Dünya çapında yıldız olan bazı sanatçılar da zamanında reddedilmişler midir?
Madonna'dan U2'ya kadar birçok sanatçı ve grubun geçmişlerine bakılınca, şöhrete giden yolun direnmekten geçtiği görülüyor.
ABD'li müzisyen ve yapımcı Nile Rodgers, BBC Four için yaptığı programda müzik piyasasında "barınabilmenin" yollarını ve müzisyenlerin başarı hikayelerini anlatıyor.
Kulağa inanılmaz gelebilir ama şimdi dünyanın en ünlü pop yıldızlarından olan Madonna da bir zamanlar albüm çıkarabilmek için yapım şirketlerinin kapısını aşındırıyordu.
80'lerin başında Madonna'nın o dönemki menajeri Alec Head, demoyu Millennium Records'a gönderdiğinde, kendisine şu cevap verilmişti:
"Madonna'yı dinlemekten keyif aldım. Yapım, düzenleme ve Madonna'nın kendisi çok güçlü. Bence doğru yolda. Ancak bu projenin 'kumaşı yetersiz'. Madonna'nın henüz hazır olduğunu düşünmüyorum, ama kuvvetli bir şarkıcı altyapısı olduğunu duyabiliyorum. Şu an için değerlendirmeye almıyorum ama gelecekte yeniden dinlemek isterim".
Madonna ardından Sire şirketiyle anlaşma imzalayıp kendi ismiyle bir albüm çıkardı. Ama onu müzik sahnesine asıl çıkaran 1984 yılında prodüktörlüğünü Nile Rodgers'ın yaptığı Like a Virgin albümü oldu.
Şu an dünyanın en başarılı kadın şarkıcısı olan Madonna'nın zamanında bakıp güç aldığı ret mektubu ise 2001 yılında açık artırmada satıldı.
20. yüzyıla en büyük iz bırakan kadın sanatçılardan Nina Simone da şöhrete kolay ulaşmamıştı.
Hakkında yakın zamanda çekilen "What Happened, Miss Simone?" (Bayan Simon'a ne oldu?) belgeselinde, Simone'nun 1952 yılında Philadelphia'daki Curtis Müzik Enstitüsü'nden ret aldığını gösteriyor.
Ancak Simone'un yeteneksiz olduğu için değil, siyah olması nedeniyle reddedildiği iddia ediliyor.
Bu iddia tartışmalı olsa da, Simone ırkçılığa maruz kaldığına inanıyordu. Ancak bu reddediliş onu yıldırmak yerine, Simone'a güç ve azim verdi, ve Simone kendine dünya müzik tarihinde eşsiz bir yer edindi.
Curtis Müzik Enstitüsü, Simone'a 2003'te ölmeden hemen önce fahri doktorluk ünvanı verdi.
Görünen o ki, müzik dünyasında ünü yakalamış olanlar bile reddedilmekten muaf değil.
Nirvana'nın eski bateristi ve Foo Fighters'ın solisti Amerikalı Dave Grohl, geçen yılın Ocakayında hayatını kaybeden İngiliz müzisyen David Bowie ile birkaç yıl önce arasında geçen şu diyaloğu anlattı:
"Yaklaşık 2 yıl önce bir film için müzik yapmamı istediler. Ben de 'şarkıyı yazarım ve belki başkası vokal yapar' diye düşündüm. Şarkımı söyler mi diye David Bowie ile iletişlime geçtim. Sonraki gün Bowie bana 'Dave, filmi izledim. Dürüst olmak gerekirse, bana göre değil' yazdı."
Grohl ardından Bowie'ye teşekkür amcıyla bir e-posta daha gönderdi. Bowie'nin cevabı ise "Tamam, her şey anlaşıldıysa şimdi s*** git." cevabını yolladı.
Bu Bowie'nin kendisiyle çalışmaya hevesli gruplara verdiği tek ters cevap değildi. NME müzik dergisinin yazdığına göre Bowie bir defasında da Coldplay'a "Bu iyi bir şarkı değil, haksız mıyım?" cevabını vermişti.
U2 da şöhrete kavuşmadan önce ret alan gruplardan.
İrlanda asıllı grubun solisti Bono (Paul Hewson), 1979'da Londra merkezli RSO Records'a albüm demolarını gönderdiğinde, yüzeysel ve genel bir ret mektubuyla karşılaşmıştı.
Mektupta "Albümünüzü büyük bir dikkatle dinledik" yazıyordu.
Gerçekten dinlemişler miydi bilinmiyor ama RSO Records'un sahibi Alexander Sinclair'ın daha sonra kafasını duvarlara vurmuş olma ihtimali yüksek.
*Bu makale BBCMusic'ten derlenmiştir.