Politika

DTP'ye 'kadın dövüyorsunuz' iması

Başbakan Erdoğan, partisince Batman'da düzenlenen mitingde, Batman'daki AKP'li kadınların dövüldüğünü iddia etti.

28 Şubat 2009 02:00

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisince Batman'da düzenlenen mitingde konuştu. Erdoğan, Batman'daki AKP'li kadınların dövüldüğünü iddia etti.

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP'li kadınların Batman'da seçim çalışmaları sırasında defalarca saldırıya maruz kaldıklarını belirterek, "Allah aşkına soruyorum, AKP'ye ya da herhangi bir partiye mensup olan herhangi bir hanımefendiye el kaldırmak hangi ahlaka sığar?" dedi.

Başbakan şöyle devam etti: 'Ne kadar kadın o kadar demokrasi' dediğiniz bu mudur? Vicdan bu mudur? İnsaf çeşmeleri bu kadar mı kurudu Allah aşkına. Siz Batman'ın bir huzur şehri olmasından neden bu kadar rahatsız oluyorsunuz diye soruyoruz. Neden demokratik yarışa şiddet bulaştırdınız? Üstelik neden bunu kadınlar eliyle, kadınlar üzerinden yaptınız? Zannediyor musunuz ki Batmanlı kadınlar, kızlar, Batmanlı hanımefendiler bu yolunuza, bu üslubunuza, bu siyasetinize olur vereceklerdir. Hayır yanılıyorsunuz. Ne kadar yanıldığınızı yarın siz de göreceksiniz.

Haraç istemekle oy istemek aynı şey değildir. Demokrat olmakla ceberrut olmak da aynı şey değildir. Oy istemek halkın rızasını, onayını istemektir. Şiddetle kimsenin gönlünü alamazsınız. İşte 29 Mart aynı zamanda bunu gösterecektir. Ben o yüzden hanım kardeşlerime şunu diyorum, daha çok çalışacağız ve gereken dersi sandıkta vereceğiz."

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz yaraları saralım diye uğraşırken, birileri yaraları kaşımakla meşgul. Yaraları açanlar, kaşıyanlar aynı yolda yürüyorlar. Milletimiz, kendisine tuzak kuranların oyununu her defasında bozmuştur, bozacaktır. Demokrasiye, adalete, sosyal barışa tuzak kuranlar her zaman bu ülkede mahcup oldular" diye konuştu.

Erdoğan, partisince Batman'ın Diyarbakır Caddesi'nde düzenlenen açık hava toplantısında vatandaşlara seslendi.

AKP siyasetinin "gönül kazanma siyaseti" olduğunu, millete efendi olmak isteyenlerle kendi siyasetleri arasında "gönül" farkı bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Biz milletimizin, ülkemizin hizmetkarıyız. Yeni bir başlangıcın içindeyiz. 29 Mart için 'barış içinde yarış' diyoruz. 29 Mart yeni bir baharın, yeni bir Nevruzun başlangıcı olsun" dedi.

Yerel hizmet ve belediyecilikte "ak belediyeciliği" Batman'da görmek istediklerini, belediyeciliğin AKP'nin uzmanlık alanı olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

"İstiyoruz ki Meleto Dağı kadar başı dik olan Batmanlıların, annelerin, babaların, gençlerin, çocukların yüzü gülsün, bahtı açılsın. O gün gelsin ki hep birlikte geçmişin yaralarını saralım. O gün oylarınızla, tercihlerinizle, iradenizle demokrasimiz güçlenecek, o gün hukuk ve adalet çok daha büyük bir güç kazanacak. Şimdiden gözünüz aydın, hayırlı olsun.

Biz de dağları deliyoruz

Yolsuzluklarla, yoksullukla yasaklarla mücadele ederek bu günlere geldik. Ferhat dağları deldi Şirin'e kavuşmak için. Biz de dağları deliyoruz sizlere ulaşmak için. Çetin, zorlu, karlı dağları aşarak bugünlere kavuştuk. Bugün unutmayın yeni bir gündür, 'dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım'. Biz onları söylüyoruz, onun için demokrasinin çıtasını yükselttik. Şimdi daha güçlü demokrasi için meydanlardayız.

