Gündem

Efeler madene karşı; Yatağan Termik Santrali, Turgut mahallesine dayandı!

"Burada doğduk. Kısmen de olsa temiz havası olan buralar kaldı"

29 Ağustos 2017 11:09

Muğla'daki Eskihisar ve Yeşilbağcılar mahallelerini içine alan Yatağan Termik Santralı’nın maden sahası, 2 bin nüfuslu Turgut’a dayandı. Turgutlular, Turgut Yardımlaşma, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği çatısı altında santrale karşı mücadele başlattı. 

BirGün'den Serbay Mansuroğlu imzasıyla yayımlanan izlenim haber şöyle:  

Bir tarafta iş makineleri yaşamı yok ederek ilerliyorken diğer tarafta arkeologlar tarihi kalıntıları, çocuk mezarlarını gün yüzüne çıkarma uğraşı içerisinde. Burası Yatağan Termik Santralının maden sahası…

Eskihisar ve Yeşilbağcılar’ı yutan Yatağan Termik Santralı’nın maden sahası 2 bin nüfuslu Turgut’a dayandı. Turgutlular, şimdi Turgut Yardımlaşma, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği çatısı altında yaşam alanlarını koruma mücadelesi başlattı. Bölgeye gittik ve ‘Girmek yasaktır’ yazılan alana girdik. Bir yandan iş makineleri çalışıp kömür için alanı kazıyor, diğer yandan arkeologlar tarihi kalıntıların, çocuk mezarlarının bulunduğu antik kenti ortaya çıkarmak için çalışıyor.

Adres Muğla. Yani Fethiye, Marmaris, Bodrum… Ünü dünyaya yayılmış bir kent. Kentin tam ortasında Yatağan Termik Santralı.

Yatağan Termik Santralı, yaşamı yok ederek kirli enerji üretmeye devam ediyor. Santralın ihtiyacı olan linyit kömür yakıtı için kazılan alan önce Eskihisar Beldesi, ardından Yeşilbağcılar’ı bitirdi. Şimdi de sırada Turgut mahallesi var.

61 yaşındaki Tayyibe Demirel’in ifadesiyle, “Güzel ülkemin en güzel köşesindeki kentini yok ediyorlar.”
Yatağan’da 1982’de kuruluyor santral. O dönem günlük 14 bin tonu aşkın kömür yakıyor. Kapasite arttıkça kömür ihtiyacı artıyor. Bölgede önce kızılçam ormanları etkileniyor.

1984’te Yatağan Orman İşletme Müdürlüğü, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanlığı’na başvurup 3-60 yaş arasındaki kızılçam ağaçlarının gördüğü zararın tespitinin araştırılmasını talep ediyor.

Hava kirliliği raporu

Türk Tabipleri Birliği, 2000 yılında Yatağan’da Hava Kirliliğinin Değerlendirilmesi Raporu isimli bir rapor hazırlayarak hava kirliliğinin sağlık üzerine etkilerine dikkat çekiyor.

Çevre örgütleri ve bölge sakinleri bu süreçte yaşamları için çeşitli mücadeleler veriyor. 2013 yılında santralın kapatılmasını beklerlerken bir yıl sonra 2014 yılında santral maden sahasıyla birlikte özelleştiriliyor. Bereket Enerji, 630 MW’lık kurulu güç için bölgede yaşayanların ‘ölüm çukurları’ dediği maden sahalarını kazmaya devam ediyor.

Medeniyetler beşiği

Turgut Yardımlaşma, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği altında buluşan yurttaşların başlattığı mücadeleyi görmek için bölgedeyiz. Anlatılana göre, Muğla Yatağan Turgut mahallesi Lagina kutsal alanı nedeniyle uzun zaman Leyne olarak anılmış. Daha sonra burada doğan Turgut Reis'in doğum yeri olması sebebiyle adı Turgut olarak değiştiriliyor. Turgut, dünyaca ünlü ressam Osman Hamdi Beyin konağının yanı sıra bir çok medeniyete de yakınlığı ile dikkat çekiyor.

Dernek Başkanı Kazım Erol, “Burada doğduk. Kısmen de olsa temiz havası olan buralar kaldı. Burayı savunmak istiyoruz” diyor.

İstanbul’dan kaçıp geldik ama…


Bölge ziyaretimize eşlik eden isimlerden Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Üyesi Neşe Yüzak, bölgenin güneş enerjisi üretimi için uygunluğuna dikkat çekiyor.Yüzak, “Sadece Yatağan Termik Santralı değil. Bölgede birçok rant projesi var. Benim çocukluğum İstanbul Beşiktaş’ta geçti. Yıldız Parkı’nda oynayarak geçti o çocukluk yılları. İstanbul’u bitirdiler. Kalkıp buralara geldik. Şimdi de buralar tehdit altında. Artık bu anlayışın sona ermesi gerekiyor” diye belirtiyor.

***

Radyasyon sınırın üstünde 


Ege Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü araştırmaları Yatağan’ın 50 köyünden 34’ünde radyasyon miktarının insan sağlığının kabul edebileceği sınırların çok üzerinde olduğunu tespit etti. Küllerin atıldığı bölgelerdeki yeraltı suları ise normalden 19 kat daha fazla radyasyon içeriyor. Son yıllarda üzeri toprakla örtülen ve ağaçlandırılmaya çalışılan kül dağlarının sulanarak ıslatılmasıyla bir açıdan iyileşme sağlandıysa da, bu kez de küllerin içinde bulunan çeşitli zararlı maddelerin yeraltı sularına karışarak besin zinciri yoluyla hayvan ve insanlara zarar vermesi tehlikesi baş gösterdi.

***

Köstebek gibi altımızı kazmasınlar

Tayyibe Demirel: Burada doğdum, burada yaşıyorum. Turgut eskiden beldeydi. Sonra büyükşehir düzenlemesiyle mahalle olduk. Beldemiz uzun yıllar tütüncülükle ayakta kaldı. Ekonomik olarak daha varlıklıydık. Çığrış bağrış burada bir canlılık vardı. Şimdi yaşamaya hakkımız yokmuş gibi davranılıyor. Gençler çekip gitti. Ağırlıkta yaşlılar kaldı. Şimdi son ekonomik kaynaklarımız zeytinliklerimizin olduğu alanı bizden almak istiyorlar. Cennet gibi köyümüz var. Dağ eteğinde bir yerdeyiz. Yaşam alanımızı bize bıraksınlar. Enerji üreteceğiz diye altımızı köstebek gibi kazmasınlar. Enerji lazımsa güneş enerjisi yapsınlar, bize yeter.

***

Birinci derece zarar gören adresler


1.TURGUT
2.YEŞİLBAĞCILAR
3.YENİKÖY
4.ŞAHİNLER
5.KÖKLÜK
6.ESKİHİSAR
7.KAPUBAĞ
8.BOZÜYÜK
9.BAĞYAKA
10.GÖKPINAR
11.BAHÇEYAKA
12.PAŞAPINARI
13.SALİHPAŞALAR
14.KAFACA
15.ÇAYBÜKÜ