Sağlık

Eczacılar mitingde haykırdı: Artık yeter

Türk Eczacıları Birliği (TEB) Genel Başkanı Erdoğan Çolak, eczacıların sıkıntılarının çözümlenmesi için yapılan mitingin bir son değil başl

21 Aralık 2008 02:00

Türk Eczacıları Birliği (TEB) Genel Başkanı Erdoğan Çolak, eczacıların sıkıntılarının çözümlenmesi için yapılan mitingin bir son değil başlangıç olduğunu belirterek, "Hepimiz daha büyük mücadelelere hazırız. Karşımızda duranlar, bizi duymayanlar da bundan böyle hazır olsunlar.

Çünkü bizler, bunu durdurana kadar durmayacağız" dedi. TEB tarafından Türkiye genelindeki 51 eczacı odası ile birlikte, eczacıların yaşadığı sıkıntıları dile getirmek için Kolej Meydanı'nda miting düzenlendi. Mitinge, Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık Sosyal Hizmet
Emekçileri Sendikası (SES), Türk Hemşireler Derneği ve Devrimci Sağlık-İş başta olmak üzere çok sayıda sendika, sivil toplum kuruluşu, meslek örgütleri ve eczacı katıldı.

TEB Genel Başkanı Çolak, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından, mitingde yaptığı konuşmada, eczacıların sorunlarını uzun zamandır çeşitli platformlarda dile getirdiklerini ve hükümet yetkililerine seslerini duyurmak için bugün bir kez daha toplandıklarını söyledi.

Alanlara "Her birimizin ama dahası çocuklarımızın sağlık ve yaşam hakkı için çıktıklarını"
dile getiren Çolak, "Bugün burada olanlar yanı başınızdaki sağlık danışmanınız. Bu alanları dolduranlar, ülkenin dört bir yanına dağılmış, en ücra köşelerde dahi kesintisiz ve sürekli sağlık hizmeti sunanlar" diye konuştu.

Çolak, bugüne kadar dertlerini anlatmak için çok çaba sarf ettiklerini ifade ederek, "Sözümüzü masalarda dinlemediyseniz bu alandan dinleyeceksiniz! Bıçak kemiğe dayandı. Yeter" dedi.

‘Krizin bedelini ödemeyeceğiz’

"Yollar yürüyerek aşınmaz diyorlar. Yolların yürümeden aşınma ihtimali yoktur. Biz o yolları aşındırana kadar yürüyeceğiz. Kulakları pas tutmuş olanlar artık duysun, ısrarla anlamayanlar artık anlasın" diyen Çolak, şunları kaydetti:

"2004'ten bu yana atılan adımlar, 'Sağlıkta Dönüşüm'le birlikte tüm sağlık sistemini hasta hale getirdi. Krizinizin bedelini de ödemeyeceğiz, hastalarımıza da ödettirmenize izin vermeyeceğiz.

Bize dört yıldır haksız yere bedel ödetiyorlar. Şirketler karlarına kar katarken, emeğiyle geçinen eczacının ekmeğine göz dikiyorlar. Bizler, kamu kurum ıskontosu kamburunu üzerimizden atmadan bu meydanlardan inmeyeceğiz. Sözler veriliyor, tutulmuyor, imzalar atılıyor, gereği yerine getirilmiyor. Soruyorum, biz bu ülkenin bakanlarına da güvenemeyeceksek kime güveneceğiz? Artık 'yapacağım' demelerine inanmıyoruz, yapmadıkça da inanmayacağız. İcraat istiyoruz. Bu kambur 'ya gidecek, ya gidecek!"

Çolak, sağlık hizmetlerinde uygulanan ücret politikasını da eleştirerek, "Bu ülkede sağlık hizmeti ücretsiz mi? Sizden muayene ücreti almaya cesaretleri bile yok. Sağlık hizmetinin ücretini eczacılara aldırıyorlar. Böyle bir tek ülke daha söyleyin bana?" diye sordu.

Son 4 yıldır eczacıların "tahsildar" olarak görev yaptığını öne süren Çolak, tahsildarlık değil sağlık danışmanlığı yapmak için eğitim gördüklerini kaydetti. Çolak, "Kriz var diyorlar, ilaçta tasarruf yapıyorlar. Tasarrufu hastalarımızın ve bizim cebimizden yapıyorlar. Cebimizden aldıklarını da sermayenin ve IMF'nin cebine koyuyorlar. Biz artık sağlık sisteminin finansal yükünü çekmeyeceğiz" dedi.

‘Avans uygulaması ölüm-kalım meselesidir’

Çolak, eczacıların 24 saat kesintisiz sağlık hizmeti verdiğini ancak Sosyal Güvenlik Kurumu'nun reçete onay sisteminin ayda 10 gün çalışmadığını iddia ederek, şunları söyledi:
"Önce teknolojik sistemleri 24 saat açık tutsunlar. Eczacı kaynaklı olmayan hataların bedelini yine eczacılar ödüyor. Bu konuda kısmi, geçici değil, gerçek çözüm bekliyoruz.

