T24 Haber Merkezi
Edirne Valiliği tarafından başlatılan 'Tarihi Konakları İhya' projesi kapsamında, kentteki tarihi konakların restorasyonu sürüyor. Sabuni Mahallesi'nde 19'uncu yüzyıldan kalma bitişik durumdaki iki konağı restore ettiren esnaf Aydın Doğan, "Turizme katkısı olacağına kesinlikle inanıyorum. Edirne'nin müzesi var, saraylarımız var, konaklarımız var. Neden bir Safranbolu olmasın ki burası? Neden bir Eskişehir olmasın burası yani?" dedi.
Edirne Valiliği, 2018 yılında 'Altın Üçgen' olarak adlandırılan Selimiye, Eski Cami, Üç Şerefeli Cami ve Kaleiçi'ndeki konakların da bulunduğu 'Tarihi Konakları İhya' projesi başlattı. Bu kapsamda, birden fazla mirasçısı olan ve restorasyon konusunda Anıtlar Kurulu'na takılan 463 konak tespit edildi. 123 konağın metruk olarak belirlenip, restore edilmesi için mülk sahiplerine tebligat gönderildi.
Konakların ihyası için sahiplerinden valiliğe satmaları, kendileri onarmak isterlerse proje desteği verileceği, devredilen konakların onarımdan sonra 25-30 yıl kullanma hakkının da valiliğe verilmesi gibi 3 ayrı seçenek sunuldu.
Proje kapsamında 3 kişi konağını valiliğe hibe etti, 9 konak sahiplerinden satın alındı, diğer konakların sahipleri ise başvuruda bulunmadı. Bu zamana kadar 3 konak, sahipleriyle '20-30 yıllığına hibe' anlaşması programıyla onarılarak müze, konukevi ve kamu binası olarak kullanılmaya başlandı.
Proje yeniden canlandırıldı
Edirne Valisi Yunus Sezer, geçen yıl ağustos ayında göreve başlamasının ardından tarihi konaklarla ilgili projeyi canlandırmak için 'Kaleiçi ve Saraçlar Caddesi Sokak Sağlıklaştırma Projesi'ni başlattı. Projeyle eş zamanlı olarak kentteki iş insanlarıyla bir araya gelen Vali Sezer, tarihi konakların restorasyonu konusunda destek istedi.
"Bizim de payımız olsun isterdik"
Söz konusu iş insanlarından, esnaf Aydın Doğan, Sabuni Mahallesi'nde 19'uncu yüzyıldan kalma konağı devralarak restore ettirmeye başladı.
Konuyla ilgili bilgi veren Doğan, tarihi yapının uzun yıllar ayakta durmasına rağmen, yıkılma noktasına geldiğini belirterek, "İki konak var yan yana ve yapısal durumlarından dolayı, maddi imkansızlıklardan dolayı terk edilerek, Çevre Şehircilik Vakfı'na devredilmiş. Çevre Şehircilik Vakfı da bize böyle bir teklifte bulundu; 'Böyle bir konakla şehre katkınız olmasını ister misiniz? Böyle bir yapının içinde olmak ister misiniz? Böyle bir oluşumun içinde olmak ister misiniz?' dendi, biz de kabul ettik.
Biz sadece kendimiz gönüllü olarak böyle bir yapının içinde, böyle bir yapılaşmanın içinde bizim de bir payımız olsun istedik. Yarın öbür gün, 30 sene sonra geçerken burası tefriş edildi, düzenlendi denmesi bizim için onur kaynağı olacak" diye konuştu.
"Tarihi yapı olduğu için yıkmadan, tek tek sökerek ilerliyoruz"
Konağın restorasyonunu 15 ayda bitirmeyi hedeflediklerini söyleyen Doğan, "Yaklaşık buranın resmi süresi Anıtlar Kurulu ve Çevre Şehirciliği'nin bize vermiş olduğu süre 18 ay gibi bir süre. Bu 18 aylık sürede biz öyle tahmin ediyoruz ki 15 ayın sonunda burayı halka açmayı ve görsel olarak artık herkesin görebileceği bir boyuta getirmeyi düşünüyoruz. 15'inci ayın sonunda büyük bir ihtimal, bir terslik olmazsa sizlerin daha net görebileceği bir yapı çıkacak, mimarı çıkacak. Her şey aslına uygun restore edilecek.
Bu binanın hepsi komple yıkılacak. Ama tarihi bina olduğu için biz tabii parçaları sökerek gidiyoruz. Sökerek gittiğimiz için çok uzun sürüyor. İçerisinde ahşap oyma işçilikleri var, tavan süsleme işçilikleri var, kalem işçilikleri var. Bunlar hep Osmanlı dönemine ait, bugüne kadar gelen o günün tarih sanatını, toplumsal figürleri ortaya koyan bir yapı durumu var içeride. Hepsini aslına uygun tekrar restore edileceği için hepsini sökerek gidiyoruz" şeklinde konuştu.
"Butik otel olarak düşünüyoruz"
İki konağı, tek bir yapı haline getirip, butik otel olarak açacaklarını dile getiren Doğan, "Tabii bu proje çevre şehircilik tarafından onaylandığı için, Anıtlar Kurulu tarafından onay gördüğü için biz bu iki konağı tek konak haline getireceğiz. Düzenini bozmadan, altta işletme geçişi yapılacak, merdiven geçişi yapılacak. İki konağı tek konak olarak nasipse bizim plandaki projemizdeki hayata geçirme şeklimiz bu şekilde olacak.
Konaklarımız yüzde 90 ahşap yapı olduğu için burasını bir ciğerci işletmesi yapma imkanımız yok. Böyle bir konakta bunu yapamayız yakarız ortalığı. Çünkü ahşap olduğu için en ufacık bir yüksek ateşte koruma şansı çok zor olur. Biz de tabii aslına uygun restore edeceğimiz için Osmanlı odaları gibi düşünerek 11 oda hizmete sokmayı düşünüyoruz burayı, butik otel gibi düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
"Edirne neden bir safranbolu olmasın?"
Devam eden ihya projesinin turizme katkı sağlayacağını da belirten Doğan, "Zaten Edirne'miz takdir edersiniz ki Osmanlı'ya 90 sene başkentlik yapmış bir şehir olarak görünüyor. Turizme katkısı olacağına kesinlikle inanıyorum. Ciddi derecede bu konularda yatırımlarımız var. Edirne'nin müzesi var, saraylarımız var, konaklarımız var. Neden bir Safranbolu olmasın ki burası? Neden bir Eskişehir olmasın burası yani?
Safranbolu evleri Edirne evlerinden çok mu matah yani? Ama projeye girdiği zaman bence insanların sırf Kaleiçi evrelerinde bir gecelik konaklama yapmak için bile gelebileceklerini düşünüyorum. Oradaki bütünleşmenin, işte sosyalleşmenin bence çok faydalı olacağını düşünüyorum Edirne'ye. Yani bu konuda bütün yatırımcıların bence yabana atmaması lazım. Ona göre Edirne'ye destek çıkıp bu tür şeylere yatırımcı olmalarını buradan davet ediyorum" dedi.(DHA)