Uluslararası Helal Akreditasyon Forumu açılışında konuşan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, farklı ülkelerde verilen Helal belgelerinin tanınmasında bir birliktelik olmadığını belirterek, “Helal ürünlerin denetim altında dolaşabilecekleri serbestçe bir ‘helal Schengen’ veya ‘helalgen’ ağı oluşturmanın vakti geldi de geçiyor” dedi.
Forumun helal akreditasyonda İslam ülkeleri arasındaki ticareti kolaylaştıracak mekanizmaların hayata geçirilmesi bakımından bir milat olacağını kaydeden Bağış, helal kesim, üretim ve denetim konularındaki cehaletin İslam aleminin kanayan yaralarından biri olduğunu söyledi.
Helal-haram dengesinin davranıştan iş yapma kapasitesine kadar hayatın her alanını etkilediğine vurgu yapan Bağış, “Unutmamalıyız ki helal ile haramın arasındaki farkın bilinmesi sadece bizim adımıza değil gelecek nesillerimizin selameti adına da çok önemlidir. Kendi elimizle kendi dinimizin, kendi kültürümüzün düşmanlarını yetiştirmeyelim değerli kardeşlerim. Üzüntüyle müşahede ediyoruz ki son zamanlarda çoğunluğu Müslüman olan ülkeler veya Müslüman nüfusa sahip ülkelerde verilen helal belgelerinin tanınması noktasında bir birliktelik yok” diye konuştu.
İslam dünyasının arasına sızmış olan ayrılık ve parçalanmışlık halinin helal belgelendirme alanında da kendini açıkça gösterdiğini belirten Bağış, “Birimizin yediğini başkası kabul etmezken, birimizin kestiğini bir başkası reddederken böyle kardeşlik olabilir mi? Helal akreditasyon konusunda İslam aleminde birlikteliğin sağlanması, Müslüman ülkeler arasında ticaretin geliştirilmesi ve yeni iş sahalarının doğması için bir sıçrama tahtası olacaktır” dedi.
'Helal Schengen ağı oluşturma vakti geldi'
Helal ürün ve belgelendirme konusunda 1,2 trilyon dolar olan pazarın, harici ürünlerle birlikte 3 trilyon dolarlık bir pazar olacağını kaydeden Bağış, “Helal ürünlerin denetim altında dolaşabilecekleri serbestçe bir ‘helal Schengen’ veya ‘helalgen’ ağı oluşturmanın vakti geldi de geçiyor” ifadelerini kullandı.
İslam dünyasının en büyük sıkıntısının mal, mülk, petrol olmadığınını altını çizen Bağış, yaşanan sıkıntının kardeşlik dili, empati ve adalet olduğunu söyledi.
