Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, Heyet Tahrir eş-Şam'ın (HTŞ) Şam'ı ele geçirme amacıyla 27 Kasım'da başlattığı operasyonun ikinci gününden bu yana sahada koordinasyon içinde olduklarını iddia etti. Ancak Abdi, Şam'ın ele geçirilmesi ve geçici hükûmetin yönetime gelmesinden sonra HTŞ ile doğrudan müzakerelerin başlatılmadığını da sözlerine ekledi. Abdi, SDG'nin yeni Suriye ordusuyla birleşmeye hazır olduğunu ancak bunun için “uygun çerçeve” üzerinde müzakere edilmiş bir anlaşmaya varılması gerektiğini vurguladı. Abdi öte yandan Suriye'nin birleşik bir ülke olarak kalması gerektiğinin altını çizerek "Yeni siyasi sistemin şekline halk ve anayasal tartışmalar karar vermelidir" dedi. Kobani'nin saldırıya uğraması halinde DSG'nin planının ne olacağını anlatan Abdi, "ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyondaki ortaklarımızla birlikte oradaki gerilimi azaltmak için çalışıyoruz. Bu nedenle bölgenin tüm silahlardan arındırılmasını önerdik. Bu Türkiye'nin bahsettiği endişeleri hafifletecektir. Ancak Türkiye bu önerimize henüz yanıt vermedi ve güçlerini yığmaya devam ediyor." dedi. Şam'ı ziyaret etmeyi planladığını söyleyen Abdi, "Şam bizim başkentimiz ve koşullar uygun olduğunda ziyaret edeceğiz" dedi.
"Sinyaller almıştık"
Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda konuşan Abdi, "Suriyeli grupların 27 Aralık'tan önceki operasyonlarından haberdar mıydınız? Esad rejiminin on gün içinde düşeceğini hiç tahmin ettiniz mi?" sorusuna "silahlı grupların eski rejime karşı askerî bir operasyon başlattığına dair sinyaller aldıklarını" vurgulayarak şöyle yanıt verdi:
"Bu beklenen bir şeydi ancak beklenmeyen şey ordunun mücadele etmeden hızla çökmesiydi. Suriye devrimi boyunca ordunun yanında yer alan müttefiklerinin bu kadar hızlı bir şekilde orduyu terk etmesine de şaşırdık. Gelecekte operasyonun perde arkasında neler yaşandığını daha iyi öğreneceğimize inanıyorum."
Silahlı grupların operasyonu öncesinde HTŞ ile herhangi bir koordinasyon içinde olmadıklarını ancak ikinci günde temas kurduklarını ifade eden Abdi, "İkinci gün Halep'in bazı mahallelerinde güçlerimiz arasındaki çatışmayı önlemek ve Türkiye destekli gruplar tarafından saldırıya uğrayan Tel Rıfat kamplarından mültecileri tahliye etmek için temas kurduk. Bu saha koordinasyonu halen devam etmektedir." dedi.
"Hükûmetin inşasında ve ortaklığında rolümüzü oynamaya hazırız"
Beşar Esad yönetiminin çökmesinin ardından HTŞ yönetimindeki Suriye'nin nasıl görüneceği konusunda devletin şekli ve siyasi sistemi konusunda HTŞ ile müzakerelere katılıp katılmayacakları sorulan Abdi, şunları kaydetti:
"Henüz HTŞ ile doğrudan müzakerelere başlamadık ancak Suriye'nin, ülkenin çeşitliliğinin anayasa ile güvence altına alınacağı ve Kürtler de dahil olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin haklarının güvence altına alınacağı adem-i merkeziyetçi demokratik bir devlet olması gerektiğine inanıyoruz.
Suriye'nin bölünmesini istemiyoruz ve ülkeyi yönetecek hükümetin inşasında ve ortaklığında rolümüzü oynamaya hazırız. Suriye çok fazla kan dökülmesine tanık oldu. Suriye'nin ilerleyebilmesi ve kendini yeniden inşa edebilmesi için barış döneminin önünü açmak üzere acilen kapsamlı doğrudan diyalog çağrısında bulunuyoruz."
"Her şeyden önce Suriye'nin birleşik kalması zorunludur"
"Her şeyden önce Suriye'nin birleşik kalması zorunludur" diyen Abdi, yönetim sistemin şekli üzerine birçok tartışmanın yapılacağına inandıklarını söyledi.
