Gündem

Dosyaya gizlilik kararı getirilmişti; CHP'den 12 yaşındaki çocuğun Kuran kursundaki ölümüyle ilgili araştırma önergesi

18 Temmuz 2021 12:48

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Muş Merkez Karşıyaka Kuran kursunda tuvalet kapısının koluna asılmış bir şekilde bulunan ve daha sonra tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren 12 yaşındaki Mehmet Halit Yavuz'un ölümüyle ilgili araştırma önergesi hazırladı.


CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç “Muş Karşıyaka Kuran Kursu'nda kalan 12 yaşındaki M.H.Y’nin intihar ettiği iddiasına” ilişkin skandal olayla ilgili Meclis Araştırma Önergesi hazırladı.

Meclis Katip Üyesi Av. Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada, cemaat ve tarikat öğrenci yurtları ile kuran kurslarında kalan çocuklara yönelik cinsel istismar haberlerinin zaman zaman basına yansıdığını belirtti. Cumhuriyet Başsavcılıklarının, kamuoyu vicdanını derinden etkileyen ve yurttaşların infialine neden olan bu olaylarla ilgili hemen soruşturma açması gerekirken, çoğu zaman kamuoyu baskısı sonrasında soruşturma açtığını belirten CHP'li vekil, "Hepimizi derinden etkileyen ve üzüntüye boğan Muş’taki son olay da bu vahim olayların sonuncusudur. Umarız bu son olur ancak bu düşünce yapısıyla devam edildiği ve küçücük çocuklarımız Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulları yerine, cemaat ve tarikat okulları ile kuran kurslarına emanet edildiği sürece son bulması imkansız görünmektedir. Devletin bir an önce bu yapılanmalara karşı denetim mekanizmasını devreye sokması, çağdışı uygulamalarla eğitim vermeye çalışan yerleri kapatması gerekmektedir." dedi.

TIKLAYIN | Camide ölü bulunan 12 yaşındaki çocuğun dosyasına gizlilik kararı

İlk müdahaleyi yapan doktor: İntihara benzemiyor

CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, Muş'ta bulunan Karşıyaka Kuran Kursu'nda kalan 12 yaşındaki M.H.Y. isimli çocuğun, kemeriyle tuvalet kapısının koluna asılmış bir şekilde bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Olayın ardından Muş Devlet Hastanesi’ne kaldırılan çocuğun duran kalbi çalıştırılarak Elazığ’da özel bir hastaneye sevk edilmiştir. Uzun süre komada kalan M.H.Y. hayata tutunamayarak vefat etmiştir. Diyarbakır’da yaşayan aile, kendilerine gelen telefon üzerine Muş’a gittiklerini ve çocuklarının kemerle tuvalet kapısına kendisini astığının söylendiğini belirtmişlerdir.

İmamlığını amcasının yaptığı camiye bağlı Kuran kursundan yaralı olarak hastaneye kaldırılan M.H.Y’nin ailesi, bilinci kapalı bir şekilde Muş Devlet Hastanesi’ne kaldırılan çocuklarının intihar ettiğine inanmadıklarını; M.H.Y’nin Muş’a gittikten 3 gün sonra ailesini arayarak, ‘ben imam olacağım’ dediğini, 4 gün sonra ise kendilerine M.H.Y.’nin intihar ettiği bilgisi verildiğini ayrıca, ‘Çocuğun boyu ile kapı kolu arasında çok fark var. Kapı kolu yüksekliği 1 metre bile değil. O kemerin payı da var. Otursanız bile yere değersiniz. Bu yüzden bu olay bize şüpheli geliyor’ açıklamasında bulunarak olayı şüpheli bulduklarını söylemişlerdir. Aile, Muş'ta ilk müdahalede bulunan doktorun da ‘Bu intihara benzemiyor, el izleri ve morarma görüyorum’ dediğini belirtmişlerdir.

Kuran kursu yetkilileri, olayda kusurlarının olmadığını belirtmektedirler. Ancak M.H.Y. eğer gerçekten kendisini astıysa, yetkililerin o anda nerede olduklarını ve neden bu intihara engel olamadıklarını açıklamaları gerekmektedir. Bu kadar büyük bir skandala rağmen, Muş Karşıyaka Kuran Kursu’nun kapatılmaması, Muş Valiliği ve Muş Müftülüğü’nden henüz bir açıklama yapılmaması da ayrıca irdelenmesi gereken bir durumdur.

Bu çocukların cemaat ve tarikat öğrenci okulları ile yurtlarına gönderilmek yerine, onlara sahip çıkılması, eğitim-öğretim hayatına katılmalarının sağlanması gerekmektedir.12 yaşındaki M.H.Y’ye ne olmuştur? Eğer intihar etti ise neden intihar etmiştir? Küçücük çocuk orada kendisini nasıl asabilmiştir? Eğer gerçek, intihar değilse nedir? Bütün bu sorular yanıt beklemektedir ve bir an önce de cevap verilmesi elzemdir.
"

Dosyaya getirilen gizlilik kararı

TBMM Katip Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, Muş’ta yaşanan bu intihar iddiası ile ilgili savcılık soruşturmasının sürdüğünü bildirdi. "Olayın gerçekte ne olduğunun mutlaka ortaya çıkartılması, sorumlular varsa açığa çıkartılması ve yargılanması hepimizin en büyük temennisidir." diyen Av. Sevda Erdan Kılıç, ancak bu olayla ilgili dosyaya gizlilik kararı getirilmesinin, buna ilişkin beklentileri zayıflattığını ifade etti.