IŞIL ÖZ
Dünya Göçmen Kuşlar Günü, 2006’dan beri mayıs ayının ikinci hafta sonu tüm dünyada, göçmen kuşların ve yaşam alanlarının korunmasına yönelik farkındalık yaratmayı amaçlayan etkinliklerle kutlanıyor. Bu sene tüm dünyada 12-13 Mayıs’ta kutlanacak Dünya Göçmen Kuşlar Günü’nün teması ‘Göçmen Kuşlar ve İnsanlar - Binlerce yıllık birliktelik’ Etkinliklerin amacı göçmen kuşlarla olan kültürel, ekonomik ve çevresel bağı vurgulamak.
KuzeyDoğa Derneği sayesinde haberdar olduğum bu gibi etkinliklerin öneminin altını çizmeliyim.
2005’ten beri Kars ve Iğdır’da yürüttüğü kuş halkalama faaliyetleriyle yaklaşık 40 bin kuş halkalayan ve göçmen kuşların araştırılması ve korunması için çok önemli veriler toplayan KuzeyDoğa Derneği’nin düzenli olarak yürüttüğü Iğdır Aras Nehri ve Kars Kuyucuk Gölü Kuş Araştırma ve Eğitim Merkezleri’nde, yarım kilometreyi geçen uzunlukta ağlarla her sene binlerce kuş yakalanıyor, tanımlanıyor, halkalanıyor, ölçülüyor ve tekrar doğaya salınıyor. Bu çalışmalar sayesinde, Kuyucuk Gölü’nde 223 kuş türü, Aras Nehri Yukarı Çıyrıklı sulak alanında ise 227 kuş türü tespit edildiğini belirtelim. KuzeyDoğa Derneği ve Kafkas Üniversitesi’nin ortak araştırmalarıyla bu sayılar halen artıyor.
Aras Nehri kıyısındaki aynı derecede zengin sulak alanlar korunmuyor!
KuzeyDoğa Derneği’nden aldığım bilgiye göre, Kuyucuk Gölü Doğu Anadolu’nun ilk Ramsar alanı olmasına rağmen, maalesef Aras Nehri kıyısındaki aynı derecede zengin sulak alanlar korunmuyormuş. KuzeyDoğa Derneği’nin kuş araştırma çalışmaları sayesinde Türkiye kuş türlerinin yüzde 70’i Kars ve Iğdır illerinde tespit edilmiş ve bu sayı halen artmaya devam ediyor. Birçok kuş türünün sadece deniz kıyısı, makilik, Akdeniz iklimi gibi bölgede olmayan doğal şartlarda yaşadığı düşünülürse, Türkiye kuş türlerinin yüzde 70’inin Kars ve Iğdır illerimizde olması, bölgenin göçmen kuşlar için uluslararası ölçüde zenginliğini ve bölgede çoğu korunmayan sulak alanların çok daha fazlasının korunmasının gerekliliğini gösteriyor.
Kültürde göçmen kuşlar
İnsanlığın göçmen kuşlara olan hayranlığı birçok eski kültürün efsanelerinde, sembollerde yerini almış. İlk kez Sümerlerin yazdığı Tufan efsanesinde de kuşların önemli bir rolü var. Tufan bittiğinde, çevrede bir kara parçasının bulunup bulunmadığını anlamak için önce bir güvercin uçurulmuş, konacak yer bulamayan güvercin geri dönmüş. Bunun üzerine bir kırlangıç bırakılmış, fakat o da aynı nedenden geri dönmüş. En son olarak, bir karga uçurulmuş ve karga konacak bir yer ve yiyecek bulduğu için geri dönmeyince çevrede bir kara parçasının olduğu anlaşılmış.
‘Göçmen kuşlarsız bir hayat düşünülemez’
Birçok toplumun geçimlerini sağlamak için ekonomik olarak göçmen kuşlara bağımlı olduğunu biliyor muydunuz? Kimi zaman besin kaynağı olarak faydalanılan kuşlar, birçok ülkede eko turizm sektörünün başrolünü üstleniyor. Ayrıca, göçmen kuşlar biyoçeşitliliğin, sağlıklı ekosistemin ve iklim değişikliğinin en önemli belirteçleri. Bunun dışında göçmen kuşlar en önemli ekolojik hizmetlerden biri olan bitki tozlaşmasında, tohumların yayılmasında ve böcek popülasyonlarını dengelemede hayati rol üstlenerek ekosistemlerin devamlılığını ve biz insanoğlunun hayatta kalmamamızı sağlıyorlar.
Göçmen kuşlar üzerindeki tehdit
Aşırı arazi kullanımı, yapılaşma, yasadışı ve aşırı avlama ve iklim değişikliği dünyadaki göçmen kuşları tehdit ediyor. Her türlü yapı göçmen kuşların konakladıkları, dinlendikleri, beslendikleri alanları, adeta onların benzin istasyonlarını yok ediyor. Yüksek binalar, elektrik hatları ve rüzgâr türbinleri gibi bariyerler göç sırasında büyük tehdit oluşturuyor.