Politika

DTP kapatılırsa ne olur?

Radikal gazetesi yazarı Tarhan Erdem, DTP’nin sadece AB standartlarında insan hakları istediğini ve kapatılmaması gerektiğini yazdı

22 Eylül 2008 03:00

Demokrat Toplum Partisi’nin kapatılma davasında sözlü savunmasını sunmasının ardından, tartışmalar daha da alevlendi. DTP’nin sadece AB standartlarında insan hakları istediğini köşesinde kaleme alan Radikal gazetesi yazarı Tarhan Erdem, partinin niye kapatılmaması gerektiğine dair görüşlerini sundu. Erdem’in bugünkü yazısı:

İsteğimi, evirip çevirmeden söylemeliyim: Demokratik Toplum Partisi (DTP) Kapatılmasın.
Bu isteğimin nedeni, teröre bulaşmayan bütün eğilimlerin siyasal hayata katılmaları ve anayasal bütün kurumlarda oyları oranında temsil edilmeleri gereğidir.

Anayasa Mahkemesi’nde Partisini savunurken Ahmet Türk, “diyaloğun, uzlaşının, ortak aklın çatışma sürecini sona erdirebileceğine inandığını” belirtiyor ve “terör örgütüyle organik bağlarının olmadığını” söylüyordu.

Ahmet Türk Mahkemede bunları söylerken, Genelkurmay “İletişim Toplantısı”nda da, Orgeneral İlker Başbuğ konuşuyordu:

“Şu anda bölücü terör örgütü içinde bulunulan şartlarla bir kırılma noktasına doğru yol alıyor. ... Şimdi 1984’ten 2008’e 24 yıl geçti. Örgüt kırılma noktalarına daha önce de çok geldi. Bu kırılma noktalarından biz tam istifade edebildik mi şimdiye kadar? ... 1987’de sıkıyönetimden OHAL’e geçtik. ... Bütün bu dengeleri bozan 1991’deki, 1’nci Körfez Savaşı. 200 kişilik terörist örgüt bir bakıyorsunuz 1990’larda 12 binlere çıkıyor. Detayına çok girmeyeceğim. Bazı alanlarda da bazı şeylerin yapılması lazım.”(Genelkurmay kurumsal internet sitesi, 20.09)

Başbuğ’un, “Bazı alanlar” derken, hangi düzeyin, hangi alanlarını kastettiğini bilmiyorum; iyi tanımadığım için, yanlış yorumlama ihtimalinden de kaçınıyorum.

Benim cümlem de aynı: Bazı alanlarda da bazı şeylerin yapılması lazım. Benim yazdığım “bazı şeyler”, Kürt sorunuyla ilgili olan yönetim sistemi ve anayasadaki değişikliklerdir. Bunların gerçekleşmesi için “zihniyet değişikliğini” beklememeliyiz, bekleyemeyiz!
DTP ve Ahmet Türk’ün ağırbaşlı kişiliği, birçok eksiğimizin yarattığı sıkıcı havayı yumuşatmakta; bu havayı yaratan olaylar ve yaklaşımları kolay tartışmamızı sağlamaktadır.
DTP şüphesiz bir Kürt partisidir; oy verenler arasında, Türk asıllı olanlar yok sayılacak kadar azdır. Son seçimde “Bağımsız aday” olarak milletvekili seçilenler; seçim barajının adaletsizliğinden kaçınmak için seçimlere hukuken katılmayan partilerine dönmüşlerdir.
İlk kez son seçim sonrasında parlamentomuzda bir Kürt Partisi Grubu oluşmuş ve bu durum sonucu Mecliste yurttaşların temsili genişlemiştir.

DTP terörle bir yere varılamayacağını açıkça söylemektedir; hedefi ülkenin bölünmesi değil, farklı insanların farklılıklarını bilerek birlikte yaşaması ve yurtlarının gelişmesidir. DTP,
sadece AB standartlarında insan hakları istemektedir.

Bu parti kapatılırsa, yeniden bir Kürt partisi kurulur; ilk seçimde de yine Meclise Kürt yurttaşlarımızın oylarıyla seçilen milletvekilleri gelirler. Ancak yeni parti de, yeni milletvekilleri de terör örgütüne ve bölünmeye daha yakın dururlar. DTP’nin kapatılması, bizim Kürt Partimizin, başkasının Kürt Partisiyle yer değiştirmesi sonucunu verebilir.

Nasıl söylesem bilemiyorum; DTP’nin kapanmasını istemeyelim ve Anayasa Mahkemesi DTP’yi kapatmasın!