Özerk yönetim tarafından kontrol edilen bölgeler üzerinde müzakereler yapılması durumunda DSG'nin şartlarının sorulduğu Abdi, "Bunlara koşul demek istemiyoruz ama sahadaki gerçekliğin dayattığı ve dikkate alınması gereken bazı hususlar var" dedi ve önceliğin Suriye genelindeki askerî operasyonların, özellikle de Türkiye ve ona bağlı grupların DSG'ye karşı operasyonlarının sona erdirilmesinde yattığını anlattı. Bunun, "Suriyeliler olarak ülkelerinin geleceğini dış müdahaleler olmaksızın tartışabilmelerini sağlayacağını" belirten Abdi, "Özerk yönetim tarafından kontrol edilen bölgeler Suriyelilerindir ve temsilcilerinin sesleri duyulmalı ve geleceğin inşasına ilişkin tartışmaların bir parçası olmalıdırlar" diye konuştu.
"Ülkenin kaynaklarına gelince, bu kaynaklar tüm Suriye halkına aittir" diyen Abdi, "Herkesin istikrar ve refahtan yararlanabilmesi için kaynakların devlet tarafından tüm Suriyelilere adil ve eşit bir şekilde dağıtıldığı bir geleceğe bağlıyız. Esad rejimi tarafından ötekileştirilen bölgelere dikkat edilmelidir." ifadelerini kullandı.
"DSG'nin silahları orduya gidecek ve DSG orduyla birleşecek ama..."
HTŞ lideri Muhammed Colani'nin (Ahmed el Şara) silahlı gruplara yaptığı silah bırakma çağrısı konusunda DSG'nin tutumunu anlatan Abdi, "Geleceğin Suriye'si ülkeyi ve vatandaşlarını savunan birleşik bir ulusal orduya sahip olmalıdır. Bu tartışmaya açık bir konu değil. DSG'nin silahları orduya gidecek ve DSG orduyla birleşecek." dedi ancak şunları ekledi:
"Ancak bunun gerçekleşmesi için, bunun nasıl uygulanabileceğine dair bir çerçeveye ulaşmak üzere doğrudan müzakereler yapmamız gerekiyor."
"Bölgenin tüm silahlardan arındırılmasını önerdik, bu Türkiye'nin endişelerini hafifletecektir"
Kobani'nin saldırıya uğraması halinde DSG'nin planının ne olacağını anlatan Abdi, "ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyondaki ortaklarımızla birlikte oradaki gerilimi azaltmak için çalışıyoruz. Bu nedenle bölgenin tüm silahlardan arındırılmasını önerdik. Bu Türkiye'nin bahsettiği endişeleri hafifletecektir. Ancak Türkiye bu önerimize henüz yanıt vermedi ve güçlerini yığmaya devam ediyor. Gerçek şu ki Kobani'ye yönelik saldırı bir felaket olacak ve bölgenin istikrarı için büyük bir tehdit oluşturacaktır. Umarız bu gerçekleşmez." dedi.
"Türkiye ile dolaylı temaslar sürüyor"
"Suriye'nin Türkiye sınırındaki bölgeleri konusunda Ankara ile doğrudan ya da dolaylı temas ya da müzakereler var mı?" sorusuna yanıt veren Abdi, şunları söyledi:
"Uluslararası koalisyondaki ortaklarımız aracılığıyla Türkiye ile dolaylı temaslar yürütülüyor. Ancak, Türkiye'nin korkularını hafifletmek için doğrudan görüşmeler yapmak istiyoruz, ancak Ankara şu ana kadar bu tür görüşmelere hazır olduğunu ifade etmedi."
Bölgesel ve uluslararası güçlerin, DSG'den PKK ile bağlarını koparmalarını talep ettiği hatırlatılan Abdi, bu taleplerle ilgili olarak "Daha önce DSG'nin PKK ile örgütsel bir bağı olmadığını söylemiştik. Bazı üyeleri IŞİD'e karşı savaşta bize katıldı. Yan yana savaştık ama askeri operasyonlar sona erdiğinde ve bunu yapacak mekanizma kurulduğunda bu kişiler de ortadan kaldırılacaktır. Kuzey ve Doğu Suriye'de karar verme yetkisi uzun zamandır halkın elindeydi ve öyle kalmaya devam edecek. Bu korkuların hiçbir haklı gerekçesi yoktur." dedi.
"Şam'ı ziyaret etmeyi planlıyor musunuz?" diye sorulan Abdi, "Elbette. Şam bizim başkentimiz ve koşullar uygun olduğunda ziyaret edeceğiz" dedi.