihi koruyacaksınız. 26 okul boşaltıldı, 19'u 1999 depreminden sonra yapıldı. Bunun hesabını kim vermeli? Hep beraber vermeliyiz. Dolayısıyla depreme kadar bizim bu şehri güçlendirmemiz lazım. Barınma alanları ve özellikle deprem toplanma alanlarını fiziki olarak hazırlamalıyız. Sonrası için de bir eylem planı ortaya koymalıyız. Kasım'ın ortasında büyük bir deprem çalıştayı yapacağız. Bir fotoğraf çekeceğiz, bütün öngörüler konuşulacak. Japonya'dan Almanya'dan bina güçlendirilmesine kafa yormuş bütün bilim insanlarına danışacağız. Ben İstanbul'a bir gün bile depremi unutturmayacağım. Biz 5 yılda bu kentte deprem korkusunu büyük anlamda yenmiş olacağız.
Sivil örgütlenmeyi bu şehirde var edeceğiz. Kadıköy'de, Ümraniye'de deprem tatbikatı yapacağız. Bizzat gidip o gün depremde ne yapacağımız konusunda harekete geçeceğiz. Japonya süreci böyle çözdü"