Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yalçın Karakoca’nın yaptığı rezektör balon adlı buluş Türkiye hariç tüm dünyada satışa sunuldu. Ürünün özellikle akciğer hastalarının nefes yolunu temizlemede çok büyük bir başarı sağladığını söyleyen Karakoca, Star gazetesine verdiği röportajda, ‘Tüm dünyada buluşuma büyük bir ilgi var. Ama Türkiye’de kimse incelemedi bile’ diyor:
Alkol kullananlarda kalp yetmezliği riski fazlaBir kaşık bal kalbe iyi geliyorRezektör balon pek çoğumuzun neye yaradığını, neden önemli olduğunu bilmediğimiz bir buluşun adı. Türkiye’de henüz sadece buluşu yapan doktor tarafından kullanılıyor. Ama dünyada çok önemli bir gelişme olarak tıp kongrelerinde sık sık ismi telaffuz ediliyor. Hatta birkaç yıl içinde tüm ülkelerde ticari olarak milyonlarca dolarlık bir pazarın en önemli ürünlerinden biri olacağı söyleniyor. Öyle ki göğüs hastalıkları uzmanlarının adını büyük bir saygıyla andıkları ünlü ABD’li profesör Ko Pen Wang, bir Türk doktorun yarattığı bu buluşu ülkesinde tanıtmaya gönüllü olduğunu söylüyor.
Japonya’da Dünya Bronkoloji Kongresi’nde de birkaç ay önce ödül alan rezektör balonun yaratıcısının adı Yalçın Karakoca. Kendisini bildi bileli öksüren ve ciğerlerinde sorun olduğu için tıp fakültesinde göğüs hastalıkları bölümünü seçen profesör unvanlı bir Türk hekimi. Aynı zamanda dünyada bronş içi tedavisinde lazer yöntemini başarıyla kullanan 20-25 doktordan biri. Hatta doktor sayısı o kadar az ki ülkeler o doktorları birbirinden transfer ediyor.
Tek başıma kaldım Karakoca kendi hastalığı nedeniyle çalışma alanı olarak göğüs hastalıkları bölümünü seçse de 1998 yılında annesini kanserden kaybedince yönünü daha çok akciğer kanserli hastalara çevirmiş. Ama daha mesleğinin ilk günlerinde bu hastaların çaresizliğinden etkilenip farklı teknikler öğrenmek istemiş.
Bu istek Karakoca’nın mesleki başarısının da sırrı olmuş: ‘Hacettepe Üniversitesi’nde göğüs hastalıkları bölümünde çalışmaya başlayınca akciğer hastalarının ne kadar zor durumda olduğunu gördüm. Büyük bir çoğunluk nefes alamayıp, boğularak ölüyordu. İstifa etmek istedim ve hocama ‘Herkes burada ölüyor, kimseye faydalı olamıyorsunuz. Bu bölümde çalışmak istemiyorum’ dedim. Hocam da beni Almanya’da kanserlerde bronş içi tedavisini öğrenmeye gönderdi.’ Karakoca ile Türkiye’yi döndükten sonra tekniği nasıl uygulamaya başladığını, rezektör balonu nasıl geliştirdiğini ve Türkiye’de buluşunun neden kabul görmediğini konuştuk.
Türkiye’ye döndükten sonra neler yaşadınız? Bu iş o zaman yapılmıyordu. Zordu çünkü. Ölmek üzere olan hastanın ciğerlerini açmaya çalışıyorsunuz ve ne hasta ne de yakınları bu tedaviyi istiyordu. Bu yöntemi deneyip hastalarının ölümüne neden olan hocalarımız vardı. Asistan olarak böyle bir tekniği uygulamam, uygulayamayan hocaları rahatsız etti. ‘Dünkü çocuk işlem yapıyor, hastalar yaşıyor’ diyorlardı. Bundan çok rahatsız oldular ve örgütlenip benim bütün camiadaki giriş kapılarımı kapattılar.
Sizden başka hiçbir doktor bu tekniği uygulamadı mı? Benden başka uygulayanlar hastalarının neredeyse tamamını öldürdü. Zaten bu yöntemi uygularken bir hastayı öldüren doktor, bir daha cesaret edemiyor ve yöntemi kötülüyor. Ben yöntemi yaklaşık bin 500 kez uyguladım ve sadece iki hastamı işlemden birkaç gün sonra kaybettim. Onlar da işleme bağlı ölümler değildi.
Peki bu yöntem nedir? Akciğer kanseri hastalarını iyileştirdiğinizi mi söylüyorsunuz? Bu işlem hastayı kanserden değil, boğulmaktan kurtaran bir yöntem. Akciğer kanserinde ölümlerin yüzde 75’i boğulma sonucu gerçekleşiyor. Hastalığın tamamen iyileşme oranı yüzde1 ila 3 oranındadır zaten. Kanseri tamamen yok edemiyorsanız, hastanın daha uzun ve kaliteli yaşamasını sağlamanız gerekiyor. Bu tedavideki amaç da budur.
Patente 1 milyon Euro
Yöntemi bu kadar hekimin içinde tek bir kişinin uygulayabilmesi biraz tuhaf değil mi? Tuhaf tabii. Ben de zaten rezektör balonu bunun için geliştirdim. Tekniğin yetersiz yönleri vardı. Yoksa herkes kolayca yapabilirdi ama ne yazık ki zordu ve hastalar ölüyordu. Bütün göğüs hastalıkları uzmanlarının uygulayabileceği şekilde geliştirilmeliydi bu teknik.