AKP olarak 3 önemli şiarımız, 3 temel hareket noktamız var: Hizmet, hukuk, hürriyet... Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da siyasetimizi bu çizgide yürüteceğiz. Demokrasiyi, hak ve hürriyetleri güçlendirmek, adaleti yaygınlaştırmak her zaman temel önceliğimiz oldu. Hiçbir zaman istismar siyasetine tenezzül etmedik, mazeretlerin arkasına sığınmadık. İdeolojik propaganda dünyanın en bedelsiz, en ucuz siyasetidir. Biz bunlara tenezzül etmedik. Asıl olan, bütünlüğümüzü muhafaza ederek birlikte güçlenmektir. Manevi, milli duygular, mezhepler, etnik kimlikler, cinsiyet farklılığı istismar konusu yapılmamalı, yapılamaz."

Farklılıklar zenginlik kaynağıdır

Erdoğan, insanların kimlik özelliklerinin, farklılıkların zenginlik kaynağı olduğunu, bu zenginliklerin sahiplenilmesi gerektiğine işaret ederek, birliğe değil farklılıklara dikkat çekenler ile daima yara kaşıyanların, insanları kışkırtanların, ayrıştırmaya çalışanların büyük bir yanlışın içinde olduklarını ve millet önünde mahcup olacaklarını söyledi.

"Bizim kitabımızda, senlik, benlik davası yoktur. Dışlamak, horlamak yoktur. Biz meseleye insan odaklı bir anlayışla bakıyoruz. Yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz" diyen AKP Genel Başkanı Erdoğan, siyasetlerinin ana referansının yaptıkları eserler olduğunu, hizmetten kaçınmayacaklarını, hukuk ve adaletten geri adım atmadan hürriyetleri sonuna kadar koruyacaklarını ifade etti.

Milletten haraç istiyorlar

Demokraside alınan onca mesafeye rağmen birilerinin "memlekette yaralar açık kalsın, hiç kapanmasın" anlayışıyla hareket ettiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Biz yaraları saralım diye uğraşırken birileri yaraları kaşımakla meşgul. Yaraları açanlar, kaşıyanlar aynı yolda yürüyorlar. İstiyorlar ki belli bölgeler, belli şehirler, belli sorunlarla daima beraber hatırlansın. Kendi imtiyazlı seçkin konumlarını kaybetmek istemeyenler, bu ülkenin huzur bulmasından ne yazık ki huzursuz oluyorlar. Ağız tadıyla bir arada yaşama irademiz güçlenirse bu sahnede kendilerine rol verilmeyeceğini iyi biliyorlar. Milletimiz, kendisine tuzak kuranların oyununu her defasında bozmuştur, bozacaktır. Demokrasiye, adalete, sosyal barışa tuzak kuranlar her zaman bu ülkede mahcup oldular. Belli ki suç ve suçlu üreten bataklığın kurumasından endişe duyuyorlar. Milleti tahrik ederek, propaganda yaparak, statükocuların, değişim istemeyenlerin ateşine sürekli odun taşıyanlar milletten oy istemiyorlar, milletin rızasını istemiyorlar, adeta milletten haraç istiyorlar. Oysa milletten haraç isteyenler, milletin gönlüne giremez, milletin gönlüne giremeyenler siyaset yapamaz. Milli iradeyi rehin olmak isteyenler er veya geç mahcup olurlar."

Mafyayala mücadele sürüyor

AKP'nin, belediyeleriyle, bakanlarıyla, milletvekilleriyle ve teşkilatlarıyla adalete yatırım üzerine yatırım yaptığına işaret eden Erdoğan, iktidarın mafya, çeteler ve karanlık güç odaklarıyla kararlı bir mücadele yürüttüğünü bildirdi.

Erdoğan, "çözümsüzlüğü çözüm olarak gören klasik yönetim anlayışını ellerinin tersiyle ittiklerini" belirterek, "Her zaman çözümden, değişimden, reformdan yana olduğumuzu ortaya koyuyoruz. Sorunların kaynağının adaletin gecikmesi olduğunu biliyoruz. Yılların ertelediği adaletin bir an evvel gelmesi için 6 yıl boyunca bir tek günü boş geçirmedik, izin yapmadık, tatil yapmadık. Tıpkı Aşık Veysel gibi 'uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece' dedik ve gideceğiz gündüz gece, bize durmak yok" diye konuştu.

Havaalanından Batman kent merkezine gelene kadar yol kenarlarında çamur, batak alanlar gördüğünü ve bu durumdan büyük üzüntü duyduğunu ifade eden Erdoğan, Batman Belediyesini eleştirdi.

