Gündem
BBC Türkçe

Dünyada azalan kişisel haklar ve artan hoşgörüsüzlük sosyal gelişimi etkiliyor

Her yıl yayınlanan Sosyal Gelişim Endeksi, kişisel hakların daha fazla ülkede azaldığını ortaya koydu. Endekse göre, kişisel hakların son 3 yılda 'hızla kötüleştiği' ülkeler arasında Türkiye de var.

29 Nisan 2018 20:30

Bu yıl gündemdeki çok sayıda kötü haberle, dünyanın daha hoşgörüsüz ve düşmanca bir yer haline dönüştüğü sonucuna varmak kolay. Peki, bu gerçekten doğru mu?

Yıllık Sosyal Gelişim Endeksi (SGE) bu yıl ABD merkezli Sosyal Gelişim Zorunluluğu adlı sivil toplum kuruluşu tarafından yayımlandı.

Raporda, dünya nüfusunun neredeyse yüzde 98'indeki sosyal eğilimler inceleniyor.

Bu yılki raporun vardığı sonuç pek de iç açıcı değil. Çalışmaya göre tek tek ülkeler bazında bazı gelişmeler olsa da, çok sayıda ülkede yurttaşların kişisel hakları azaldı ve bu durum dünya genelindeki gelişmeyi yavaşlatıyor.

Harvard İktisat Fakültesi ve MIT'den önde gelen akademisyenlerin hazırladığı raporda "kişisel haklar" ifade ve toplanma özgürlükleriyle, siyasi hakların yanı sııra kendi özel mülküne sahip olmak diye tanımlanıyor.

Endekste son üç yılda yaklaşık 40 ülkede kötüleşme olduğu görülüyor.

Bu ülkelerin aralarında Türkiye, Tayland, Tacikistan, Macaristan, Lesotho ve Burundi'nin bulunduğu 14'ünde kötüleşme "hızlı ve büyük" oldu.

Libya, Yemen, Rusya, El Salvador, Azerbaycan, Nikaragua ve Angola da aynı kategoride.

Bu yılki listede sadece 18 ülke bu alanda gelişim gösterdi. Bu anlamda en çok gelişme gösteren ülkelerse, Tunus, Madagaskar, Sri Lanka, Guinea-Bissau ve Küba.

SGE da ölçüyor. Rapor bu alanda da manzaranın kötüleştiği sonucuna varıyor, özellikle de bazı Avrupa ülkelerinde.

Sadece son 2 yılda, Danimarka, İspanya, Fransa, Hırvatistan, Yunanistan, Litvanya, Makedonya ve Rusya kötüleşme işaretleri vermeye başladı.

Rapora göre dünyanın bir çok bölgesinde "göçmenler, eşcinseller ve dini gruplara karşı hoşgörüsüzlüğün olduğu yaşanıyor.

44 ülkede azınlıklara karşı hoşgörüde kötüleşme yaşandı. Bu ülkeler arasında Letonya, Slovakya, Mozambik, Orta Afrika Cumhuriyeti, El Salvador, Macaristan, Kamerun, Ukrayna ve ABD bulunuyor.

Sosyal Gelişim Zorunluluğu adlı sivil toplum kuruluşunun Yönetim Kurulu Başkanı Michael Green, "Bazı sonuçlar kaygı verici. Geriye gittiğimizi gösteriyor ve hiç beklenmeyen ülkelerde de oluyor" diyor.

Green gelişimin durmuş gibi göründüğü ABD'din özellikle çarpıcı bir örnek olduğunu ifade ediyor.

Green BBC'ye yaptığı açıklamada "Ülkenin son üç yılda genel olarak sosyal kalkınmada performans sergileyemediği görülüyor. Özellikle de hoşgörü ve kapsayıcılık alanında. Yurttaşlar, milli gelir anlamında işlerin çok da kötü olmamasına karşın, ülkelerinin haklarını vermediğini hissedebilirler" dedi.

Ancak SGE, bazı umut veren eğilimler de ortaya koyuyor. En önemlisi, engellere ve gerilemelere karşın, genel olarak dünyada gelişme kaydediliyor.

İnternet kullananların sayısı dünya nüfusunun yüzde 43'üne yükseldi. Bu, 2014'ten bu yana yüzde 8'lik artış demek.

Cep telefonlarının kullanımı da önemli ölçüde arttı ve dünya nüfusunun yüzde 95'i cep telefonu şebekesinin kapsama alanında yaşıyor.

SGE'yi yukarı çeken bir başka gösterge de yüksek eğitime erişim.

Endekse göre, küresel sıralamaya giren üniversitelerin sayısı bir hayli arttı. 89 ülkenin listede bir üniversitesi var. 2014'te bu sayı 75'ti.

Peki, dünya Sosyal Gelişim Endeksi'nde bir bütün olarak nasıl bir performans sergiliyor?

Dünyanın gelişimi 2014'teki 100 üzerinden 63,17 puandan 2017'de 64,85'e çıktı.

Green "Temel bilgi, beslenme ve tıbbi bakıma erişime bakmaya başladığımız 2004'ten bu yana en iyi skor bu. Ancak çok daha iyi bir skor elde etmeye yetecek kaynaklar da var" diyor.

Tüm dünya bir ülke olsaydı, 2017 sıralamasının alt yarısında, 128 ülke arasında 80'inci, Endonezya ve Botswana arasında yer bulurdu.

Bu da, bazı olumlu tarafları olsa da, gelişme kaydedilse de, olumsuz verilerin genel anlamıyla gelişimi etkilediğini gösteriyor..

--------------------------

SGE, ülkelerin genelde daha çok kullanılan milli gelir, kişi başına düşen gelir gibi ekonomik veriler değil, daha çok sosyal ve çevresel anlamda aldığı sonuçlara odaklanılarak hazırlandı.

Harvard İktisat Fakültesi'nden Michael Porter ve MIT'den Scott Stern'in fikri olan endeks, Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz'in, bir toplumun refhanın en iyi nasıl ölçüleceğine dair prensiplerini izliyor.

Yönteme başlıca eleştiri ise, bütün göstergelerin eşit sayılması. Örneğin temiz suya erişim, kendi mülküne sahip olmak kadar önemli olarak görülüyor.

--------------------------

SGE'deki skor, ülkenin milli geliriyle karşılaştığında, zengin ülkelerin her zaman gelişim kaydetmekte daha iyi olmadığı görülüyor.

Green "Temiz suya erişim performansında kötü olan Kuveyt veya Suudi Arabistan ve Rusya yüksek milli gelirin, sosyal gelişimi beraberinde getirmesi anlamında çok da iyi kararlar almadığını gösteriyor" dedi.

Aslında, SGE, G7 ve OECD ülkelerinin Norveç, Japonya ve İspanya dışında gelişimde yavaş olduklarını ve daha az milli gelire sahip gelişmekte olan bazı ülkelerin en çok gelişim kaydedenler arasında olduğunu gösteriyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir