Gaziantep'te bir özel hastanede lazerle bel fıtığı tedavisi olan 20 hastanın omurilik bölgesindeki sinir ve kemik dokuları yandı. Yatağa bağlanan hastalar dava açtı, bakanlık soruşturma başlattı.
Mesut Altın ve Didem Seymen'in Sabah gazetesinde yer alan haberine göre, Gaziantep'te bir özel hastanede uygulanan lazerle bel fıtığı tedavisi yaklaşık 20 kişinin hayatını kararttı. Lazer cihazıyla fazla ısı verilmesi sonucu omurilik bölgesindeki sinir ve kemik dokuları yanan hastalar yürüyemez hale geldi. Aylardır yatağa bağlı yaşayan hastaların kimi işinden, kimi okulundan oldu. Psikolojik tedavi görmeye başlayan hastalardan 9'u hastane ve doktor hakkında suç duyurusunda bulunup, 540 bin liralık tazminat davası açtı. Sağlık Bakanlığı olayla ilgili inceleme başlatırken, hastalar hayatlarını karartan olayın sorumlularından hesap sorulmasını istedi.
Duyanları şaşkına çeviren sağlık skandalı iddiaya göre şöyle gelişti: Gaziantep'te lazerle bel fıtığı tedavisi yapılan bir özel hastanede görevli beyin ve sinir cerrahisi uzmanı C.Ü. geçtiğimiz ocak ayı içinde yaklaşık 20 kişiye lazerli tedavi uyguladı. Fıtığın küçültülmesi amaçlanan tedavide hastaların omurilik bölgesine iki iğne sokularak lazer ışını verildi. Tedavinin ardından normal yaşamlarına devam edebilecekleri söylenen hastalar, aradan bir gün geçmeden ardı ardına şiddetli ağrı, kusma ve titreme şikayetiyle hastaneye kaldırıldı.
Yürüyümez halde
Yürüyerek gittikleri hastaneye yürüyemez halde geri dönen hastaların, omurilik bölgesine lazer cihazıyla yüksek ısı verilmesi sonucu sinir ve kemik dokusunda yanma meydana geldiği ve enfeksiyon oluştuğu öne sürüldü. Bunun üzerine hastalar, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Şikayet üzerine Sağlık Bakanlığı da olayla ilgili inceleme başlattı.
Hastalardan Elif Dinç, Nihal Kalınmeşe, Fatma Akalın, Çiğdem Polat, Ali Ağas, Yusuf Ekşi, Ayşe Dağ, Mehmet Kızgın ve Filiz Demirbaş, hastane ve doktor aleyhine 10 bin maddi 50 bin manevi olmak üzere 60'ar bin lira tazminat davası açtı. Avukat Mehmet Alp müvekkillerinin felç kalma riskinin bulunduğunu belirterek, "Tüm hastaların omurilik bölgesinde lazer cihazıyla yüksek derecede ısı verilmesi sebebi ile sinir ve kemik dokularının yanarak dejenere olduğu tespit edildi. Hastaların felç olma ihtimali olduğu belirtildi. Lazer cihazının kullanıldığı yaklaşık 20'ye yakın hastada aynı şikayetler başlayınca, hastane idaresi paniklemiş ve hata üstüne hata yapmış. Olayı örtbas etmek için, hastanenin enfeksiyon hastalıkları bölümü olmadığı halde, hastaları kendi hastanelerinde tutmuşlardır. Halbuki, hastaların omurilik bölgesinde enfeksiyon kaptığı öğrenilince, hastaların enfeksiyon bölümü olan bir hastaneye sevk edilmesi gerekirdi" dedi.
'Biraz fazla kızarmış'
Kimi evinde kimi hastanede aylardır yatağa bağlı halde yaşayan hastalar, yaşadıkları sağlık skandalını anlattı. Yaklaşık iki aydır hastanede tedavisi süren Fatma Akalın (44), "Doktor ameliyat olmamın riskli olduğunu söyleyip lazer tedavisi uyguladı. Eve gittikten sonra belimde şiddetli bir ağrı başladı. Yürüyemez hale geldim. Doktor 'Makinenin hatası, benim hatam yok' dedi. Beni şok edense doktorun "Yağda köfte kızarır ya sizinki biraz fazla kızarmış" demesi oldu. İki aydır yatalak haldeyim. Tedavi 1 sene sürecek diyorlar. Hayatımızı kararttılar. Evde üç çocuğum perişan oldu. Psikolojim bozuldu" dedi.
