Ali Can ZERAY/EDİRNE, (DHA)- EDİRNE\'de Tunca ve Meriç nehirlerini bir gerdanlık gibi saran, Osmanlı medeniyetinin görkemini gözler önüne seren tarihi taş köprüler, kenti ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Edirne Kültür ve Turizm İl Müdürü Ahmet Hacıoğlu, tarihi köprülerin hepsinin ayrı bir hikayesi olduğunu belirterek, \"Fatih Sultan Mehmet, fetih planını yaptıktan sonra Tunca Nehri üzerindeki Fatih Köprüsü\'nden geçerek İstanbul\'u fethetmeye gitti. Kanuni Köprüsü de Hürrem Sultan\'ın özelikle Kanuni\'yi üzerinde gözyaşları ile beklediği köprüdür\" dedi.
Osmanlı İmparatorluğu\'na 88 yıl başkentlik yapan Edirne\'de Tunca ve Meriç nehirlerini bir gerdanlık gibi saran tarihi taş köprüler, ihtişamlarını günümüzde de koruyor. Tunca ve Meriç köprüleri ile Bizans döneminde yapılıp, 1900 yıllarında yıkılmasının ardından dönemin Osmanlı Padişahı 2\'nci Abdülhamid tarafından onarılan, Gazimihal ve Yıldırım köprüleri, yüzyıllardır ayakta duruyor. Her tarihi taş köprünün ise ayrı bir hikayesi var.
Fatih Köprüsü\'nü, Sarayiçi\'nde bulunan Fatih Sultan Mehmet, İstanbul\'un fethi öncesi Tunca Nehri\'ni geçmek için kendi adına yaptırdı. İstanbul\'u fetih yolunun önünü açan Fatih Köprüsü\'nün hemen karşısında bulunan Kanuni Köprüsü ise Osmanlı padişahlarının eşleri arasında adından en çok söz ettiren Hürrem Sultan\'ın, Kanuni Sultan Süleyman\'ın seferden dönmesini gözyaşları dökerek beklediği köprü. Meriç Nehri üzerinde bulunan dönemin padişahı Abdülmecit tarafından yaptırıldığı için Mecidiye Köprüsü olarak da anılan Meriç Köprüsü, padişahların seyir terasında güneş batımını izlediği en iyi yer olarak ziyaretçilerin dikkatini çekiyor.
Edirne Kültür ve Turizm İl Müdürü Ahmet Hacıoğlu, kentte bulunan taş köprülerin, Bizans ve Osmanlı medeniyetlerin en önemli izlerini taşıdığını belirtti. Hacıoğlu, \"Köprüler medeniyet göstergesidir. Edirne bu konuda Bizans ve Osmanlı medeniyetlerin en önemli izlerini taşımaktadır. Tunca ve Meriç nehirleri üzerine inci gibi dizilen, adeta bir gerdanlık misali saran köprüler 10 tanedir. Bunlardan en önemlisi Gazimihal Köprüsü\'dür. Aslında Bizans medeniyetinin izleri üzerine Osmanlı medeniyetinin oluşturduğu bir köprüdür. 1402 yılında Gazimihal Bey tarafından yapılan bir köprüdür. Halk arasında Taş Köprü de denir, 1900 yıllarında 2\'nci Abdülhamid\'in tamir ettirmesinden dolayı, Hamidiye Köprüsü de olarak da adı geçen bir köprüdür. Bu köprü, Edirne\'deki köprüler arasında en önemli olan köprüdür. 1980 yılının ilk aylarına kadar, Türkiye\'den Avrupa\'ya giden bütün gurbetçilerin üzerinden içlenerek geçip gittiği, geldiğinde de özlemle Türkiye\'yi kucakladığı bir köprüdür\" dedi.
FATİH VE KANUNİ KÖPRÜSÜ
Edirne\'deki tarihi taş köprülerin ayrı bir hikayesinin olduğuna vurgu yapan Hacıoğlu, \"Kanuni Köprüsü, Hürrem Sultan\'ın özelikle Kanuni\'yi üzerinde gözyaşları ile hasretle beklediği köprüdür. Kanuni Köprüsü Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Fatih Köprüsü yapıldıktan sonra Tunca Nehri geçilip İstanbul\'un fethi gerçekleşti. Fatih Köprüsü, Edirne Saray\'ının en önemli bileşenlerinden biridir. Fatih Sultan Mehmet İstanbul\'u fethetme planlarını bitirdikten sonra bu köprü üzerinden İstanbul\'u fethetmeye gitti. Hikayesi olmayan hiç bir köprü yoktur, ama dediğim gibi köprüler bir medeniyet göstergesidir, Bizans\'tan Cumhuriyet tarihine kadar gelen\" diye konuştu.
Edirne\'de Tunca Nehri üzerinde bulunan Saraçhane Köprüsü ile Yalnızgöz köprüleri dönemin Edirne Sarayı\'na geçişi sağlarken, Tunca Köprüsü de kentte 5 bin kişinin yaşadığı Karaağaç Mahallesi\'ne geçişleri yüz yıllardır sağlıyor. Bulgaristan\'a açılan Kapıkule Sınır Kapısı yolu üzerinde Fil Deresi üzerinden geçişleri sağlayan Osmanlı döneminde yapılan Kazan Köprüsü\'nün 7 yıl önce toprak altından çıkarılmasıyla kentte tarihi taş köprü sayısı dokuzdan, 10\'a çıktı. Edirne\'nin Uzunköprü ilçesinde de dünyanın en uzun ve en geniş taş köprüleri arasında, UNESCO\'nun da geçici Kültür Mirasları Listesi\'nde bulunan Uzunköprü bulunuyor.
FOTOĞRAFLI