"Buranın belediyesi yok muydu? Belediye ne iş yapıyor? Buraları temizlemek, yaya kaldırımı yapmak, asfalt, parke döşemek belediyenin en doğal görevi değil mi?" diye soran Erdoğan, vatandaşların yerel seçimlerde "ideolojiye değil, hizmete oy vermesini, kimlik siyasetiyle değil, hizmet aşkıyla oy kullanmasını" istedi.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu ülkede Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abhaz, Boşnak hep birlikte üst kimliğimiz olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında bütünleşerek, bir ve beraber olacağız. Türk'ün kendi kimliğine saygınlığı şüphesiz olacak. Kürt kardeşimin, Laz'ın, Boşnak'ın, Arnavut'un hepsinin de olacak. Hepsine saygı duymak zorundayız. Biz olaylara yaklaşırken Ankara'nın kaderiyle Diyarbakır'ın, Bingöl'ün, Bitlis'in, Batman'ın kaderini bir gören iktidarız. Bize göre Dicle'nin kaderiyle Kızılırmak'ın kaderi birdir. Batman da bizimdir Konya da. Ahmedi Hani de bizindir Fuzuli de. Yunus Emre de Hacı Bektaş Veli de bizimdir. Biz bütünlüğü esas alan, adaleti ve kalkınmayı esas alan siyaset yapıyoruz. Aldanmadan, aldatmadan ülkemizin tamamını kucaklıyoruz" dedi.

Çetelerle terör örgütleri aynı

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Çetelerle terör örgütleri aynı değirmene su taşıyan kardeş şebekelerdir. Hukuksuzluk da haksızlık da karanlık işler de aynı zihniyetin parçalarıdır" dedi.

Erdoğan, "Sandık görününce halka görünen siyasetçilerden olmadıklarını ve olmayacaklarını" söyledi. Batman'a Başbakanlığı döneminde 7. kez geldiğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:

Dün, dündür diyenler…

"Bizim diğer siyasi rakiplerimizden çok temel bir farkımız var. Bizim için seçim meydanı halka hesap verme yeridir. Geçmişte kendilerine hesap sorulduğunda siyasetçiler ne derdi; 'Dün dündür, bugün bugündür.' Kendilerini hukuktan, adaletten muaf görüyorlardı, halkın unutkan olduğunu zannediyorlardı. Bugün siyasi misyonlarını çetelere, vergi hırsızlarına avukatlık yapmakla izah edenler, hukuksuzluk yapanları, milletin ekmeğine göz dikenleri korumayı rejimi korumakla eş anlamlı görenler var ya... İşte öncekiler de diyorlardı ki 'devlet bazen rutinin dışına çıkabilir' Biz, 'hayır' diyoruz. Hukuk devleti rutinin dışına çıkamaz. Hukuk devleti rutinin dışına çıkarsa çete olur, zulüm olur, kanunsuzluk olur, hortumculuk olur. Ne yazık ki bunların hepsi oldu, değil mi?

AKP iktidarında neler oluyor? AKP iktidarında milletle devlet ayrışmıyor, buluşuyor. AKP iktidarında Türkiye arınıyor, o kirlerden temizleniyor. Hortumlar ne oluyor? İşte hortumlar kesildiği için Batman yatırımlarla buluştu. Biz diyoruz ki hukuk devletinde İstanbul'un hukuku neyse Batman'ın hukuku da odur. Batman'daki koçerlerin de kenar mahallelerinin de hukuku merkezin hukukuyla birlikte korunur. Şehirlerimizi, ülkemizi adaletle yönetirsek sosyal sorunlar çorap söküğü gibi çözülür. Bunun böyle olduğunu dünyaya kanıtladık. Bataklık adaletle kurutulur ve bunu ispat ettik."

Açık yaralardan beslenenler…

Devleti görünmez alanlarda tarif edenlerin izledikleri siyaset sayesinde bertaraf olduklarını savunan Erdoğan, "Bu siyaset sayesinde kaygılar, korkular yerini umuda bıraktı. Devletle milletin arasına girenler, açık yaralardan beslenenler sadece mahcup oldular" dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bir zamanlar Batman'da kadınlar ve kızlar acı çekerken, aynı Batman'da birileri devleti rutinin dışına çıkarıyordu. Peki, aynı zamanda Ankara ve İstanbul'da neler oluyordu? Burada raydan çıkan, rutinin dışına çıkanlar orada aile fotoğraflarındaki efendileri için bankaların içini boşaltıyordu.

Çetelerin çıkar birliği bozulunca milletimin yüzü gülmeye başladı. Bunların hepsi AKP iktidarıyla birlikte bertaraf oldu. Terörle kendi aralarına mesafe koyamayanlar, vicdanlarının sesini bugüne kadar duymayanlar yarın da mahcup olacaklar.

