Gündem

Hayata Dönüş davasının hâkimi duruşmada uyuya mı kaldı?

Ümraniye Cezaevi’ndeki olaylarla ilgili 267 askeri personelin yargılandığı davanın son duruşmasında mahkemenin üye hâkimi uyuyakaldı.

18 Mart 2012 08:25

 

T24 - Ümraniye Cezaevi’ndeki olaylarla ilgili 267 askeri personelin yargılandığı davanın son duruşmasında mahkemenin üye hâkiminin uyuyakaldığı için duruşmanın bölündüğü öne sürüldü.

Milliyet'te Selahattin Günday imzasıyla yayımlanan habere göre, 9-22 Aralık 2000’de çok sayıda mahkumun yaşamını yitirdiği “Hayata Dönüş” operasyonunun ardından Ümraniye Cezaevi’ndeki olaylarla ilgili olarak 267 askeri personelin “kötü muamelede bulunmak ve operasyonda hayatını kaybeden kişilerin ölümüne neden olmak” iddialarıyla yargılandığı davanın, Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen son duruşması ilginç bir olaya sahne oldu.

20 Ocak 2012’de yapılan duruşmada, müdahil avukatların “8 yıldır bir arpa boyu yol alınamıyor. Taleplerimiz sürekli reddediliyor” gerekçesiyle İstanbul Barosu’ndan talep ettiği gözlemci avukat Nurdan Düvenci de duruşmada hazır bulundu.


Gözlemciden rapor


Baro gözlemcisi Düvenci’nin duruşmanın ardından hazırladığı raporda çok ilginç bir detay yer aldı. Düvenci raporunda bu durumu aynen şöyle belirtti:

“Avukat Güçlü Sevimli talepleri sözlü olarak dile getirdiği sırada salonda mahkeme heyetinin olduğu tarafta horultu sesine benzeyen sesler duyuldu.  Sevimli’nin rahatsızlık duyarak konuşmasını kestiği gözlemlendi.

Bunun üzerine avukat susup sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştı. Sesin mahkeme başkanının sağ tarafında oturan heyetteki üye hâkimden geldiği fark edildi. Üye hâkimin önünde bilgisayar monitörü olduğundan yüzü görülemedi.

Mahkeme Başkanı, üye hâkimi kastederek ’Rahatsızlığı var, o yüzden’ diyerek avukattan sözlerine devam etmesini istedi. Daha sonra sözü edilen heyetteki üye hâkimin mübaşirden su isteyerek ilaç içtiği gözlemlendi.”

Avukat Sevimli, raporu alır almaz mahkeme heyetini, HSYK’ya şikâyet etti. Sevimli dilekçesinde şunları kaydetti:

“8 yıldır sanık sorguları halen bitirilememiştir. Sanık sorguları mütemadiyen talimatla alınmakta ve bizlerin sanıklara soru sorma hakkı da bu şekilde ortadan kaldırılmaktadır. Yargılamanın son celsesinde yaşanan vakıanın da yukarıda izah etmeye çalıştığımız tablonun bir sonucu mahiyetinde olduğu düşüncesindeyiz. Son celsede mahkeme heyetinden sayın hâkim M.A.Ö. yüksek sesle ’horlayarak’ uyuyakalmıştır. Bu yargılama pratiğinin hukuka aykırılığı iddiamız bulunmaktadır.”