Gündem

Dünyanın en hızlı insansız hava aracını geliştiren Türk mühendis: Türkiye'ye dönmek istemiyorum

"Araştırma yapmak yeni konular üzerine eğilmek ve çalışmalar yapmak hep önceliğim oldu"

18 Aralık 2017 09:15

ABD'de 10 yıldır yaşayan, NASA'da da 2 yıl çalışmış olan 35 yaşındaki uzay ve uçak yüksek mühendisi Doç. Dr. Kamran Türkoğlu, sürücüsü olmayan 256 kilometre hıza ulaşan otonom aracının algoritmasını yazdı. Türkiye'ye dönmek istemediğini çalışmalarını söyleyen Türkoğlu, “NIO EP9 ile en hızlı insansız gidebilen otomobili geliştirdim. Dünyada otonom teknolojisine yön veren insanlar arasında yer almak istiyorum” dedi.

Hürriyet'ten Emre Özpeynirci'nin haberine göre, dünyada büyük yankı uyandıran ve bir çok uluslararası ajansın son dakika haberi olarak paylaştığı bu otomobilin mimarı ise 10 yıldır Amerika’da yaşayan Kamran Türkoğlu isimli 35 yaşında bir Türk mühendis. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uzay ve Uçak Mühendisliği (çift anadal) mezunu olan ve aynı okulda insansız hava araçları ve otonom uçuş kontrol sistemleri üzerine yüksek lisans yapan Kamran Türkoğlu, daha sonra Minnesota Üniversitesi’nde ’Kontrol Teorisi ve Dinamik Sistemler’ üzerine doktora yapmış. Hürriyet'ten Otomotiv dünyasında geleceği elektrikli ve sürücüsüz (otonom) otomobillerin şekillendireceğinin tartışıldığı, Türkiye’de ise 5 babayiğidin bunun için kolları sıvadığı bir dönemde Amerika’da NIO EP9 isimli elektrikli ve otonom bir otomobil hız rekoru kırdı. Şubat ayında ‘Circuit of America’ pistinde test edilen bu yüzde 100 elektrikli otomobil içinde sürücü olmadan 256 kilometre hıza ulaştı.

NASA'da görev aldı

2 yıla yakın NASA’da çalışıp, proje geliştiren ve şu anda San Jose Üniversitesinde Uçak-Uzay Mühendisliği bölümünde Yardımcı Doçent Doktor olarak görev yapan Türkoğlu, aynı zamanda Eylül 2016’dan bu yana San Jose (Silikon Vadisi) merkezli NextEV firmasının NIO EP9 projesinde çalışarak, otonom algoritması yazılımının yani aracın beynini tasarlayan ekibin başında yer alıyor. Kamran Türkoğlu, Hürriyet’e yaptığı özel açıklamada, en büyük amacının otonom araçlar konusunda dünyadaki çalışmalara yön vermek olduğunu belirterek, “Otonom teknolojisinin ilerlemesine olumlu katkıda bulunup, dünyada otonoma yön veren insanlar arasında yer almak istiyorum.

Uzun vadeli planım ise buradaki misyonumu tamamlayıp 40-50 yıla damgasını vuracağını düşündüğüm yapay zeka üzerine bir girişim şirketi (startup) kurmak” dedi. Türkoğlu, geliştirdiği en hızlı otonom araçla ilgili olarak ise şunları söyledi: 
“Çinli yatırımcılar tarafından 2015 yılında Amerika’da kurulan ve merkezi San Francisco olan NextEV şirketi elektrikli yarış otomobilleri geliştirerek Formula E’de yer alıyordu. Daha sonra NIO ismini alarak elektrikli ve otonom otomobil geliştirmeye başlayan şirket Silikon Vadisi’nde ofis açarak ilk çalışanlarını almaya başladı. Ben 188’inci çalışanıyım. Bugün NIO’nun San Francisco, San Jose, Münih, Londra, Şanghay ve Pekin olmak üzere 6 bölgede ofisi bulunuyor. Her bir ofisin üstlendiği görev farklı olmakla birlikte benim içinde bulunduğum ve üyesi olduğum Silikon Vadisi’ndeki ofis insansız sürüş kabiliyetlerinin geliştirilmesi, tasarımı ve uygulanması üzerine yoğunlaşıyor ve faaliyetlerini bu yönde sürdürüyor.”

EP9 ile başardım

Otonom otomobilleri üzerine ilgisinin son zamanlardaki yeniliklerden sonra başladığını kaydeden Türkoğlu, “Özellikle otonom araçların İstanbul, Londra, Canberra, San Francisco gibi kalabalık ve birçok unsurun bir arada bulunduğu ortamlarda nasıl insan sürüşüne yakın ölçüde performans sergileyebileceğini araştırıyorum” dedi. NIO’nun otonom algoritması yazılımın başında yer alan Türkoğlu, bu görevi ve EP9 projesini ise şöyle anlattı: “Benim EP9 ile amaçladığım şey bir yarış pistinde aracın kendi kendine yüksek hızda gitmesi, kontrol etmesi ve en ideal yarış çizgisini takip ederek mümkün olan en hızlı tur zamanını elde etmekti ki ulaştığımız insansız sürat 256 km oldu. Benim bu algoritma ile başardığım durum, yüksek hızda çalışabilen, 1341 beygir gücündeki bir aracı, içerisinde sürücü olmadan bir yarış pistinde kendi kendisini sürebilecek duruma getirebilmekti. EP9 ile başardığım durum bu.”