Çeteler legal meşru araçları kendi çıkarları için kullandıkça gayrimeşru alanlarda güç devşirdiler. Çetelerle terör örgütleri aynı değirmene su taşıyan kardeş şebekelerdir. Hukuksuzluk da, haksızlık da, karanlık işler de aynı zihniyetin parçalarıdır. Her şey hukuk içinde olsun. Her şey insanımızın selameti için olsun. Her şey milletimizin iradesine uygun olsun. Dün hukuk dışına çıkanlar bugün tedavülden çıktı. Millet tedavülden çıkardı mı onları? Çıkardı. Dün kendilerini devlet zannedenler, bugün toplumdan tecrit oldular. Terör de çeteler de bütün unsurlarıyla tamamen tecrit olacaktır."

Türkiye’nin vicdanıyız

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütün vatandaşlarını kucaklayan bir devlet olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu ülkede artık kimse sahipsiz, kimsesiz değildir. Çünkü biz sessiz yığınların sesiyiz. Devlet de sahipsiz değildir, milletimiz de sahipsiz değildir. Artık güven esasında milletimiz kendi devletine, devletimiz de kendi milletine sahip çıkıyor. Çünkü artık hortumları kesen, yoksulu gözeten bir yönetim var" diye konuştu.

"İnsanın olduğu her yerde sorun olacaktır" diyen Erdoğan, aklın vicdanla birlikte olması halinde sorunların çözüleceğini, akıl-vicdan birlikteliğin bozulması halinde ise adalet terazisinin bozulacağını söyledi. Erdoğan, tüm Türkiye'nin hem aklı hem vicdanı olduklarını, bunun ispatının eserleri olduğunu ifade etti.

Miting alanında toplananlara CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Batman'a gelip gelmediğini soran Erdoğan, "Hayır" yanıtını alınca, "Bunların birisi ana muhalefet, birisi yavru muhalefet. Niye gelmediler? Bunlar Türkiye'nin iktidarına talip değil mi?" dedi. DTP'nin de batı illerine gitmemesini eleştiren Erdoğan, "AK 81 vilayette var. Bunların 80'inden milletvekili çıkardı. Çünkü AKP milletin partisi" dedi.

Gökten zembille inmedim

Erdoğan, AKP'nin ayrım yapmadığını belirterek, "Devlet bizim iktidarımızda meşruiyet kazandı. Ülkemiz, şehirlerimiz güçleniyor. Bizim iktidarımızda Cumhuriyetimiz halkla buluşuyor. Demokrasimiz meşruiyet zeminini güçlendirdikçe gayri meşru alanlar daralıyor" diye konuştu.

Eser verme ve hizmet etme siyaseti yürüttüklerini anlatan Erdoğan, kimlik siyaseti ve ayrım yapmadıklarını, Batman'da yaşayan tüm halkın partisi olduklarını dile getirdi.

Erdoğan, doğu ve güneydoğu illerinde yaşayan vatandaşların batı illerinde olduğu gibi rahatça dolaşması gerektiğini ifade etti.

"Siyasete gökten zembille inmedim" diyen Erdoğan, 18 yaşından beri siyasetin içinde olduğunu, 1994-1999 yılları arasında da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığını anımsattı.

Erdoğan, hizmet anlayışlarında ayrımcılık olmadığını yineleyerek, "Batman Belediyesi bugüne kadar hak ettiği parayı kuruşu kuruşuna almıştır. Burada farklı siyasi parti var diye AKP olarak asla hizmeti aksatmadık" dedi.

Batman'ın bütün köyleri ve mezralarının AKP iktidarında suya, yola ve okula kavuştuğunu söyleyen Erdoğan, kentte toplu konutlar yapıldığını, üniversite kurulduğunu kaydetti. Erdoğan, "Bizden öncekiler niçin yapamadılar? Çünkü biz, size sevdalıyız, milletimize aşığız. Milletimizin dertlisiyiz" diye konuştu.

Karamsarlığa prim vermeyeceğiz

Batı ile doğu arasındaki mesafeyi kapatacaklarını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Geçmişle yüzleşeceğiz ama yüzümüzü daima geleceğe çevireceğiz. Asla karamsarlığa prim vermeyeceğiz. Birbirimizi daha çok seveceğiz. Ağız tadıyla bir arada yaşama iradesini güçlendireceğiz. Kimin yara kaşıdığına iyi bakın. Kimin yaraları sardığına da iyi bakın. Emin olunuz ki bugün dünden daha aydınlıktır. Yarın daha aydınlık olacak.

