Politika

Ecevit'in kabri taşınmamalı

Takvim Gazetesi yazarı Çetingüleç'ten tartışılan yorum: "Ecevit'in kabri taşınmamalı. Çünkü dinen sakıncalı"

19 Ağustos 2008 03:00

Devlet Mezarlığı Tesisi, Yönetimi, Bakım ve Onarımı Yönetmeliği'nde yapılan bir değişiklikle, Rahşan Ecevit'in, Bülent Ecevit'in Devlet Mezarlığı'nda olan kabrini Gölbaşı'na taşımasına olanak sağlandı. Ancak, din adamları böyle bir taşımaya karşı.

Rahşan Ecevit istedi yasa değiştirildi
Eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in vefatının ardından Devlet Mezarlığı Hakkında Kanun'da değişiklik yapılmıştı. Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanları ve Cumhuriyet'in kuruluşuna hayat veren Atatürk'ün en yakın silah arkadaşları olan Kurtuluş Savaşı komutanlarının yanı sıra başbakanlar ve TBMM başkanlarının da Devlet Mezarlığına defnedilmesine olanak tanıyan yasa değişikliğinin ardından Ecevit, Devlet Mezarlığı'na defnedilmişti. Söz konusu kanundaki ilgili yönetmeliğe, önceki gün de, ''Devlet Mezarlığı'na defnedilecekler hakkında kendisinin vasiyeti veya ailesinin talebi üzerine bu Yönetmelik hükümleri uygulanmayabilir'' maddesi de eklendi ve Resmi Gazete'de yayımlandı. Bu son değişikliğin Rahşan Ecevit'in isteği üzerine yapıldığı ileri sürüldü. 

Rahşan Ecevit, öldükten sonra eşiyle aynı mezarlıkta, yan yana yatmak istediğini söylüyordu. Bu nedenle, eşi Bülent Ecevit'in Devlet Mezarlığı'ndaki kabrinin Gölbaşı'ndaki aile mezarlığına taşınmasını istiyordu. 

Takvim Gazetesi yazarı Mehmet Çetingüleç, bugünkü köşesinde, bu konuyu irdeliyor ve 'zorunlu haller dışında' mezar taşımanın dinen sakıncalığı olduğunu yazıyor. İşte Çetingüleç'in 'Din adamları Ecevit'in nakline karşı' başlıklı yazısı: 


Ecevit'in mezarı Gölbaşı'na mı taşınacak?
İki gündür "sakin siyaset gündemi" içerisinde kendisine yer edinen konulardan biri de bu.
Devlet Mezarlığı Tesisi, Yönetimi, Bakım ve Onarımı Yönetmeliği'nde "Rahşan Hanım'ın isteği" üzerine yapılan değişiklik, Bülent Ecevit'in kabrini bir başka yere taşıma yolu açıyor.
Peki buna gerek var mı?
***
Rahşan Ecevit, "Ben öldükten sonra Bülent'le bir arada olmak istiyorum. Bu da benim en doğal hakkım" diyor.
Mezarlığın naklini bunun için istiyor.
Ama başka bir yol daha var.
O da vefatından sonra Rahşan Hanım'ın da Devlet Mezarlığı'na gömülmesi.
Ecevit'in yanı başına.
Bu konuda devletin tüm yetkilileri yardıma hazır.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "Sevenleri ayırmayız. Üzerimize ne düşüyorsa yaparız" dedi.
Başbakan Erdoğan başsağlığı ziyareti sırasında "İleride mezarla ilgili bir talebiniz olursa karşılarız" demiş.
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de yardım sözü vermiş.
Daha ne olsun?
***
Bülent Ecevit'e ebedi uykusunda rahatsızlık vermeden, zamanı geldiğinde yanına uzanıp "ölümsüz aşk"ı sembolize etme imkanı varken, mezarı taşımaya kalkmanın bir çok sakıncası olacak gibi görünüyor.
Öncelikle kamuoyu tepki gösterecektir hiç kuşkusuz.
Ecevit'in cenaze töreninde arkasından yürüyen yüzbinler bu karara üzülecektir.
Sonra "nakil" meselesinin dini boyutu var.
Bakın din adamları şimdiden tepki göstermeye başladı.
Mehmet Nuri Yılmaz.
Ecevit'in Diyanet İşleri Başkanı.
Çok sevdiği, hatta partisinden milletvekili yapmak istediği bir isim.
"İslam fıkhına göre, mezarlıktan yol geçmesi, şehir merkezinde kalan mezarlığın yerinden taşınması gibi bir zorunluluk halinde taşıma yapılabilir. Üstelik taşıma yapılması için mezarın en az 7-8 yıllık olması gerekir" diyor.
***
Bir başka saygın din alimi.
Diyanet İşleri eski Başkanı, kapatılan RP'nin milletvekili Lütfü Doğan:
"Mezarlığın bulunduğu toprağın düşman işgali altında olması, bir başka devlette bulunması veya adli gereklilik halinde taşıma yapılabilir."
***
Peki "nakil" için dinen öngörülen şartların hiçbiri oluşmadığı halde, mezarı taşımaya kalkışmak, toplumda nasıl karşılanır?
Bunu hiç düşündünüz mü?
Bülent Ecevit; Hükümet kararıyla, büyük bir sevgi seli altında Devlet Mezarlığı'na taşındı.
İyi korunan, bakımı yapılan, halka açık bir mezarda uyuyor.
Ama ortalama 6 ayda bir "taşıma" haberi çıkıyor.
Bu haberleri okuyan, duyan insanların ilk tepkisi ne oluyor biliyor musunuz?
"Lütfen mezarda huzur verin..."