Eğitim

Eğitimde karanlık bir yıl: Sömürü, şiddet ve ideolojik dayatmalar

MEB'e göre, Türkiye'de resmi öğretmen açığı 68 bin olarak kaydedilmiş, ancak atanmayı bekleyen öğretmen sayısı yüz binleri buluyor

15 Haziran 2024 11:09

2023-24 eğitim-öğretim yılı, Türkiye'de eğitim alanındaki ağır sorunların gölgesinde dün sona erdi. Yıl boyunca süren derslerin ardından 17.5 milyon öğrenci ve 1 milyon 154 bin öğretmen yorgun ve yükleriyle yaz tatiline girdi.

Eğitimde sürüklenen sorunlar

Eğitim alanında yaşanan en büyük sorunlardan biri, Diyanet İşleri Başkanlığı ve çeşitli dini vakıf ve derneklerle yapılan işbirlikleri oldu. Bu işbirlikleri kapsamında, çeşitli okullarda ÇEDES (Çocukları Eğitime Destek) benzeri projeler uygulanarak, öğrencilere cami ziyaretleri, mezarlık temizliği gibi etkinlikler düzenlendi ve sınıflarda Kâbe ile mezar maketleriyle dini ritüeller gerçekleştirildi. Ayrıca, Mesleki Eğitim ve Staj Merkezleri (MESEM) kapsamında öğrenciler, 'stajyer emeği' ve 'beceri eğitimi' adı altında ucuz iş gücü olarak kullanıldı.

Eğitim yoksulluğu

BirGün'den Kayhan Ayhan'ın haberine göre, Türkiye, OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda ilk sırada yer alıyor. Pek çok öğrenci açlık sınırında yaşamakta ve bazıları okula kahvaltı yapmadan veya okulda yemek yemeden günü tamamlamak zorunda kalmakta. Aileler temel besin maddelerini bile karşılayamaz hale gelmiş durumda.

Artan şiddet ve öğretmenlere yönelik tehditler

Öğretmenlere yönelik şiddet vakaları da endişe verici boyutlara ulaştı. İstanbul Eyüp'te bir özel okulda öğretmen İbrahim Oktugan, öğrencisi tarafından öldürüldü. Öğretmenler üzerindeki baskı ve itibarsızlaştırma çabaları, AKP iktidarı döneminde daha da arttı.

Öğretmen atamaları ve sözleşmeli çalışma koşulları

Öğretmen açığı ve yetersiz atamalar ciddi bir problem olmaya devam ediyor. MEB'e göre, Türkiye'de resmi öğretmen açığı 68 bin olarak kaydedilmiş, ancak atanmayı bekleyen öğretmen sayısı yüz binleri buluyor. Özellikle özel okullarda çalışan öğretmenlere asgari ücret dayatması yapılmakta.

Müfredat ve gerici uygulamalar

Müfredat değişiklikleri, laik ve bilimsel eğitim yerine 'milli ve manevi değerler' vurgusuyla dolduruldu. Anadilde eğitim imkanlarının kısıtlanması ve dini vakıfların eğitim sistemine olan müdahalesi, laik eğitim sistemini tehdit eden unsurlar arasında yer alıyor.

Eğitim Sen ve Veli-Der gibi eğitimci dernekler, mevcut eğitim politikalarının öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin haklarını gasp ettiğini ve eğitimi metalaştırdığını vurgulayarak, acil değişiklikler yapılması çağrısında bulunuyor. Eğitimde yaşanan sorunların çözümü için müfredatın geri çekilmesi ve kamusal, laik, bilimsel bir eğitim anlayışının tekrar tesis edilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.