Hastanede tedavi gören Ayşe Dağ (47) "Bel fıtığından sol ayağım rahatsızdı. 'Lazerle rahatlarsınız' dediler. Tedaviden bir gün sonra feci ağrılar başladı. Kıvranıyordum, hemen acile aldılar. O günden bu yana kendi başıma yürüyemiyorum" diye konuştu. Şanlıurfa'da bir hastanede 4 aydır hemşire olarak görev yapan Çiğdem Polat da (23) lazer mağdurlarından. İki ay hastanede tedavi gördükten sonra evinde tedavisine devam edilen Polat şunları söyledi:
'Fazla ışın verilmiş'
"Rahatsızlığım 6 yıl önce başladı. Yine aynı doktora gitmiştim. 'Ameliyat yapalım' dedi ama kabul etmemiştim. Şiddetli bir ağrım da yoktu. 'Sana jestim olsun' diyerek lazer tedavisi uygulayacağını söyledi. 'Çok kolay 10 dakika sürecek, yarın görevine başlarsın' deyince kabul ettim. Eve geldiğimde dizlerim tutmamaya başladı. Benimle aynı gün lazer tedavisi olan hastaların da aynı şikayetle geldiğini görünce durumu anladım. Fazla ışın verip omurilik sinirlerini yakmışlar. Tüm hastalarda aynı iğne kullanıldığı için enfeksiyon oluşmuş. Yüksek dozda ağrı kesicilerle güçlükle yürüyebiliyorum. Eve hapsoldum, işe gidemiyorum. Hayatımı kararttılar."
Filiz Demirbaş (55) ise "Yaklaşık 50 gün hastanede yattım. Evdeyim ancak halen ağrılarım sürüyor. Destek almadan yürüyemiyorum. Bir keresinde kızıma 'Pencereyi aç aşağıya atlayacağım' dedim. Psikolojik olarak çöktüm" dedi. Fırat Üniversitesi İnşaat Mühendisliği 3. Sınıf öğrencisi 22 yaşındaki Mehmet Kızgın da "Bacağımda hafif ağrı ve uyuşma vardı. Lazer tedavisinin ardından çok şiddetli kramplar girmeye başladı. İki ay boyunca hiç yataktan kalkamadım. Ağrılar dinmeyince iki kez fıtık ameliyatı geçirdim. Doktor ameliyatla lazerin yaktığı yerleri aldığını söyledi. Aylardır okula gidemiyorum, bir yılım gitti. Dava açtım" diye konuştu.
Ali Ağas (39) ise "Lazer tedavisi öncesinde bir hastalığım olup olmadığını sordular. Hepatit B var deyince 'O zaman sizi en son alacağız' dediler. O zaman buna bir anlam veremedim. Ama sonra aynı iğneyi bütün hastalara kullandıklarını öğrenince nedenini anladım. Çalışamaz hale geldiğim için işimden oldum. 5 çocuğum var. Perişan ettiler bizi" dedi.
'Ağrılar ömür boyu sürebilir'
Op. Dr. Ayhan Kara (Echomar Göztepe Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı): "Bir ayda 20 kişi çok fazla. Bir sene içinde bizim bu tedaviyi uyguladığımız hasta sayısı 10'u geçmez. Uygun hastalarda başarılı bir operasyon, ancak bu tedavi her hastaya yapılmaz. Bunun belli kriterleri var. Verilen ısıyı da iyi ayarlamak gerekiyor. Çünkü siniri yaktıktan sonra geri dönüşü olmuyor. Lazer cihazında ısıyı kendiniz ayarlıyorsunuz. Fıtığın durumuna göre 60-300 derece arasında ısıtılabiliyor. Bu hastalar 'nöropatik' ağrı dediğimiz ömür boyu sürecek ağrılar çekebilir. Ne kadar ameliyat edilse de düzelmez."
Prof. Dr. Kemal Yücesoy (Dokuz Eylül Üniv. Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı): Bir ucu 10 hastaya kullandılarsa bu tip olumsuz sonuçlar yaratabilir. Enfeksiyon, ağrılı ve sıkıntılı bir durum. Etraftaki dokulara zarar verir. Bu enfeksiyona mesafe enfeksiyonu diyoruz. İki-üç aylık uzun tedaviler gerektirir. Uygun vakalarda açık ameliyata gitmeden çok iyi sonuçlar alabiliyoruz. Ama bu yöntemin çok ileri olmayan bel fıtıklarında uygulanması gerekiyor. Lazerlerin dereceleri var. O dereceyi kaçırdılarsa da problem olabilir ama sebep o değildir. Gelişmiş bir teknoloji ve cihaz kendini ayarlıyor.
Prof. Dr. Hidayet Akdemir (Medicana Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı): Bel fıtığında lazer dünyada çok yaygın kullanılan bir yöntem değil. Yan etkileri fazla olduğu için kabul görmedi. Sinirlere istenmeyen yan etkileri olabilir. Buna, termal zedelenme diyoruz. Sinire denk geldiyse felç yapma riski de vardır. Mikroskobik tekniği öneriyorum. Sinirleri koruyarak, dokuya zarar vermeden yapılabiliyor. Endoskopik yöntem de var. O da belirli, seçilmiş hasta grubunda uygulamak gerekiyor.