Rezektör balon ne işe yarıyor? Bu ürünün çalışma prensibi, tıpta yaklaşık 50 yıldan beri kullanılan balonun dışına yerleştirilen lifli yüzeyin, balonun şişip inme hareketiyle bir jilet gibi çalışarak anormal dokuyu temizlemesi esasına dayanıyor. Ürüne bağlı bir aspiratör görevi yapan başka bir çıkış yolu da artıkların dışarı atılmasını sağlıyor.
Meslektaşlarınızla bulduğunuz yöntemi paylaştınız mı? Bu süreçte çok anlaşılmaz şeyler yaşadım. 2001’de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde çalışmaya başladık. Burada 50 kez başarılı uygulama yaptıktan sonra sebepsiz yere ünite kapatıldı. Yöntemi Türkiye’deki doktorlar küratif (iyileştirici) olmamakla eleştirdi ama zaten ABD’de ve Avrupa’da küratif olduğu için değil, hastayı rahatlatıp soluk almasını sağlama tekniği olduğu için uygulanıyor. Açıkçası Türkiye’de kimse ilgilenmedi, hatta bu alanda isim yapmış birçok uzman ne olduğunu bile bilmeden reddetti.
Siz de yurtdışına açılmaya karar verdiniz... Türkiye’de kapılar kapanınca öyle oldu. Rezektör balonu geliştirir geliştirmez patent başvurusu yaptım. Dünya nüfusunun yüzde 98’ini içerdiği için patent, ruhsat, izin vs için yaklaşık 1 milyon euro kadar harcadım. Bir o kadar da ürünü geliştirmek için harcadım.
Nereden buldunuz bu kadar parayı?
Bir ülkede bir tekniği uygulayan tek doktorsanız çok para kazanmanız normal. Benden başka uygulayan yok ki!
Torunlarım doğuncaya kadar dört ay daha yaşamam lazım 58 yaşındaki Müjgan Akın, Prof. Dr. Yalçın Karakoca’nın rezektör balonu Türkiye’de kullandığı ilk hasta. Doktorların akciğer kanseri teşhisi koyduğu Akın, ‘Beni asıl mahfeden nefes alamamaktı. Solunumum olmadığı için ne kemoterapi ne de başka bir yöntem kullanılabiliyordu’ diyor. Çocukları Akın’ın soluk almasını sağlayacak bir doktor arayışına girince, Karakoca’nın ismine ulaşmışlar. Akın o günden bugüne yaşadıklarını şöyle anlatıyor: ‘Yaklaşık beş ay önce çocuklarım beni Yalçın Karakoca’ya getirdi. Bir cümle kuracak kadar bile konuşamıyordum ama zor da olsa hocaya kızımın dört aylık hamile olduğunu, sadece torunlarımı bir kez görecek kadar yaşatmasını istediğimi söyledim. Rezektör balonla ciğerimi temizlediler. Ciğerim açılınca kemoterapi uygulanmaya başlandı ve tümörler tedaviye yanıt verdi. Tabii ki tekrar etme durumu olabilir ama şimdi çok iyiyim. İkiz torunlarım dünyaya geldi ve yarın onların 40 mevlidini yapacağız. Torunlarımı öpebiliyorsam onun sayesindedir.’
Pahalı bulan da var ‘Çok büyük buluş’ diyen de PROF. Dr. Karakoca’nın buluşunu, onu Türkiye’de tek yapan tekniği öğrenmesi için Almanya’ya gönderen hocası Prof. Dr. İzzettin Barış’a sorduk. Barış ‘Akciğer kanserindeki tümörler nefes yollarını tıkar. Kemoterapi ilaçları da vücudun direncini azaltır ve genellikle zatürreye yol açar. Nefes yolunun mutlaka açılması lazım. Bu noktada ilaç da, elektro kotel yöntemi de etki etmiyor. Rezektör balon çok büyük bir buluştur. Bu buluşla Yalçın Karakoca dünyada birçok ödül alan ve tanınan bir isim oldu, literatüre girdi. Türkiye’deki tıp camiasının onun kıymetini bilmesi gerekiyor’ diye konuştu.
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği ikinci başkanı Prof. Dr. Mustafa Yaman ise ürünün fiyatının pahalı olduğunu ve hastalarında tedavi için çok daha ucuza mal olan yöntemler varken, rezektör balonu tercih etmediklerini söylüyor. Ayrıca rezektör balonun kanseri tedavi ediyormuş gibi sunulmasından da camia olarak son derece rahatsız olduklarını, hastaların bu tip yöntemlere bel bağlayıp boş ümitlere kapıldıklarını da anlatıyor.
Yabancılar pazarı görünce ürüne teklif yağdırdı
Rezektör balon şu anda dünyada satılıyor mu? Tanınmış birçok firma bu ürünün dünya satış ve dağıtım hakkını istedi. 2011’e kadar Fransız firması Novatech’e verdim. Firma tüm dünyada bir yıl süren piyasa araştırması yaptırdı ve sonuçlardan çok memnun kaldı. Dünyanın her yerinde ürünün hastaya maliyeti 1000 euro. Dünya lansmanı yapıldı, yakın bir zamanda da FDA onayı alacak.