Dört siyasi parti, İçişleri Bakanlığı önünde kayyım atamaları ve hukuksuzluklara karşı ortak açıklama yaptı. Açıklamada muhalefetin ortak paydada buluşması gerektiği mesajı verilerek, "Bundan sonra da her türlü başlıkta ortak mücadeleyi yürütmek boynumuzun borcudur" denildi.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Yeni Yol Partisi Grup Başkanı Bülent Kaya ve Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, İçişleri Bakanlığı önünde kayyım atamaları ve hukuksuzluklara karşı ortak açıklama yaptı. Açıklamanın ardından temsilen siyah çelenk bırakıldı.
Koçyiğit: “AKP'nin bu ülkeye giydirmek istediği bu tekçi baskıcı, inkarcı gömleği kabul etmiyoruz”
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “kıyıcı bir operasyonun ve kıyıcı bir kumpas sürecinin içerisinde” olduklarını söyleyerek, "AKP kendisi açısından dikensiz bir gül bahçesi inşa etmek istiyor. 2028’de iktidara yürüyüşünü zorla, kılıçla, bütün temel hak ve özgürlüklerimizi, bu ülkedeki seçme seçilme hakkımızı, temsil hakkımızı yok ederek yol almak istiyor. Ama buna karşı da tabii ki bizlerin de mücadelesi, bizlerin de sözü, bizlerin de eylemi olacaktır. Hiçbirimiz ama hiçbirimiz AKP'nin bu ülkeye giydirmek istediği bu tekçi baskıcı, inkarcı gömleği kabul etmiyoruz" diye konuştu.
Halkın AKP’ye gereken cevabı verdiğini ifade eden Koçyiğit, “Birinci parti olma yeteneğini aldı ondan, ikinci parti yaptı. Kırmızı kartı gösterdi” dedi.
"Kayyım için OHAL döneminde çıkarılmış sonradan yasalaşan bir KHK’yı adres gösteriyorlar"
Koçyiğit, Anayasa’ya aykırı bir işlem tesis edildiğini söyleyerek, "Anayasa'nın 127. maddesi çok açık olmasına rağmen OHAL döneminde çıkarılmış sonradan yasalaşan bir kanun hükmünde kararnameyi adres gösteriyorlar. Bu bir nevi yurttaşlıktan çıkarma girişimidir. Bu ülkede insanlar seçemeyeceklerse, seçtikleri tarafından yönetilemeyeceklerse, en temel haklarını kullanamayacaklarsa o zaman nasıl bir demokrasiden, nasıl bir seçimden bahsedebiliriz?” diye konuştu.
“Bundan sonra da her türlü başlıkta ortak mücadeleyi yürütmek boynumuzun borcudur”
Kayyımın sadece Siirt’e değil bütün Türkiye’ye atandığını vurgulayan Koçyiğit, şunları kaydetti:
"Bu nedenle birlikte olmak, itiraz etmek, mücadeleyi örmek gibi tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Bu sorumluluğun gereğini duyan bir yerden, bu sorumluluğu hisseden bir yerden bugün dört siyasi parti ki Yeni Yol’un içerisinde üç siyasi parti var. Bundan sonra da her türlü başlıkta ortak mücadeleyi yürütmek, büyütmek boynumuzun borcudur. Türkiye'yi demokrasiyle buluşturacağız. Türkiye'yi düze çıkaracağız. Hiç kimsenin bundan şüphesi olmasın diyorum."
Emir: “Kendi seçildiğiniz sandığı sayıyorsanız, siz bir otoritersiniz”
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, İçişleri Bakanlığının anayasal olarak kendinde olmayan bir yetkiyi kullanarak birçok beldeye, yerel yönetime kayyım atadığını söyledi. "Bu ülkenin her yerinde kullanılan her bir oy aynı değerdedir, aynı derecede kutsaldır" diyen Emir, şunları kaydetti:
"Ovacık'taki seçince 'seçemezsiniz', Esenyurt'taki seçince 'seçemezsiniz', Siirt'teki seçince, Mardin'deki seçince 'seçemezsiniz' diyorsanız tek geçerli ve meşru sandığı, kendi seçildiğiniz sandığı sayıyorsanız, siz bir otoritersiniz. Siz demokrat asla olamazsınız. Siyasi partiler olarak halkımızın hukukunu, hakkını, antidemokratik uygulamalarına karşı kayyım politikalarına karşı savunmak üzere buradayız. Bir gün gazeteci tutuklanıyor, öbür gün belediye başkanına soruşturma açılıyor. Sudan sebeplerle, öbür gün bir kayyımla karşılaşıyorsunuz, öbür gün bir sanatçı, bir diğer gün parti genel başkanı gözaltına alınıyor. Gözaltına alınan suçta bir şey bulamazlarsa tutuklama sebebi alelacele bir başka dosya buluyorlar. Yıllar öncesinden paylaşımlarını, yıllar öncesinden yaptığı telefon konuşmalarını bahane ediyorlar ve bunun üzerinden tutukluluk gerçekleştiriyorlar. Yapılmak isteneni biliyoruz. Korkutmak istiyorlar, sindirmek istiyorlar."