Sağlıkta dönüşümün yeni bir uygulaması da avans ödemesi. Avans demek, her iki eczaneden birinin kapanması demek. Bu da sağlık hizmetinin aksaması, hastanın ilaca ulaşamaması demek. Avans uygulaması bizler için ölüm-kalım meselesidir. Biz ilaç şirketlerine avans verip ilaç almıyoruz. Biz hastaya ilacın yarısını peşin, yarısını tedavisi bittikten sonra vermiyoruz. Biz çalışanlarımıza, elektrik idaresine, vergi dairesine avans vermiyoruz."

‘Şirketleşmenin önü açılıyor’

Eczacıların, uygulamalarda yapılan değişiklikleri takip etmekte zorlandıklarını belirten Çolak, "Bilgisayar başında saatte bir değişen uygulamaları kontrol etmekten yorulduk" dedi. "Günübirlik tedavi" hizmetini de eleştiren, böyle bir uygulamanın Türkiye'den başka hiçbir ülkede olmadığını ileri süren Çolak, şöyle devam etti:

"Bu uygulama biz de niye var? Özel hastaneler karlarına kar katabilsinler diye var. Ardından reçete dağıtım sistemimiz kaldırıldı. Niye? Rekabete aykırıymış. Eşit reçete dağıtım sistemi bu ülkenin, bu halkın sağlık sigortasıdır.

Sağlıkta rekabet olmaz. Bu rezaleti durdurun. Rekabet Kurulu ya da başka birisi televizyonlarda ilaç pazarlamaya girişirse, dünyayı başınıza toplayacağız. Bilsinler ki abartmıyoruz, yalın bir gerçeği ifade ediyoruz: İlaçta reklam ve rekabet öldürür! Bu kararı verenler, haksız rekabet yapanlara, yolsuzluk yapanlara hizmet ediyorlar, halk sağlığına değil, bütçeye değil.

Eczacıya hırsız muamelesi yapıyorlar. Devlet bizden faturasız ilaç mı alıyor ki vergi kaçıralım? Türkiye'de 15 milyon kayıt dışı işçi çalışıyor biliyor musunuz? O vergileri de mi eczacılar kaçırıyor? Türkiye'de vergilerin yüzde 70'i emekçilerden alınıyor. Refahın yüzde 20'si emekçilere paylaştırılıyor, biliyor musunuz?"

TBMM'de yarın sağlık bütçesinin görüşüleceğini hatırlatan Çolak, "Kimse sağlık bütçesini artırma peşinde değil. Eczacılık yasasını değiştirip, alanı büyük sermayeye açma peşindeler. Büyük sermaye grupları bugün hastane satın alıyor, yarın eczane satın almaya başlayacak. Eczacı-eczacı ortaklığı, eczanelerin şirketleşmesinin, tek elde toplanmasının ve el değiştirmesinin önünü açıyor. Korkumuz o ki, o eller eczacının elleri olmayacak! Türkiye'nin büyüyen ilaç pazarındaki payını artırmak isteyen çok uluslu şirketlerin elleri olacak. Biz eczaneyi ticarethaneye çevirmelerine izin vermeyeceğiz" diye konuştu.

‘Bu miting bir son değil, başlangıç’

Bugün yapılan mitingin son değil, başlangıç olduğunu ifade eden Erdoğan Çolak, sözlerini, "Meslek hakkımızı elimizden almaya çalışıyorlar, izin verecek misiniz? sağlık hakkımızı elimizden alıyorlar, izin verecek misiniz? Yaşam, meslek ve sağlık hakkımızı elde edene kadar susacak mıyız? Hepimiz daha büyük mücadelelere hazırız! Karşımızda duranlar, bizi duymayanlar da bundan böyle hazır olsunlar. Çünkü bizler, bunu durdurana kadar durmayacağız. Yolumuz açık olsun!" diye tamamladı.

Notlar

Mitinge, CHP İstanbul milletvekilleri Çetin Soysal ve Sacid Yıldız, CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel, CHP Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazar, DSP Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli ve DTP Siirt Milletvekili Osman Özçelik de katılarak, eczacılara destek verdiler.

Mitingde, "IMF sağlıktan elini çek", "Kömür bedava, sağlık parayla", "Sermaye defol, eczaneler bizim" sloganları atılırken, "Karartmanın sonu kapatmadır", "İlaç eczane dışında ve reklamla satılamaz" ve "İlaç alım protokolü kölelik anlaşmasıdır" yazılı pankartlar açıldı.
Bu arada, polis arama noktasında, Fatih Kara isimli bir vatandaşın tabanca taşıdığı tespit edildi. Astsubay olduğunu belirten, ancak üzerinden askeri kimlik ve ruhsat çıkmayan Kara, karakola götürüldü.

Öte yandan, miting devam ettiği sırada, hasta taşıyan bir ambulans miting alanına girdi. Mitinge katılanlar, TEB Başkanı Erdoğan Çolak'ın uyarısı üzerine ambulansa yol verdi.
İstanbul, Ankara ve Uşak eczacı odaları başkanlarının konuşmasının ardından miting sona erdi.

(AA)