Bugüne kadar olmaz, olamaz, imkansız denilen şeyleri başardık. Türkiye'nin hiçbir meselesi çözümsüz değildir. Adalet terazisinde hamdolsun dengeyi bulduk, siyasetimiz gönülleri fethetti.

Bugün ne köylerimiz boşalıyor ne de bankalarımız boşaltılıyor. Bütün kötü senaryoların hepsi yazanların ellerinde kalıyor. Beşiri ilçesinin köyündeki, Sason'un mezrasındaki vatandaşım da Ankara'daki vatandaşım da gördü ki kim hangi maskeyle dolaşırsa dolaşsın, kim hangi örgüte mensup olursa olsun, çeteler, mafyalar, terör şebekeleri birbirini besler. Artık bu karanlık filmi izlemek istemiyoruz. Bu büyük millet ebedi kardeşliğine sahip çıkacaktır. Buradan geriye asla gidilmeyecektir. Biz milletimize güveniyoruz."

Gölge etmeyin yeter

AKP'nin gönül kazanma sevdasında olan bir parti olduğunu belirten Erdoğan, bugüne kadar asla adalet çizgisinden sapmadıklarını ve bundan sonra da sapmayacaklarını söyledi.

Erdoğan, AKP'ye oy verenlerin pişmanlık duymasını değil, "helal olsun" demesini istediklerini kaydederek, şöyle devam etti:

"TRT Şeş hayırlı olsun dedik. Hamdolsun hayırlı oldu. Devlet halkıyla, milletiyle bütünleşti. Vermek istediği mesajı bu bölgedeki halkımın diliyle verme imkanını buldu. Çünkü benim buradaki vatandaşım da birinci sınıf vatandaştır. Dolayısıyla vatandaşın diliyle devletin vatandaşa ulaşması gerekiyordu. Birileri nedense buna hayırlı olsun diyemedi. Ama şimdi ellerinde kaldı. Şaşkına döndüler. Çünkü ezberledikleri argümanları vardı. Onun dışına çıkamıyorlardı. Soruyorum, bu büyük adım karşısında marjinallerin neden söyleyecek bir çift sözü kalmadı?

Diyorlar ki iktidar seçim yatırımı olarak bunu yaptı. Allah aşkına bu kadar güçlü bir televizyon bir kaç ayda hazırlanabilir mi? Bunun talimatını biz 22 Temmuz seçimleri bitti, yeni genel müdür atamasında genel müdürle yaptığım ilk görüşmede verdim. Dedim, bunun adımını atacağız. Bunu başaracağız. Sağ olsun başardılar. Daha iyi olacak. Eksikleri var, bu eksikler de giderilecek.

Demek ki bunlar sorunlardan besleniyor. Bunlar sorunların çözülmesini istemezler. Bunlar açık yaraları kaşıyıp devamlı sorun üretirler. Şimdi bazı üniversitelerimiz Türk Dili ve Edebiyatı Bölümleri kurulması için çalışma yapıyor. Muhalefet bunu da eleştiriyor. Buna da karşı çıkıyor. Çıkar... Ana Muhalefet diyor ki, 'siz birilerinin parasını, milletin kasasını kalkıp da buralara nasıl harcarsınız' Benim Kürt kökenli vatandaşım bu ülkede hak sahibi değil mi? Hak sahibi. Tabii ki devlet ona da ulaşacak. Yapılan iş budur. Hükümet olarak demokratik alanda atılım yaptıkça, milletin en tabii hak ve özgürlüklerini temin ettikçe, sağıyla soluyla tüm muhalefet karşımıza dikiliyor, yekvücut oluyor. Kürtçe eğitim dedik, rahatsız oldular. Nazım Hikmet'e iadeiitibar dedik, rahatsız oldular. Alevi açılımı dedik, rahatsız oldular. Hukuksuzlukla, terörle, çetelerle mücadele dedik, rahatsız oldular. Bunların milletin hissiyatıyla, milletin beklentileriyle hiçbir alakası yok.

Biz ekonomik açılım diyoruz, kültürel açılım diyoruz, demokratik açılım diyoruz. Bunlar olamaz diyorlar. Biz Anayasa ve yasalar çerçevesinde, devletimizin ve milletimizin hassasiyetleri çerçevesinde hangi adımı atsak, hangi açılıma girsek karşımıza çıkıyorlar. Provokasyonlar, tahriklerle olumlu gidişatı bozmaya çalışıyorlar. Milletin özgürlük alanını genişletme çalışmalarımızı sekteye uğratmak istiyorlar. Biz de diyoruz ki, demokratik açılımları kabul etmiyorsunuz, takdir etmiyorsunuz, bari gölge etmeyin"