Kaya: “Siirt Belediye Başkanı hakkında yargılama devam ederken belediye başkanlığını yaptı”
Yeni Yol Grup Başkanvekili Bülent Kaya da siyasi makamlara seçimle gelip seçimle gitmenin esas olduğu bir demokratik rejimden, siyasi iktidarın dizayn etmek istediği bir topluma doğru dönüştürülmeye çalışıldığını söyleyerek buna itiraz etmek için burada olduklarını belirtti.
Kaya, Siirt Belediye Başkanına atanmış olan kayyım uygulamalarında henüz kesinleşmiş bir mahkeme kararının olmadığına dikkati çekerek "İlgili belediye başkanı bir buçuk yıldan beri hakkındaki bu dava, bu yargılama devam ediyorken de belediye başkanlığı yaptı. Siirt'te de herhangi bir olumsuzluk meydana gelmemişti. Bugün ilk derece mahkemesinin verdiği karar bir kesin hüküm değildir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin verdiği karardan on gün önce belediye başkanı hukuki statüsü neyse bugün de hukuki statüsü odur. Çünkü hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmayan herkes kanunlar önünde suçsuzdur" dedi.
“İstanbul sınırları içerisinde 20 kilometre arayla iki farklı hukuki statü olabilir mi?”
Artık mahkeme kararlarının kesinleşmesi dahi beklenmeden uygulamaların yapıldığını söyleyen Kaya, şöyle konuştu:
"Esenyurt ve Beşiktaş arasında 20-30 kilometre olan iki ilçeden bahsediyoruz. İki belediye başkanı haklarındaki soruşturma kapsamında tutuklandılar. Ama Esenyurt'ta milletin seçmiş olduğu meclis üyeleri kendi başkanını seçemezken, 20-30 kilometre ötedeki Beşiktaş Belediyesi ise kendi meclisi içerisinden bir başkanvekili seçti. Şimdi 20-30 kilometre uzakta iki farklı demokrasiyi siz Türkiye'ye nasıl izah edeceksiniz? İki farklı uygulamayı Türkiye'ye nasıl izah edeceksiniz? Buradan bu uygulamayı yapan iktidara ve onu destekleyen vicdan sahibi insanlara sesleniyorum. Beşiktaş'ta ayrı demokrasi Esenyurt'ta ayrı demokrasi olabilir mi? İstanbul sınırları içerisinde 20 kilometre arayla iki farklı hukuku statü olabilir mi? Siz burada yapmış olduğunuz uygulamalarla altısında çifte standartınızı ortaya koyuyorsunuz.”
Karaca: “En küçük ortak paydada bile buluşabiliyorsak buluşalım”
Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca muhalefetin artık yan yana olacağına işaret ederek, "Ortak birleştirenin en küçüğüne bile birlikte sahip çıkacağız. Çünkü baskı gören, sindirilen, korkutulan, hakları elinden alınmak istenen, iradesine ipotek konulan, barış hakkına, huzur hakkına, değer verilmeyen her kesimden yurttaşımız da bunu istiyor, bunu bekliyor. En küçük ortak faydada bile buluşabiliyorsak buluşalım. Artık yeter diyor. Biz burada o artık yeter sözünü her alanda sahiplendiğimizi bu sözü birlikte yükseltmek için zamanın geldiğini söylemek üzere de bir aradayız aynı zamanda" dedi.
"Meclis’e çok büyük ve önemli görevler düşüyor"
"Tek adam rejimi demir yumruğuyla ağzını açan herkesi susturmak istiyorsa, bize düşen ses çıkaranların sesinin birleşmesinin olanaklarını, araçlarını yaratmaktır" diyen Karaca, şunları kaydetti:
"Bu noktada elbette Meclis’e çok büyük ve önemli görevler düşüyor. Ama bizi birleştiren halk, bizi birleştiren mücadele, bizi birleştiren talepler kayyım atandığında belediyelerin önünde, avukatlara gözaltıyla gözdağı verildiğinde baroların önünde, gazetecilere tutuklamayla sus işareti verildiğinde televizyonların, gazetelerin, ajansların önünde buluşturanlardır. Biz de onlar gibi sokakta yan yanayız ve bundan sonraki süreçte de halkın susmaması sinmemesi, korkmaması, sesini buluşturabilmesi için de her yerde bu mücadele olanaklarını, kanallarını geliştirmek durumundayız. Bu onun bir nişanesi olsun, bu onun bir göstergesi olsun istiyoruz." (ANKA)