Trafikte kaybedilen zamanı geri vereceğiz

KAMRAN Türkoğlu, dünyadaki otomobillerin genel olarak ‘yaşanabilir mekan’ şeklinde evrildiğini belirterek, “Daha akıllı, daha ergonomik araçlar insan hayatını kolaylaştırmak, insanlara trafikte yitirdikleri zamanı geri vermek üzerine yoğunlaşacak. Öngörüm 2019-2020 yılından itibaren sürücüsüz (otonom) araçları kullanmaya başlayacağız. Elektrikli araçlar da önümüzdeki yıllarda sektörün standardı olacak. Özellikle pil ve depolama teknolojilerinde gelişmeler ile beraber bunu da daha belirgin halde görebileceğiz” dedi.

Elektrikli ve otonom otomobiller konusunda çalışmalar yapan NIO’nun Formula E’deki tecrübesi ve hız rekoru kıran EP9 modelinde elde ettiği tecrübeler sonrası piyasaya süreceği modeller üzerinde de sona geldiğini belirten Türkoğlu şunları söyledi: “NIO şu anda Çin pazarı için ES8 adı altında 7 kişilik elektrikli SUV modeli üzerinde çalışıyor. Bu aracı 2018 yılının ilk yarısında satışa sunmayı planlıyor. Daha sonraki aşamalarda amacı ABD pazarına girip otonom sürüş kabiliyetine sahip araçları satmak istiyor. ‘Eve’ modeli bunlardan biri. Şirketin otonom araçlar üzerindeki en temel görüşü insanlara trafikte kaybettikleri zamanı geri vermek. Bunu da araç içerisindeki her türlü iletişim unsurunu erişebilir kılarak yapmayı amaçlıyorlar. Yani NIO’nun en büyük hedefi otonom sürüş teknolojilerini elektrikli araç kabiliyetleri ile birleştirerek insanlara rahat, konforlu ve trafikte kaybettikleri zamanı kendilerine geri vererek, yaşanılabilir, çalışılabilir veya kazanılan zamanı daha değerli bir şekilde kullanacağınız mekanlar sunmak.”

Türkiye’ye dönme düşüncem yok

TÜRKİYE’de henüz otomotiv algısının elektrikli araçlar için çok açık olmadığını düşündüğünü kaydeden Türkoğlu, “En temelinde alt yapı, şarj istasyonlarının kurulması gerekiyor. Buna uygun vizyonun yönetim kademesinde gerçekleşmesi gerekiyor. Bu tur durumlar girişimciler tarafından sürdürülse de devlet desteği olmadan çok uzağa gitmesi pek mümkün olmuyor. Bu algının gelişmesi de zaman alıyor ve alacaktır” dedi. Türkoğlu, “Türkiye’ye geri dönmeyi ve burada bir proje geliştirmeyi veya bir şirket kurmayı düşünüyor musunuz?“ soruma ise “Açıkçası şu anda böyle bir düşüncem yok” cevabını verdi.

NASA’da 2 ayrı projede çalıştım

BULGAR asıllı Türk olan Kamran Türkoğlu, ilk öğrenimini Yenibosna ilkokulunda, orta ve lise öğrenimini ise Fahrettin Kerim Gökay Anadolu Lisesi’nde tamamlamış. İTÜ’den mezun olduktan sonra aynı üniversitede master yapan Türkoğlu, Ağustos 2007’de ABD’ye gitmiş. Türkoğlu, Minnesota Üniversitesi’nde doktorasını tamamladıktan sonra Silikon Vadisi’nde yer alan ve şu anda Western Digital adı altında faaliyet gösteren Hitachi Global Storage Technologies’ten (HGST) aldığı teklifle iş hayatına adım atıp, San Jose’ye taşınmış. Türkoğlu, NASA’da yaptığı çalışmaları ise şöyle anlatıyor: “NASA Ames Araştırma Merkezi ile irtibatım 2014’ün yaz aylarında oldu. ABD Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait özel bir araştırma grubunda kontrol sistemi tasarımı ve optimizasyon teknikleri üzerinde danışmanlık yapma fırsatım oldu. Hemen akabinde 2015 yılında konuk araştırmacı olarak yeniden NASA’nın özel üretilmiş araştırma uydularının kontrol sistem tasarımı ve modellemesi üzerinde çalışma fırsatı buldum. Yani toplam 17 aya yakın NASA ile işbirliği yapıp, oradaki bilim adamları ile çalıştım. Şu anda halen San Jose Üniversitesi’nde yardımcı doçent olarak görev yapıyorum. Araştırma yapmak yeni konular üzerine eğilmek ve çalışmalar yapmak hep önceliğim olmuştu.”